Gülen’e karşı Gülen
Ebuseleme Gülen olayı, tam bir “kıssa-i lâ tentehi” yani Şehrâzâd’ın Binbir Gece Masalları gibi bitmeyen ve içinden sürekli yeni hikâyeler çıkan bir hâdiseye dönüştü. FETÖ elebaşısı Gülen’in yıllar boyu etkili olan “sihir”i, yeğeni Ebuseleme’nin çıkışıyla büyük ölçüde bozulmuş durumda. Ne çare ki bu durum, medyanın ilgisiz tavrı nedeniyle Türkiye’deki fanatik örgütçülere yansıtılamıyor.
Dünyanın birçok ülkesine ağ kurmuş FETÖ, dehşet verici şekilde yurt dışında “içe çöküyor”, ancak Türkiye’deki örgütçülerin çoğunun bundan haberi yok. Açıkçası gerçekten “Bir ihanet imparatorluğunun içe çöküşünü” izliyoruz. Ebuseleme hâdisesi vesilesiyle F. Gülen’in bunadığı, insanları ve olayları birbirine karıştırdığı ve artık bir örgütü yönetmeyi bırakın, kendi “varlığının” bile farkında olmadığı tescil edilmiş oldu.
Ebuseleme’den sonra öyle isimler gerçek adlarıyla bayrak açtı ki artık çetelesini tutmak bile güç. Hedefteki isim Mustafa Özcan ve diğer “molla”ların “zarf”larla beslediği gazeteciler ve takma isimli sosyal medya hesapları dışında Fetullah Gülen’i ve “Mahrem Yapı”yı açıktan savunabilen bir isim yok. Örgütü sorgulayanlara dönük argümanları hep aynı:
“Haslar, hamlar ayrılıyor. Konuşmanın zamanı mı? Bu zamana kadar neden konuşmadınız? Şahısların hatası, camiayı bağlamaz! Gülen, abluka altında, bu suçlardan haberi yok. Ne yapalım yolun kaderi. Zalimin ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Fitnecisiniz. Kazanma kuşağında kaybediyorsunuz. Susun. Gidip börekçi dükkânı açın! Okçular Tepesi’ni terk edenlere hesap mı soruldu ki siz abilerimize hesap soruyorsunuz?”
Pensilvanya’daki Kestane Kampı’nda yaşanan skandalların birer birer ortaya çıkması, örgütte kontrol edilemez çalkantılara ve çözülmelere yol açıyor. Uzun yıllar Herkül sitesini yöneten Osman Şimşek’in, ülke ve kıta “imam”larının, firari FETÖ’cü iş adamlarını sistematik bir şekilde dolandırdığını anlatan bir mektubu Gülen’e vermek isteyince Cevdet Türkyolu tarafından dövülerek kamptan atılması büyük bir infiale yol açmıştı.
Yine darbe öncesinde “kamp”ta yapılan hazırlıklara itiraz eden Şimşek, mahrem “imam”lar tarafından vahşice öldürülmekle tehdit edildiğini açıklayarak büyük bir çıkış yapmıştı. Kaos planlarından en korkuncu, 2018 seçim gecesi için cezaevlerinde başlayacak bir isyanın iç savaşa dönüştürülerek, NATO’nun müdahalesine zemin hazırlanmasıydı. FETÖ imamı Sezai kodlu İsmail Kokuroğlu bu kanlı planı yönetecek kişiydi.
Abdullah Aymaz’ın o dönemki yazılarında tekrar ettiği gibi FETÖ’cü cezaevi müdürleri “kafeslerin kapılarını” açacak, mahkûmlar “güvercinler gibi” kaçacakken jandarma hepsini infaz etmeye başlayacak, FETÖ-CHP sosyal medya trolleri tarafından olaylar kaosa çevrilip, bir iç savaş başlatılacaktı. Sonunda NATO Türkiye’ye müdahale ederek, Erdoğan’ın seçilmesine engel olacaktı. Plan Gülen tarafından onaylanacakken, örgüt içindeki muhalif “mahrem” ekip karşı çıkınca Pensilvanya’daki örgüt merkezinde kavgalar yaşanıyor. Muhalifler, Gülen’i planı durdurması için tehdit ediyor.
