‘Ellerde ‘no ha’” bizde “hav hav’
Almanya'da bir köpek otobana çıkmış. Polis, can güvenliği tehlikesi oluştuğu için derhal trafiği durdurmuş. İğne ile köpeği bayıltmayı denemişler ama iğne etkili olmamış. Daha sonra köpek vurularak itlaf edilmiş ve trafik açılmıştı. Hâdisenin ardından açıklama yapan polis, "Otomatik tüfek ile vurmak zorunda kaldık. Tabanca ile vursak yaralı olarak kaçabilir, can çekişerek ölebilirdi. Otomatik tüfek kesin çözüm oldu" diyordu. Polis memurunun söyledikleri bazılarına acımasız veya duygusuz gibi görünebilir ancak bu teknik bir bilgidir. Konunun uzmanı birçok kişi benzer durum senaryoları üzerinde çalışır, bilgi, birikim ve tecrübelerini masaya yatırır, işin püf noktasını bulurlar. Batı deyimiyle ortaya bir no hav (know-how) çıkarırlar. Ortaya çıkan bu no hav da en uygun şekilde görevliler tarafından uygulanır.
Başıboş sokak hayvanlarını koruyan kaya gibi yasalara imrenerek bakan insanların yaşadığı ülke olan Türkiye’de 2018 ve 2019 yıllarında karayolları üzerinde başıboş ve kontrolsüz bırakılan hayvanlara araba çarpması nedeniyle vuku bulan 1.834 trafik kazasında, 15 vatandaşımız vefat etti, 3.110 vatandaşımız da yaralandı. Emniyetin verilerine göre tablo geçtiğimiz yılda da fazla değişmedi, ölü veya yaralının olduğu 1373 kaza daha aynı sebepten meydana geldi.
Şehirlerarası karayollarında başıboş ve kontrolsüz bırakılan hayvanlar, seyir halinde bulunan vatandaşlarımızın canını, malını ve aynı zamanda trafik güvenliğini de tehlikeye atıyor.
Türkiye'de her yıl kayıtlara geçen 1 milyonun üzerinde trafik kazası oluyor. Kayıtlara geçmeyen veya sürücülerin kendi aralarında anlaşarak tutanak tuttukları kazaları da katarsak bu rakam çok daha yukarılara çıkıyor.
Karayolunda sahipli bir hayvana çarparsanız hem aracınızın tamir masrafını hem de aracınızın değer kaybını hayvanın sahibinden talep edebilirsiniz. Türkiye genelinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 69’uncu Maddesinde, “Yerleşim birimleri dışındaki karayolunda, taşıt yolu üzerinde zorunlu haller dışında hayvan bulundurmak, karayollarının yasaklanmamış kesimlerinde ise hayvanla çekilen veya elle sürülen araçları, hayvanları, hayvan sürülerini ve binek hayvanlarını trafik kurallarına uymadan sürmek ve bunları sürme yeteneğinden yoksun kimselerin yönetimine vermek veya başıboş bırakmak yasaktır.” hükmü gereğince, trafik güvenliğini tehlikeye atan bu tür başıboş hayvan sahiplerine cezai işlem uygulanıyor.
ÖLEN VEYA YARALANANLARIN OLDUĞU TRAFİK KAZALARININ NEDENLERİ
2023 Yıllık | |
Karşılıklı Çarpışma | 16.516 |
Arkadan Çarpma | 27.528 |
Yandan Çarpma | 82.759 |
Yan Yana Çarpışma | 4.229 |
Duran Araca Çarpma | 3.562 |
Zincirleme Çarpışma | 1.262 |
Çoklu Çarpışma | 1.477 |
Engel/Cisim ile Çarpışma | 12.032 |
Yayaya Çarpma | 38.847 |
Hayvana Çarpma | 1.373 |
Devrilme, Savrulma, takla | 31.302 |
Yoldan Çıkma | 36.814 |
Araçtan İnsan Düşmesi | 2.074 |
Araçtan Cisim Düşmesi | 103 |
Park Etmiş Araca Çarpma | 2.204 |
Bir kazaya neden olan ya da trafik güvenliğini tehlikeye atan hayvanın sahibi küpe numaralarından yola çıkılarak bulunuyor. Karayolları Trafik Kanunu 69/1 maddesinin ihlali nedeniyle sahiplerine idari para cezası kesiliyor. Maddî, mânevî bir hasar oluşmuşsa o da hayvanın sahibinden tahsil ediliyor. Bu sebepten sahipli hayvanların karıştığı çok fazla olay olmuyor.
