Deprem Türk dünyasını kenetledi
Deprem felaketinde bütün dünya Türkiye'nin yardımına koştu. Türk dünyası ise kardeşleri için en önde koşanlar oldu. Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan... Kimi elinde ne varsa arabasına doldurup yola düştü, kimi emekli maaşını verdi, kimi kendi lokmasından kesti, kimi eserlerini sattı. Devletlerin yardımları şüphesiz anlamlı ve güzeldi. Ancak en güzeli Türk halklarının yürekten dayanışması oldu. Geriye unutulmaz hatıralar kaldı.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen iki deprem şüphesiz tüm dünyayı derinden sarstı. Yıkılan binlerce binanın altında can veren insanlarımızın acısı yıllarca yüreğimizi acıtacak. “Yüzyılın Felâketi” diye tanımlanan bu deprem birçok konuda hepimizin imtihanı oldu. Milletçe kenetlenip birlik içinde olduğumuzun görüntüsünü verirken, depremin ilk günlerinde dost ve kardeş ülkelerden gelen yardımlar da yalnız olmadığımızı gösterdi.
Dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Sudan halkı bile nakdî ve aynî yardımlarla yardımımıza koştu. En çetin zamanlarında yanlarında olduğumuz halklar bu felakette bizi yalnız bırakmadılar, boğazlarından kesip depremzedelere gönderdiler. Şüphesiz bu deprem dostluk ve kahramanlık hikâyeleriyle tarihe düştü. Türk dünyası da depremin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin acısıyla kederlendi, halk ve devlet olarak seferber olup yardıma koştu. Öyle kahramanlık hikâyelerine, öyle fedakârlıklara denk geldik ki bunları kelimelerle açıklamak oldukça zor.
Azerbaycan ilk saatlerde yardıma koştu
Azerbaycan, deprem bölgesine arama kurtarma ekiplerini ilk gönderen devlet oldu. Deprem bölgesine en fazla arama kurtarma ekibi gönderen Azerbaycan, ekiplerini bu yazının yazıldığı güne kadar sahadan çekmemişti. Depremin ilk haftasında Azerbaycan'dan Türkiye'ye;
- 5 bin 624 çadır,
- Yaklaşık 25 bin battaniye,
- 401 ton tıbbî malzeme,
- Bazıları çok büyük 1297 jeneratör,
- 6 bin 240 ısıtıcı,
- 737 ton gıda malzemesi sevk edildi.
İlk bir haftada Türkiye'ye Azerbaycan'dan toplam 1541 ton insânî yardım gönderildi. Halk, depremin ertesi günü gelişigüzel şekilde koli koli getirdikleri kıyafetleri, temizlik malzemelerini, battaniyeleri ve “bunlara da ihtiyaçları olur” düşüncesiyle gözüne kestirdiklerini köprü altlarında toplamaya başladı. Yardımlar o kadar hızlı çoğaldı ki devlet, organize çalışılması için Bakü İdman Sarayı’nı merkez olarak seçti. Küçük çocuğundan yaşlısına kadar onlarca insanın sabah akşam gelen yardımları çeşitleme ve paketleme konusunda verdiği çabaya gözlerimle şahit oldum. Karabağ Savaşı’ndan sonra ikinci defa “bir millet iki devlet” şiârının ne kadar gerçek ve ayakları yere basan bir ifade olduğunu bu yardım organizasyonlarında gördüm.
100 yıl sonra yeniden: Qardaş Kömeyi
Azerbaycan’da faaliyet gösteren Türkiyeli ve Azerbaycanlı iş adamları ile KOBİA’nın organize ettiği “Qardaş Kömeyi Platformu” ilk günden itibaren halkın topladığı yardımları organize bir şekilde deprem bölgelerine ulaştırdı. Sadece Bakü’de değil, Azerbaycan’ın tüm şehir ve köylerinde insanlar gerek camilerde gerekse de meydanlarda yardımları toplayıp merkez bölgelere gönderdiler.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslara esir düşen Türk askerlerine yardım etmek, sahipsiz kalan Türk çocuklarını koruyup kollayarak memleketlerine göndermek amacıyla kurulan “Qardaş Kömeyi” teşkilatı, Kahramanmaraş depremi dolayısıyla 100 yıl sonra tekrar aynı isimde bir platform olarak kurulmuş oldu.