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçim gecesi Muharrem İnce, planlandığı şekilde YSK önüne eylem için gitmesi gerekirken bir anda ortadan kaybolmuş, geç vakitlerde İsmail Küçükkaya’ya gönderdiği mesajla, “Adam kazandı” diyerek FETÖ ve CHP kitlesini hayal kırıklığına uğratmıştı. Buna rağmen FETÖ ve CHP’nin trolleri o gece İnce ve eşinin kaçırıldığını, bodruma kilitlendiklerini, başlarına silah dayandığını ve seçimin zorla gasp edildiğini yazdılar. İnce ise ertesi gün tüm bunlara, “Şizofren bunlar” diyerek tepki göstermişti.
Sosyal medya kaos trolleri o gece için aylardır tetikte bekletiliyordu ancak plan çökmüştü. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kaos planını ifşası, ayrıca daha sonra “kamp” değiştiren Sedat Peker’in, “İsyancıları en yakın elektrik direklerine asacağız!” çıkışları kaos planını akîm bırakıyordu.
Ebuseleme bir konuştu pir konuştu
Ebuseleme Gülen, konuştu ve yer yerinden oynadı. Twitter hesabı (@ebuselemegulen) onun mu değil mi tartışması başladı. Ebuseleme, ertesi gün kamptan videolu ve yine küfürlü bir paylaşım yaptı. Hedefinde “BDSM’ci Cevdet” diye tarif ettiği Cevdet Türkyolu, Barbaros Kocakurt, Dr. Ali Ursavaş ve Mustafa Özcan vardı. Bu vesileyle BDSM’nin tecavüz ederken işkence eden kişilere dendiği öğrenildi. Ebuseleme, kendisinin ve kardeşlerinin, amcası ve Türkyolu tarafından çok ağır eziyetlere tâbi tutulduğunu ifşa ederken, ağabeyi Muaz Gülen’in zincirlerle bağlanıp, “Sen Deccalsın!” denerek işkence edildiğini yazdı.
Gülen’in kardeşi Mesih Gülen’in en küçük oğlu olan Ebuseleme aslında ilk kez konuşmuyordu. 2018’de ilk kez çıkış yapmış, ancak açıkladığına göre “Uzun Cevdet” ve ekibi, babası Mesih Gülen’e baskı yaptığı için yazdıklarını silmek zorunda kalmıştı.
“Türkiye’ye dönüp teslim olacağım. Bildiğim her şeyi anlatacağım” diyerek evden kaçmaya çalıştığı için örgüt, Ebuseleme’yi o dönem hastaneye kapattırıyor. Psikiyatrik hastaların tutulduğu bölümde kalırken, FETÖ’nün toplantılarına katılan bir Mısırlı doktor onu muayene ederek, “Psikolojisi bozuk” teşhisiyle taburcu olmasına izin vermiyor. Ebuseleme daha sonra gelen bir Rus doktora, 15 Temmuz olayını, FETÖ yapılanmasını ve kendi yaşadıklarını anlatınca doktor onu anlıyor ve taburcu ediyor.
Ebuseleme darbeden beri yani 8 yıldır psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor. Türkiye’de mahrem hizmetleri hiç bilmeyen birçok insan hapis yatıp işinden olurken, bildiği ve yaptığı şeylerin kendisi için ağır bir mânevî yük oluşturduğunu ifade ediyor. Bu yüzden çok sayıda antidepresan hap kullanıyor ve o sıkıntılı süreç içinde eşinden boşanıyor ve işsiz kalıyor. Aslında buhranı devam ettiği için hiçbir iş yapamaz hale geliyor.
Ebuseleme’nin küfürlerle açtığı bayrağa karşı FETÖ, onu, babası kanser tedavisi gören Mesih Gülen’i kullanarak susturmaya çalıştı. Gülen ailesinin damadı FETÖ imamlarından Ahmet Kurucan, Mesih Gülen’i ziyaret ederek oğlu aleyhinde açıklama yapmasını sağladı. Ancak Ebuseleme Gülen, “Babamdır, elini ayağını öperim. Ancak bizim köyde hâlâ..” diyerek yine mizahi bir dille örgütün bu atağını da savuşturdu.
Ebuseleme darbeden önce ve sonra çok önemli 3’er olaya şahitlik ediyor. Bu hâdiselerin kendisini psikolojik olarak intihar sınırına kadar getirdiğini vurguluyor.
Adil Öksüz’le toplantılar
2016 Mart ve Nisan aylarında Ebuseleme’den, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı şeytan olarak gösterecek bir play station oyunu istiyorlar. Bunun için önce 2 milyon dolarlık, daha sonra ise diğer oyunlar ve belgeseller için 20 milyon dolarlık devasa bir bütçe hazırlanmış. Ebuseleme, FETÖ TSK mahrem biriminin altında bu tarz kumpasların yapıldığı mahrem oyun birimi olduğunu anlatıyor. Ebuseleme, Hüseyin Dalan’ın yerine bu birimin başına getiriliyor. TSK imamı Adil Öksüz ve Öksüz’ün eniştesi AliSami Yıldırım ile buluşarak görevin detaylarını öğreniyor. Kendisinden bu oyunun ana hatlarının 17 Temmuz 2016’ya hazır olması isteniyor.
Oyunun amacı, gençlere Erdoğan’ı kötü göstermek ve nefret ettirmek. Hedefleri, 20 yıl geçse bile “İşte böyle bir adama darbe yapıldı, çünkü layıktı” dedirtmek. Ali Sami Yıldırım ile Gülen’in huzuruna çıkıyorlar. Gülen, oyundan ve konseptten tamamen haberdar.
Ebuseleme’yi sarsan ikinci olay darbeden önce yaşanıyor. Ali Sami Yıldırım ile otururlarken, Dr. Ali Ursavaş “Merak etme Hulusi Paşa bizi kurtaracak” diyor. O böyle konuşunca Ali Sami Yıldırım, masanın altından Dr. Ali’nin ayağına vurup susturuyor. Ebuseleme, “Ne demek yani? Darbe mi olacak? Eğer öyle bir şey olursa karşınızda ilk olarak beni bulursunuz!” deyince, yok canım diye gülüp geçiştiriyorlar.
Bir başka şoke olduğu olay ise Pensilvanya’da görevi devralmaya gittiklerinde yaşıyor. F. Gülen, yeğeninin kulağına, örgütün darbe yapacağını gayet açık şekilde fısıldıyor:
"Gülen: Arkadaşlar bir şey düşünmüş. Yakında Türkiye’deki bütün kurumlar el değiştirecek. Siz de çok önemli kurumlara geleceksiniz. Sakın bu olduğunda bunu yapanların bizim arkadaşlar olduğunu belli etmeyin. Bulunduğunuz konumlarda mütevazi olun. Renk vermeyin!"
Odadan şoke olmuş vaziyette çıkıyor, bu kez Barbaros Kocakurt, Dr. Ali Ursavaş ve Ali Sami Yıldırım’ın bir general ile yaptıkları görüntülü telefon görüşmesine şahit oluyor.
Kocakurt, “Paşam hürmetler, selamün aleyküm. Sizleri çok seviyoruz. İnşallah yakında bu zalimlerden kurtulacağız. Bütün Türkiye bayram edecek. Sizin de sayenizde az kaldı inşallah. Farklı siyasi görüşlerden gözüksek bile bu vatanın öz evlatları aslında biziz” diye konuşuyor.
15 Temmuz 2016 darbesinden sonra Ebuseleme, ABD’ye geçiyor. Gülen’e, Adil Öksüz’le yaptıkları oyun projesinden bahsediyor, Gülen’in rengi atıyor ve “Sakın sakın sakın! Hemen o projeleri rafa kaldırıyorsunuz. Bir daha da o adamın adını ağzınıza almıyorsunuz!” diyor.