Başıboş ama sahipsiz değil
Peki, sahipsiz bir hayvana çarparsanız ne olur. İşte o zaman siz sahipsiz kalırsınız. Hayvanları koruma kanununa göre yaralanan hayvanı en yakın veterinere götürerek muayenesini yaptırmanız gerekiyor.
Bir hayvana çarptığınızda kendi sağlığınızla ilgili bir problem yaşamadıysanız zaten insânî olarak hayvanı alıp tedavi ettirmeniz en insânî olan, ancak burada garipsenecek durum, araç sigortalı da olsa çarptığı hayvanın tedâvi giderlerinin tazmininin çarpanın üstünde kalması. Bazı istisnai durumlar olsa da zorunlu trafik sigortası da kasko da bu giderleri ödemiyor. Sokak hayvanına çarptığında olay yerini terk eden ve hayvanın ölümüne veya yaralanmasına sebebiyet veren kişilere idari para cezası uygulanmasını tespit eden yasa bu konuda bir düzenlemeye yer vermemiş.
- Otoyolda mama seferberliği
- Almanlar karayolundaki sürüş güvenliğini sağlamak için bu kadar kararlı davranırken bizde ise bir otomobil üreticisi akıllara seza bir reklam kampanyası başlattı:
- “Duruşunda cesaret var” diye adlandırdıkları kampanyada bazı sosyal medya fenomenleri firmadan aldıkları mamalarla otoyol kenarlarında köpek besliyorlar. Sürekli mama dağıtıldığı için otoyol kenarlarından ayrılmayan hayvanlar yüzünden binlerce kaza olurken bir otomobil firmasının böyle bir kampanya yapması Türkiye’ye özgü bir oksimoron olsa gerek.
- Bu kazalar sonucu zaten artan fiyatlar yüzünden kasko yaptıramayan vatandaşlar çok ağır mâlî yüklerle karşılaşıyor. Kaskosu olanlar da hem araçlarının değer kaybı nedeniyle hem de kasko yenilemesi sırasında çıkan yüksek fiyatlar nedeniyle mağdur oluyor. Bazı etkileşim bağımlılıkları, görevini kötüye kullanan idareciler ve mama kartelleri yüzünden daha fazla vatandaşın canı yanmaması için gereken önlemlerin alınması ve sigorta şirketlerinin sahipsiz hayvanların tedavi masraflarını da poliçelere eklemesi gerekiyor.
Otoyolda köpek olması normal mi?
Geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesi X’teki bir paylaşım bu paradoksa dikkat çekiyordu:
“Dün yakın bir arkadaşımdan aracını ödünç alıp Antep'e gittim. Antep’e girerken yaklaşık 120 ile giderken otobana BAŞIBOŞ köpeğin girmesi sonucu ne kadar kaçsam da köpeğin üstümüze gelmesiyle sağ taraftan köpeğe vurmuş oldum ve tabii köpek öldü. Şimdi bunun hesabını kimden soracağız?
Mesela bir inek ya da koyun atlamış olsaydı sahibine birçok fatura ve ceza kesilebilirdi. Köpeğin yüzünden olan bu kazanın hesabını kimden soracağız? Mama kartellerinden mi?
Sağımda tır vardı. Benim yerimde panik yapan bir şoför olsaydı tıra vurabilirdi ya da bariyerlere çarpabilirdi. Veya arkam boş olmasaydı arabalar yakın olsaydı zincirleme bir kaza kaçınılmaz olurdu.
Zincirleme kaza olsaydı bunun bedelini kim ödeyebilirdi? Bu durum nasıl telafi edilebilirdi?
Köpeğe sağdan değil de önden vurmuş olsaydım arabanın airbagleri açılacaktı ve araba pert olacaktı. Bunun bedelini kim ödeyecekti?
Her şeye çok şükür, soğukkanlı olduğum için ve Allah’ın da yardımıyla büyük bir kazayı küçük bir hasarla atlatmış olduk. Ama bu sadece bakıp geçilecek bir mevzu olmamalı.”
Altına yüzlerce yorum yapılan yukarıdaki paylaşıma hak verenler olduğundan çok eleştirenler vardı.