Kardeşliğin sembolüne dönüşen kare
Böyle organizasyonlarda insanlar büyük fedakârlıklar gösterseler de her zaman birkaç kare, sembol olarak ortaya çıkıyor. Azerbaycan’daki yardımların sembolü de eski arabasının üstüne evinin yorgan ve döşeklerini toplayarak, Türk bayrağıyla yardım merkezine götüren Server Beşirli’nin o meşhur karesi oldu. Kardeşliğin sembolüne çevrilen o fotoğraf uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek.
Sumgayıt şehrinin Ceyranbatan kasabasında görüştüğümüz Server Beşirli sadeliği ve mütevazılığıyla hepimizin gönlüne taht kurdu. İmkânsızlıklar içinde yaşayan bir ailenin ferdi olan Server, kendi ihtiyacı olduğu halde eşyalarını depremzede kardeşleriyle paylaşmayı göze alan fedakâr bir genç olarak büyükten küçüğe herkesin takdirini kazandı.
O sembol karenin sosyal medyaya düşmesinden ilk başlarda haberdar olmayan Server, Karabağ göçmeni bir ailenin çocuğu olarak “soğukta evsiz, yurtsuz kalmanın ne anlama geldiğini” bilen birisi. Fedakârlığın tarifine dönüşen o fotoğrafın arkasında sadece Server’in değil annesinin, babasının, amcalarının ve yengelerinin de büyük emeği ve infak ruhu var. Türkiye’de Server’in fotoğrafı yayıldıktan sonra birçok kesimden “o arabayı kardeşliğimizin sembolü olarak müzeye koyalım” teklifleri gelirken, hayırsever bir iş adamı Server’e sıfır otomobil hediye ederek onun fedakârlığını cevapsız koymadı.
- 99 yaşındaki Züleyha ninenin unutulmaz infakı
- Özbekistan devleti ve halkı da Türkiye’deki ağır deprem felaketini kendi ülkesinde olmuş gibi hissetti ve ilk günden itibaren arama kurtarma ekiplerini ve insânî yardım malzemelerini bölgeye sevk etti. Türkiye’de yaşayan binlerce Özbek Türkü kardeşimiz de kendi imkânlarıyla deprem bölgelerine geçerek hem arama kurtarmalara yardımcı oldular hem de kurdukları aş evleri ile depremzedelere sıcak yemek çıkarttılar. Özbekistanlı aşçılar, deprem bölgelerinde günde beş bin kişiye iki öğün yemek hazırlayıp dağıttılar. Özbekistan’dan gelen yardımlar içerisinde bir tanesi var ki unutulacak türden değil.
- Özbekistan’ın Sirderya bölgesinde yaşayan 99 yaşındaki Züleyha İsmailova, emekli maaşını Türkiye'deki afetzedelere gönderdi. Özbek nine Züleyha İsmailova, sosyal medyada yayılan videosunda şunları söylüyordu: "Türk halkı için üzüldüm. 99 yaşındayım. Küçük bir emekli maaşım vardı ancak bu kadar verebiliyorum. Ufak da olsa yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Dua ediyorum. Allah yâr ve yardımcıları olsun!"
Yardım için eserlerini satışa çıkardı
Depremlerden hemen sonra Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, hükümete, Türkiye'ye 1 milyon dolar değerinde acil destek sağlama ve ardından ek insânî yardım gönderme talimatı verdi. Kazak Türkleri ise devletin yaptığı bağıştan daha fazla para toplayarak AFAD’a gönderdiler. Toplamda 3 milyon dolar civarında yardım toplayan Kazak gönüllüler, ayrıca Türkiye’deki depremden etkilenen bölgelere 100’den fazla geleneksel çadır evi olan “yurtlar” gönderdi. Ata yurtta hâlâ kullanılmaya devam edilen çadır evleri olan “yurtlar” soğukta sıcak, sıcak havalarda ise serin ortam sunma gibi özellikleriyle depremzedeleri kışın soğuğundan koruma konusunda oldukça fonksiyonel konaklama aracı.