Ebuseleme’yi bu tepki çok kötü etkiliyor. 2018’de oyun birimi ondan tekrar bir oyun istiyor. Önce reddetse de parasız olduğu için kabul etmek zorunda kalıyor. 3 kez bu sebeple zarf içinde maaş aldığını anlatıyor. Bu sefer oyun biriminin başında Hüseyin Dalan adlı Fas imamının yardımcısı var. Dalan, deniz kuvvetleri mahrem imamlarından. Firari eski Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu’nun mahrem “amir”i. Mustafa Özcan’ın adamlarından...
“Meral’i gıdıkla!”
İstenen oyun, Meral Akşener’i kötü gösterecek, iğrenç bir oyun. İsmi “Meral’i Gıdıkla!” Oyunda Meral Akşener’e tokat atılıyor, küfrediliyor, gaz çıkarttırılıyor ve parmak arası hareket yaptırılıyor. Ve daha birçok iğrençlik. FETÖ’nün hedefi, oyunu AK Parti yaptırmış gibi göstermek. Ki bu algı o dönem gerçekten tutuyor ve FETÖ’cüler hem bu oyunu yapıp hem de hükümeti hedefe koyuyor. Açıkça 2018’de hâlâ böyle bir kumpas planlayan bir yapılanma var ve Mustafa Özcan buna bütçe aktarıyor.
Bir başka kumpas oyunu ise bilgi yarışması şeklinde. Bu oyunu da AK Partililer hazırlamış gibi gösterip, sahte AK Partili hesaplardan yaymışlar. Sorular “Erzurumlu darbeci şerefsiz kimdir?” vb. gibi Gülen’i ve örgütünü hedef gösterecek şekilde.
Ebuseleme, “Selahattin Demirtaş ve diğer liderler aleyhine de oyun yaptık” diyor. Buradaki amaç, Ak Parti kitlesini partisinden soğutmak. Bu oyunların tümünden F. Gülen’in haberi ve onayı var.
Ebuseleme yaşadıklarından ve kendisini çıldırttığını söylediği “münafıklık” ve “yalanlardan” dolayı ciddi bir bunalıma giriyor. Amcası Gülen’e hitaben bir mektup yazıyor ve kendisiyle bizzat konuşmak istiyor.
“Hesap vermeden ölme”
F. Gülen’e özel görüşmede, “Kulağıma söylediğiniz şey beni uyutmuyor! Bununla yaşayamıyorum. Beni öldürün ve buraya gömün, yoksa kendim yapacağım” diye hitap ediyor. Gülen de, “Ne yapayım evladım. Beni de kandırdılar. Elimden bir şey gelmiyor” diye cevap veriyor.
Ebuseleme Gülen, bu durumu, “Tüm güç onun elinde, onun elinden bir şey gelmeyecek de Ebuseleme’nin mi gelecek? Bu söz mantıklı bir söz değil” diye yorumluyor. Ebuseleme twitter’dan yazdığı mesajda amcası Gülen’e şöyle seslendi:
“Hesap vermeden ölme hocam. Ölmeye hakkın yok! Bizi böyle terörist bırakıp gitmeye hakkın yok. Çık açıkla her şeyi. Bilerek susuyorsun. Böyle ölmek istiyorsun! Aman daha fazla duyulmasın. Kanser ettiniz hepimizi. Bir Cevdet ve Barbi [Barbaros Kocakurt] uğruna 1 milyon insanın hayatı karardı!”
FETÖ yüzünden mağdur olmuş, hapis yatıp çıkmış eski üyeler, Ebuseleme Gülen’e, “Ebuseleme diye yazılır, Ebuzer diye okunur” diyerek destek veriyor.
- Ebuseleme’den Gülen’e: “Kulağıma fısıldadığınız şey uyutmuyor beni!”
- “Bunca travmaya rağmen sizin benim kulağıma fısıldadığınız şey uyutmuyor beni. O mâlum hâdiseden [15 Temmuz] haberiniz vardı ve engel olmadınız diye size o kadar kızgınım ki. Uyuyamıyorum. İnsanlar acı çekerken keskin ve net kararlar alıp toparlanmayışınız beni delirtiyor.”