Bu konuyla ilgili tartışmada idarenin karayolları güvenliğini sağlaması gerektiğini, köpeklerin buralarda başıboş dolaşmaması gerektiğini söyleyenlerden çok, sürücünün dikkatsizliğinden veya acımasızlığından dem vuranlar daha fazlaydı. Otoyolların köpeklerin doğal yaşam alanı olduğunu sürücülerin onların alanlarını gasp ettiğini öne sürenler bile görüldü.
- Sigorta bu zararı karşılar mı?
- Bazı hukukçular istisnai mahkeme kararlarına dayanarak trafik kazalarında yaralanan hayvanların tedavi masraflarının sigorta şirketleri tarafından ödeneceğini öne sürüyor. Kimi dernekler de aynı hükümlerden yola çıkarak vatandaşlara bu bilgiyi yayıyor ancak sigorta yetkililerinden aldığımız bilgiye göre böyle bir kesinlik bildiren madde poliçelerde yer almıyor.
Teknik konular duygusal değildir
“Böyle bir olay Batıda olsa ne yapılırdı?” sorusuna cevap niteliğinde olay 2021 yılında Almanya’da yaşanmış ve Türk kamuoyuna da yansımıştı.
Almanya'da bir köpek otobana çıkmış. Polis, can güvenliği tehlikesi oluştuğu için derhal trafiği durdurmuş. İğne ile köpeği bayıltmayı denemişler ama iğne etkili olmamış. Daha sonra köpek vurularak itlaf edilmiş ve trafik açılmıştı. Hâdisenin ardından açıklama yapan polis, "Otomatik tüfek ile vurmak zorunda kaldık. Tabanca ile vursak yaralı olarak kaçabilir, can çekişerek ölebilirdi. Otomatik tüfek kesin çözüm oldu" diyordu.
Polis memurunun söyledikleri bazılarına acımasız veya duygusuz gibi görünebilir ancak bu teknik bir bilgidir. Konunun uzmanı birçok kişi benzer durum senaryoları üzerinde çalışır, bilgi, birikim ve tecrübelerini masaya yatırır, işin püf noktasını bulurlar. Batı deyimiyle ortaya bir no hav (know-how) çıkarırlar. Ortaya çıkan bu no hav da en uygun şekilde görevliler tarafından uygulanır.
- ‘300 veteriner köpek sorununu çözer’
- Öte yandan büyük resme bakmak gerekirse başıboş köpekler sadece karayollarında ölüme neden olmuyor. Köpekten kaçarken yoldan geçen araçların altında kalıp hayatını kaybeden vatandaşların, köpek sürüleri tarafından saldırıya uğrayıp feci şekilde yaralanan, ölen çocukların haberleri neredeyse gün aşırı karşımıza çıkıyor.
- Çözümsüz gibi duran meselenin ciddiyetle ele alınıp toplum güvenliğinin sağlanması asıl amaç olmalı. Bu yüzden konunun uzmanlarının açıklamalarına bir an önce kulak verilmeli. Onlardan biri de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Alpak. Alpak’ın sözleri ümit verici ve önemli:
- “İstanbul’da 400 bin civarında köpek olduğunu düşünüyoruz. Bu sorunun çözümü için belediyelerin, Tarım İl Müdürlüğü’nün, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün işbirliği yapması gerekiyor. Ancak yine de onların bu işe ayıracakları personel sayısı sorunu çözebilecek düzeyde değil. O sayı üniversitemizde mevcut. Fakültemizdeki 4. ve 5’inci sınıf öğrencilerimizden oluşacak 300 kişilik bir sağlık ordusuyla biz bu sorunun çözümüne ciddi katkı sağlayabiliriz.”
- Kısırlaştırma sonrası köpeklerin hormonal yapıları değiştiği için saldırganlığının da azaldığını belirten Alpak, “Köpekleri onlara zarar vermeden kısırlaştırdığımız zaman insanlara olan saldırıları da azalacak. Bu çalışmayı sürdürebilirsek İstanbul’da köpek popülasyonunun 5 yıl içinde azalmaya başlayacağını, 10 yılın sonunda 400 bin olan sayının yaşlanmaya bağlı doğal ölümler sonrasında 50 bine kadar düştüğünü görebiliriz” diyor.
Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay...