Demirin insan bedeni için ehemmiyeti
Kansızlık yaşıyorsanız, çok üşüyorsanız, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kemik zayıflığı, saç kırılma veya dökülmesi, sindirim sıkıntıları, kolay kilo alma, hafıza zayıflığı, öğrenme ve anlama kabiliyetinin düşüklüğü, odaklanamama ve dikkat dağınıklığı, dudak çatlaması, ten renginde belirgin solgunluk, sinirlilik, halsizlik ve güçsüzlük, tırnak kırılması ile dikey ve sırt şeklinde kabartı, ağız aftları, kulak çınlaması, dil rahatsızlıkları, göz beyazı çevresinde mavilik ve yanma, cüce kalma, sık sık gribe yakalanma, bitkinlik, yorgunluk, iştah kaybı ve kabızlık, şiddetli âdet kanaması, sık yaşanan baş ağrıları, uykusuzluk ve vertigo gibi rahatsızlıkların en temel nedeni olarak demir eksikliği gösterilir.
Toprak ve gıdaların mahiyetinin bozulması, suların kirletilmesi gibi son asrın ifsatları neticesinde pek çok hastalık ortaya çıktı. Neredeyse hasta olmayan kimse kalmadı. Hastalıkların nedenleri sayılırken beslenme yetersizliğinden de çokça söz edilir oldu. Ama bunca yiyecek çeşidi ve kolay erişim imkanına rağmen neden beslenme yetersizliği yaşandığına pek temas edilmiyor. ‘Demir eksikliği’ deniyor ama niçin bu eksikliğin meydana geldiği söylenmiyor.
Giriş cümlemizde de belirttiğimiz gibi çeşit bol ama bu gıdalar madenler açısından çok fakirler. Yani çok ve çeşitli ama besleyici değiller… İşte yeni çağın temel meselesi bu...
Kansızlık yaşıyorsanız, çok üşüyorsanız, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kemik zayıflığı, saç kırılma veya dökülmesi, sindirim sıkıntıları, kolay kilo alma, hafıza zayıflığı, öğrenme ve anlama kabiliyetinin düşüklüğü, odaklanamama ve dikkat dağınıklığı, dudak çatlaması, ten renginde belirgin solgunluk, sinirlilik, halsizlik ve güçsüzlük, tırnak kırılması ile dikey ve sırt şeklinde kabartı, ağız aftları, kulak çınlaması, dil rahatsızlıkları, göz beyazı çevresinde mavilik ve yanma, cüce kalma, sık sık gribe yakalanma, bitkinlik, yorgunluk, iştah kaybı ve kabızlık, şiddetli âdet kanaması, sık yaşanan baş ağrıları, uykusuzluk ve vertigo gibi rahatsızlıkların en temel nedeni olarak demir eksikliği gösterilir.
Bu durum bize bedenimizdeki temel besin unsurlarından mineral, başka bir ifadeyle maden tuzlarının eksikliğinden veya vücutta tutulamamasından kaynaklanır. İnsan vücudu için potasyum, kalsiyum, demir, mangan, manganez, selenyum, fosfor, bakır, çinko, vanadyum, lityum, iterbiyum, bor gibi onlarca çeşit mineral / element gereklidir. Bu hususta şunu net bir şekilde belirtmeliyiz: İyi ve verimli bir toprakta bulunması gereken bütün minerallerin aşağı yukarı aynı nispette insan bedeninde de olması gerekir ki, insan kaliteli bir hayat sürebilsin.
1 gram toprakta milyarlarca canlı yaşar
İşte bu yüzden toprağın kalitesi ve gıda çeşitliliği büyük ehemmiyet arz eder. Mineraller açısından zengin olan toprakta yetişen sebze ve meyveler, bedeni yani insan ve hayvanları besler. Besinler açısından fakir olan toprak, hem verimsiz hem de gıdaları kalitesizdir. Daha iri ve bol sebze meyve elde etmek için gübre kullanılır. Çünkü gübreler toprağın eksiklerini gidermek içindir. Ayrıca münâvebeli ekim de bu yüzden yapılır.
Ehli bilir ki, 1 gram toprakta milyarlarca canlı vardır veya olması gerekir. Topraktaki bu canlı hayat ne kadar az ise o toprak o denli kötüdür. 1 hektar toprak 20 ineğin toplam ağırlığına eşit miktarda yani 15 ton organizma ihtiva eder. Bu da her metrekarelik arazi başına 1,5 kg’lık hayata / canlıya denk gelir. Gözle göremediğimiz bu canlıların hepsi toprağın beslenmesi ve kaliteli kalması içindir.
İnsanlık varlık içinde yokluk çekiyor
Toprağa sentetik gübre ve tarım ilacı adı altında zehirler boşaltılarak toplu katliam yapılıyor. Toprak zehirleniyor. Bitki zehirleniyor. Ve insan zehirleniyor. Zâten amaçları da bu! İnsanlar da verimlilik, bolluk gibi yalanlara teslim olup, onların tuzaklarına düşüyor. Oysa toprak ve bitki zehirliyse, hayvanlar da insanlar da zehirlenmiş demektir. Ondan sonra hastalık, işkence, acı ve ölüm. İşte bunun adı da: Soykırım!