- “15 Temmuz’dan sonra Kamp'a gittim. Hocamla görüşeyim dedim. İç odaya geçtik. Hocam dedim, Adil Öksüz'le bir projeye başlamıştık. Ne yapayım o projeyi dedim? Devam edeyim mi? Bir anda ciddileşti. Rengi attı. ‘Sakın sakın sakın!’ dedi. ‘Hemen o projeleri rafa kaldırıyorsunuz. Bir daha da o adamın adını ağzınıza almıyorsunuz!’ dedi.
- Daha sonra da Adil'i tanımıyoruz dendi ya, ben buna çıldırdım. Niye Adil'i tanımayız etmeyiz deniyor? Neden bu münafıklık? Adil bizi tuzağa düşürdü mü diyorsunuz, o zaman ahanda ispatı deyin ispatlayın bunu. Niçin susuluyor? Kimi kandırıyorsun? Herkes biliyor, eskiden beri 5. Katlarda olduğunu. Senin taleben olduğunu. Tanımıyorsanız ben anlatayım! Peki ben nasıl oturdum kalktım o zaman bu adamla? Nasıl proje yaptım? Ali Sami Yıldırım ile benim ne işim vardı?
- [2018-2020] Teksas'a taşınmıştım. Sosyal medyadan yine böyle küfürlü vs. tweetler atmıştım. Sonra sildirdiler. Peki, niye böyle tweet'ler attım. Çünkü darbeden ve yalanlardan dolayı psikolojim bozuktu. Ayrıca işsizdim. Hocama hitaben bu durumu anlasın diye bir mektup yazdım. [2020] Saffet abiye [ABD imamı] verdim. Ailem de okudu. Odaya girdik. Hocama [Gülen'e] uzattım mektubu. Siz okuyun deyip bana geri verdi.
- Ben de, “Sen okuyacaksın!” diyerek, elimi suratına uzatarak gırtlağım yırtılıncaya kadar bağırdım. Hocam, biz burada ölüp ölüp diriliyoruz, sen burada bir mektubu okumaktan mı çekiniyorsun! Oku! Oku ya dedim. Sinirlendim. İçeride bu Cevdetler seni dinliyor, biliyor musun dedim. Kayıt alıyorlar dedim. İçinden oku özel şeylerim var dedim. Aldı eline okudu okudu. 15 Temmuz darbesi yüzünden ben uyuyamıyorum dedim. Hasta oldum dedim. O olayı unutamıyorum dedim. Hocam beni öldürün, bu kampa gömün, ben bu bilgiyle yaşayamıyorum dedim. Yalvardım. Sonra mektubu katladı. "Yaşadığın bu sıkıntıları bilmiyordum evladım. Ne yapayım beni de kandırdılar! Elimden bir şey gelmiyor" dedi.
- Gülen’in kirli “oyun”ları!
- “17 Temmuz 2016 tarihi için Tayyip Erdoğan'ı kakalar içinde, hırsız, kâtil gösteren bir playstation oyunu istediler. Adil Öksüz, "20 sene sonra bile bizim gençlere o adamlarla neden mücadele ettiğimizi anlatabiliyor olmamız lazım. Gençlere bu insanların ne kadar pis olduğunu şimdiden aşılamamız lazım" dedi.
- Niye 17 Temmuz dedi bilemiyorum. 17 Temmuz'da onay alacağız ve direkt 2 milyon dolar verilecek. Devamındaki 1 yıllık süreçte de 20 milyon dolara kadar bütçe kademeli olarak yükselecek. Ben dedim ki, abi siz dalga mı geçiyorsunuz? Şu an değil 20 milyonu, 20 bin dolar bile bulamazsınız" dedim.
- Adil Öksüz, "Birkaç ay sonra görürsün dedi. Güldü. O kadar kibirliydi ki. Yaptığımız 4-5 görüşmede hep çok kibirliydi. Birkaç ay sonra şöyle olacak. Bu ülke bizim. Abi, devlet bize baskı yapıyor, bize su bile yok diyor, sen ne anlatıyorsun diyorum, görürsün, görürsün diyor.