Kazak ressam Erbolat Tölepbay, “Umay Ana” adını verdiği tablosunu satarak elde ettiği 10 milyon tengeyi (422 bin TL) Türkiye’deki depremzedelere bağışladı. Tölepbay, "asrın felâketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Kazak sanat câmiasına, kardeş halka yardım eli uzatılması çağrısı yapan ilk isimlerden oldu. Depremzedelere yardım için eserlerini satışa çıkaran Tölepbay, “Umay Ana” adını verdiği tablosundan elde ettiği 10 milyon tengeyi Türkiye’ye yardım amacıyla açılan hesaba aktardı. Kazak ressamın bu fedakârlığına eseri alan alıcılar da kayıtsız kalmayarak tabloyu, Türkiye’nin Almatı Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı’ya teslim edilmesini istediler. İki devletin kardeşliğinin anısına Tölepbay’ın “Umay Ana” tablosu, Türkiye’nin Almatı Başkonsolosluğunda sergilenecek.
- Kırgızistan camilerinde yardım seferberliği
- Kırgızistan da devlet ve halk olarak Türk dünyasının deprem organizasyonunda ön sıralarda yer alarak, gönderdiği arama kurtarma ekipleri, “yurtlar” ve diğer insânî yardım malzemeleriyle depremin en çok zarar verdiği Kahramanmaraş ve Hatay’da büyük özveri sergilediler. Kırgızistan arama kurtarma ekipleri son ana kadar enkazlarda çalışmalarını sürdürerek onlarca insanın kurtarılmasına vesile oldular.
- Kırgızistan ayrıca 213 televizyon kanalı ile 562 radyoda yayınlanan ortak canlı yayın bağış kampanyasına katıldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Azerbaycan'ın yanı sıra bu ortak canlı yayına Kırgızistan'daki ulusal televizyon kanalları da katkı sağlayarak depremzedeler için önemli miktarda bağışlar topladılar. Kırgızistan Acil Durumlar Bakanlığı çalışanları bir yandan deprem bölgelerinde canları kurtarırken, diğer yandan maaşlarının bir günlük kazancını oluşturan toplam 4 milyon 622 bin 407 somu (1 milyon 23 bin TL) depremzedeler için infak ettiler.
- Kırgızistan’da tüm camilerde de depremzedeler için dualar edilerek onlar için bağış kampanyası düzenlendi. Kırgız din görevlileri, ülke genelindeki camilerde 16 milyon 417 bin 294 som (3 milyon 667 bin TL) nakdî yardım toplayarak hükümetin açtığı hesaba yatırdılar. Kırgızistan Maliye Bakanlığı, Türkiye'deki depremzedeler için açılan banka hesabına 16 Şubat'a kadar 309 bin 422 dolar nakdî yardım gönderildiğini açıkladı.
Türkmenistan’dan 3 insanî yardım uçağı
Türkmenistan, âfetin ikinci günü 3 insanî yardım uçağını Türkiye'deki depremzedelere gönderdi. Ayrıca, Türkiye'nin Aşkabat büyükelçiliğinin yürüttüğü battaniye kampanyası çerçevesinde deprem bölgesine binlerce battaniye ve jeneratör gönderildi. 7 Şubat'ta Devlet başkanı Serdar Berdimuhammedov’un talimatıyla 10 kişilik sağlık personeli tıbbî malzemelerle birlikte deprem bölgesine gönderildi.
Her musibette bir hayır olduğu gibi başımıza gelen bu ağır felaketin de şüphesiz hayırlı sonuçları olacaktır. Türk dünyası da asrın felaketinde Türkiye’yi yalnız bırakmayarak birlik ve beraberliğin daha da gelişmesi ve kardeşlik ruhunun pekişmesi için elinden gelen fedakârlıkları yaptı.