Gıdalarda zehirler bir yana, gerekli besin yoksa, o beslenmek değil besin fukaralığıdır. İşte günümüzde gıda çok ama bu gıdaların hepsi besin açısından fukara. Bu yüzden insanlık da varlık içinde yokluk çekiyor. Ayrıca var bile olsa meyve-sebzenin bünyesine giren zehirler vücudun emilimini bozarak, çeşitli dertlerin musallat olmasına neden oluyor. Sonra doktor, reçete ve eczane yolu…
Büyük bir kısır döngü
Bu yol da kâr etmiyor. Çünkü o ilaçlar da bir yeri tamir ederken başka yerlerimizde hasarlar meydana getiriyor. Kısaca büyük bir kısır döngü bu. Çâre ise belli. Öze döneceğiz, estetiğe değil çevreye ehemmiyet vereceğiz. İlâhî maksada mugayir her ne varsa reddedeceğiz. Oyuna gelmeyeceğiz, direneceğiz. Bulamıyorsak daha fazla arayacağız, daha iyisine bakacağız, emanetin tümünü birden koruyacağız. Toprağa düşmeden toprağa dönüp toprakla barışacağız. Biz ekeceğiz. Ekemiyorsak ekebilecek olanı bulup destek vereceğiz ve birlikte kurtulacağız. Çâresiz değiliz ve çâreyi kendimizde arayacağız.
Demir gökten iner
Madem demirden söz ediyoruz, o halde gelin Kitâbullah’a bir göz atalım. Hadid Suresi’nin 25. Âyet-i Celilesi’nde “…Kendisinde çetin bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar bulunan demiri de indirdik…” diye buyurulur. Dikkat ederseniz surenin adı bile demir (hadid). ‘El-Hadid’ Kur’an-ı Mübin’in 57. suresidir. Ebced karşılığı da 57’dir. ‘El’ takısı olmadan sadece ‘hadid’ kelimesinin element/mineral değeri 26’dır. Ebced değeri de 26. ‘İndirilme’ ifadesi ise ilginçtir. Bugün artık net bir şekilde biliniyor ki, dünyadaki minerallerin en bol ve en çetini olan demir, Nova veya Süpernova yıldızlarından gelmektedir. Bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir nisbeti geçince yıldız bu yükü taşıyamaz ve patlar. Böylece demir uzaya dağılır.
İnsan bedeninde kilogram başına 20 miligram demir olmak zorunda. Bu miktar 60 miligramı geçerse demir zehirlenmesi yaşanır. Aşağı olması durumunda ise demir eksikliği rahatsızlıkları baş gösterir. Demir takviye tableti ‘ferros sülfat’ın aşırı kullanımı özellikle de 6 yaş altı çocuklarda ölümle neticelenebilir. Demir 20 miligramın altına düşmemeli, yetişkinlerde 45, 14 yaş altı çocuklarda ise 40 miligramı geçmemelidir.
Kemik iliği, karaciğer ve dalağın kan üretimi için demire ihtiyacı vardır. Dolayısıyla kan ve kaslarda demir, olmazsa olmaz bir mineraldir.
Neler demir eksikliğine neden olur?
- - Demir açısından fakir gıdalarla beslenmek
- - Alkol ve sigara içmek
- - Sık ishal olmak veya kabız olmak
- - Kahve ve çay gibi kafeinli ürünleri fazla kullanmak
- - Ağır ve yorucu sporlar yapmak
- - Hayvânî gıdalarda uzak kalarak vejetaryen beslenme
- - Gebelik ve emzirme
- - Sık burun kanamaları
- - Kanser hastası olmak
- - Doğum kontrol ilaç ve araçlarını kullanmak
- - B6 (folik asit) ve B12 vitaminlerini çok almak
- - Asitik beslenme
- - Aşırı kalsiyum alımı
- - Kurşunlu gıda ve eşyalara mâruz kalmak
- - Demir (çift yüklü olmalı) fakiri su içmek
- - İşlenmiş ve katkı maddeli gıdalarla beslenmek
- - Bebeklere anne sütü yerine hayvan sütü ve mama verilmesi
- - Baklagiller, kuruyemiş ve yeşillikler yememe
- - Yemekleri fazla pişirme
- - Az C vitamini alımı
Demir eksikliği nasıl anlaşılır?
Yukarıda sayılan rahatsızlıklar varsa demir eksikliği de var demektir. Pembe yanaklar, demir eksikliğinin olmadığının en iyi göstergelerindendir. Soluk deri ve yanaklar ise demir eksikliğinin habercisidir. Demir eksik ise doku ve kaslara yeterli oksijen ulaşmaz. Elinizi masaya düz bir şekilde koyun. Bir damara kan gitmesini engelleyecek şekilde iyice bastırın. Elinizi çektiğinizde pembeleşme görülürse demir eksikliği yoktur. Pembeleşme olmuyorsa mutlaka demir testi yaptırın.
Demir açısından zengin gıdalar neler?
- - Öncelikle besinler ve beslenme düzeni gözden geçilmelidir. Et, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuru meyveler, tahıllar ve pekmez demir açısından en zengin gıdalardır.
- - Her öğünce C vitaminli gıdalar alınmalıdır. Ancak C vitamini adıyla eklenen askorbik asitli gıdalar bunu sağlamaz.
- - Yemekler demir döküm veya toprak ancak boyasız ve kaplamasız kaplarda pişirilmeli. Asla alüminyum kap-kacak kullanılmamalı.
- - Yemekler yeterinden fazla pişirilmemeli.
- - Sürekli ve sıklıkla posalı gıdalarla beslenmek demirin vücuttaki emilimini azaltır. Bu yüzden bu tarz beslenmeyi biraz daha azaltmalı.
- - Yemek esnasında çay ve kahve içilmemeli.
- - Pekmez ve yumurta gibi gıdalar özellikle sabah kahvaltısında mutlaka olmalı.
- - Mevsiminde yaş, mevsim dışında ise kuru üzüm, kuru kayısı, kuru erik ve hurma gibi gıdalar düzenli yenilmeli.
- - İşlenmiş ve katkı maddeli gıdalarda uzak durulmalı.