- “Yine bir yerde buluştuk. Sıkıntılardan bahsediyoruz. Bu süreçler ne olacak diye konuşurken Ali abi, "Merak etme yakında Hulusi Paşa bizi kurtaracak!" dedi. Ali Sami Yıldırım, anında masanın altından ayağıyla Ali abinin ayağına vurup dürttü. O kadar hızlı bir refleksle yaptı, ancak gördüm. Saklayamadı. Dedim ki, "Abi öyle bir şey mi var? Sustular. "Öyle bir şey varsa karşınızda ilk olarak beni bulursunuz abi!" dedim. Cevap vermediler. Güldüler devam ettiler. Hulusi Paşa'nın ismini veren Ali Abi, Rusya coğrafyasında görev yapmış biri.”
- “Arkadaşlar bir şey düşünmüş”
- “Kamp'ta sağ tarafta halka açık salon vardır. Bamteli sohbetlerinin yapıldığı, namazların kılındığı. Bir de sol tarafa açılan bir kapı, koridor ve Gülen'in özel bölümü vardır. Oraya girmek için en fazla 10 kişide kart vardır. Biz görüşeceğimiz zaman içeriyi tamamen boşalttılar.
- “O kattakileri tamamen aşağı kata indirdiler. Salona girdik. Ali Sami girmedi. Kapı ağzında bekledi. Girdik. Hocam, beni görünce Ali Sami'ye baktı. "Bu akraba. Başkaları yok muydu?" dedi.
- “Alanında uzman bunlarmış” dedi Ali Sami de. Yaklaşın dedi. Yaklaştık yaklaştık. Dizinin dibine kadar girdik. Diz dize olduk. İkimizin kafalarını tuttu. Yan yana getirdi. Araya kendi kafasını soktu. Konuşurken dudağı kulağıma değdi. Dedikleri gayet açık şekilde şuydu:
- "Arkadaşlar bir şey düşünmüş. Yakında Türkiye’deki bütün kurumlar el değiştirecek. Siz de çok önemli kurumlara geleceksiniz. Sakın bu olduğunda bunu yapanların bizim arkadaşlar olduğunu belli etmeyin. Bulunduğunuz konumlarda mütevazi olun. Renk vermeyin" dedi.
- “Çıktık. Koridorda yürürken, Ali Sami, "Barbaros abilerin odaya geçelim" dedi. Orası özel bir alan. Abdest alırız diye girdik. "Hazır beraberlerken ben de hocamı arayayım. Sizi görüştüreyim" dedi. Ali Sami karşı kanepeye oturdu. Sağına Barbaros'u [Kocakurt] aldı, solunda da Dr. Ali var. Ben telefonun sırtını görüyorum. Telefon çaldı. Selamün aleyküm dedi. Tanıdığı bir yüzle konuşur gibi, yüzünde öyle bir [güleç] ifade vardı.
- Sonra bir anda ciddileşiverdi. Telefonu hemen Barbaros'a çevirdi. Barbaros abi başladı: "Paşam hürmetler selamün aleyküm." Karşı taraftan böyle, tok bir sesle, "Aleyküm selam" dendi. Barbaros, "Paşam, sizleri çok seviyoruz. İnşallah yakında bu zalimlerden kurtulacağız. Bütün Türkiye sizin sayenizde bayram edecek. Az kaldı inşallah. Biz sizinle farklı siyasi görüşlerden gözüksek bile bu vatanın öz evlatları aslında biziz. Ali Sami Yıldırım, telefonu çevirdi. Dr. abi [Dr. Ali Ursavaş] da burada dedi. Dr. Abi, elini kalbine götürdü böyle eyvallah yaptı.”
- Ebuseleme Gülen, daha sonra telefonla görüntülü konuşulan generalin sesini Akın Öztürk’e benzettiğini söyledi.
- FETÖ’cü Cevheri Güven kazdığı kuyuya düştü!
- Fuat Avni ekibinden Cevheri Güven, aynen Emre Uslu ve Tuncay Opçin “ekipdaşları” gibi Ebuseleme Gülen’in ifşaatlarından fazlasıyla rahatsız oldu. “Devlet 2. Faz’a Geçti” başlığıyla bir video çekti. Videoda Ebuseleme ve onu youtube kanalında ağırlayan Ahmet Dönmez’e “çakacakken” öyle müthiş ifşaatlarda bulundu ki, çok geçmeden bu skandal videoyu silmek zorunda kaldı.
- 17-25 Aralık kumpas davalarını örgütün yaptığını, Gezi’de ve 17-25’ten sonra sol kesimle ittifak kurulduğunu açıkladı ve büyük tepki aldı.
- Güven, Ahmet Dönmez’i MİT’ten ya da hükümetten “aferin” almak için haberler yapan “salak sazan” olarak tanımladı. Ahmet Dönmez ise Cevheri Güven’e verdiği cevapta; Cevheri, Aydoğan Vatandaş, Tuncay Opçin, Sid Sefa ve Emre Uslu gibi isimlerin mahrem yapı içinde birlikte hareket ettiğini ve 15 Temmuz’la ilgili her şeyi bilmelerine rağmen “sustuklarını” vurguladı.
- Dönmez, Türkiye bürokrasisindeki mahremlerden gelen bilgilerin toplandığı “havuz”u da ifşa etti. Fuat Avni Twitter hesabı, 2013-2016 arasında en kılcal noktalardan bu havuza gelen mahrem bilgileri paylaşıyor, “Korkma! Titre!” diyerek Erdoğan’a tehditlerde bulunuyordu.
- Yıllardır, “Ben Cemaatçi değilim” diyen Cevheri’nin, Ahmet Dönmez'e, “Senin videoların yüzünden eşim kitap okuma kamplarına gitmiyor, cemaattekilerin şevkini kırıyorsun” demesi ise ayrı bir komediyi ortaya çıkardı. Uzun süredir FETÖ’ye bayrak açan gazeteci Kâmil Maman da Dönmez’e destek verdi.
- Ebuseleme’nin amcası Gülen’e küfürleri
- Ebuseleme Gülen, 6 yıl önce instagram hesabından yaptığı paylaşımlarda amcası F. Gülen’e aleni şekilde küfür ediyor ve lanet okuyor:
- “İşkenceci g… Fetullah”
- “Allah’ın laneti senin ve cemaatinin üzerine olsun sahtekâr din adamı! Sapıklıkların bir gün çıkacak ortaya. Allah seni Adil ile haşretsin. Göz göre göre öldürdünüz insanları!”
- “Ahirette o dilini koparacağım senin. Doğruyu söyleyemeyen o dilini. Münafık. Söyle. Planladım de! Hataydı de! Af dile! Tövbe et!”
- “Amcam kendi adına utanmıştır!”
- Ebuseleme Gülen’e, açıklamalarına karşı amcası F. Gülen’in nasıl bir tepki verdiği sorulduğunda şu cevabı verdi: "Açıklamalarımı amcama göstermişlerse, benim adıma değil kendi adına utanmıştır herhalde. ‘Eyvah bazı şeyler dökülmeye başladı!’ demiştir. Yaşlı ve belki de ömrünün son günlerini yaşayan biri için ağır bir yük. Keşke daha önce kendisi konuşsaydı da bu şekilde gitmeseydi"
- Aynı kıza talip olan rakip imamı ihbar etmiş!
- Ebuseleme Gülen'i YouTube kanalına çıkardığı için Fetö’nün hedefinde olan Ahmet Dönmez, büyük bir skandalı ifşa etti. Dönmez'e hain diyerek hedef gösteren mahrem imamlardan Eyüp Ensar Uğur'un, evlenmek için kendisiyle birlikte aynı kıza talip olan diğer bir FETÖ imamını 15 Temmuz darbesine katıldığı iddiasıyla Ahmet Dönmez'e ispiyonladığı böylece ortaya çıktı.
- “Amcam dâhil 200 kişi gidelim teslim olalım”
- Mahmut Çebi, Ebuseleme Gülen'in "Binelim 200 kişilik uçağa. Ben de amcamın elini tutayım Türkiye'ye dönelim. Yatacaksak biz yatalım" teklifine ben varım dedi. Ve başka bir skandalı ortaya çıkardı. Aynı teklifi Mehmet Ali Şengül 2016'da yapmış ancak yazısı ve teklifi, FETÖ politbüro ekibinden sansür yemiş.