CIA’İn ilk göz ağrısı

BÜLENT TOKGÖZ
Abone Ol

Şah Muhammed Rıza Pehlevî, CIA Başkanı Allen Dulles’in de hazır bulunduğu bir özel uçakla Tahran’a döndü. Kermit’e şöyle diyecekti: “Ben tahtımı Allah’a, halkıma, orduma ve size borçluyum!” Petrol artık kâğıt üstünde İran’ın gerçekte ise darbe planlayıcılarının olacaktı. Schwarzkopf’un eğittiği gizli polis SAVAK, halka kan kusturarak dişlilerin güvenliğini sağlayacak; solcu, milliyetçi kim varsa tasfiye ederek Humeynîcilerin önünü açacaktı.

Musaddık’ın kalemi kırılmıştı. İngiltere, 1952’de emekli paşaları maşa olarak kullanıp onu devirmeye yeltenmiş, başaramamıştı. Başbakan Musaddık büyükelçilik başta olmak üzere tüm temsilciliklerini kapatarak misillemede bulunmuştu. İngilizler ise donanmayı körfeze yığarak askerî bir işgal planlıyorlardı. Tek engel buna sıcak bakmayan Truman yönetimiydi.

Truman, Kore Savaşı ve McCarty’ci cadı avından ötürü hayli yıpranmıştı, riskli bir İran macerası yaklaşan seçimi kaybetmesine yol açabilirdi.

Truman, Kore Savaşı ve McCarty’ci cadı avından ötürü hayli yıpranmıştı, riskli bir İran macerası yaklaşan seçimi kaybetmesine yol açabilirdi. Yoksa Beyaz Saray İran’ın petrolü kamulaştırmasının barındırdığı tehlikeler konusunda Downing Sokağı 10 Numara’yla hemfikirdi. Bugün British Petroleum (BP) elinden alınan imtiyazlar yarın Irak, Endonezya veya Venezuela’da Amerikan şirketlerinin de başını ağrıtabilirdi.

Truman yerine seçilen Eisenhower’ın bu görüşlere mesafeli olmasını gerektiren bir durum yoktu. Kendisi Dulles biraderlerin kıskacındaydı. Bunlardan John Foster Dulles –başkentteki havalimanına adı verilecekti daha sonra- dışişleri bakanıydı. Allen Dulles ise CIA’in başındaydı. İkisi de Exxon gibi petrol devleriyle sıkı fıkıydı. Mart ayında Beyaz Saray “silahsız bir müdahale” kararı aldı. Bu CIA’in ilk darbesi, ilk göz ağrısı olacaktı.

Tahran’daki villada

CIA Başkanı Dulles’in eski silah arkadaşlarından General Schwarzkopf 1942-48 yıllarında İran jandarmasını ve muhafız alayını eğitmiş, Şah’ın güvenini kazanmıştı. Şimdi onu darbeye ikna etmekle görevliydi. -Aynı adı taşıyan, Çöl Ayısı lakaplı oğlu da yıllar sonra Irak’ta ölüm fırtınaları estirmekle görevlendirilecekti.- Operasyonun saha komutası ise eski başkanlardan Theodore Roosevelt’in torunu Kermit Roosevelt’te olacaktı.

CIA Başkanı Dulles’in eski silah arkadaşlarından General Schwarzkopf 1942-48 yıllarında İran jandarmasını ve muhafız alayını eğitmiş, Şah’ın güvenini kazanmıştı. Şimdi onu darbeye ikna etmekle görevliydi

1916 Beuenos Aires doğumlu, Harvard mezunu Kermit, Ortadoğu masasının başındaydı. 1953 Nisan sonunda MI6 ajanlarıyla Lefkoşa’da ilk toplantısını yaptı, Haziran’da ise Beyrut’ta CIA İran şefi Roger Guller ile MI6’ya darbe planını takdim etti. TPAJAX, iki ülkenin dışişleri bakanlığına iletildi, 1 Temmuz’da Churchill, 11 Temmuz’da ise Eisenhower tarafından imzalandı. Operasyon başlıyordu.

  • Plan son derece basitti: Propaganda çarkları işliyordu, başkentte kargaşa çıkarılacak, şah kaosu gerekçe gösterip Musaddık’ı azledecek, icap ederse de ordu devreye girecekti. Komplonun tertibi için Roosevelt, Temmuz başında sahte pasaportla Suriye ve Irak çöllerinden geçip İran’a giriş yaparak Tahran’daki villasına konuşlandı. İranlılar onun varlığından haberdar değildi, Amerikalılar ise onu James Lockridge olarak tanıyordu.

Devşirmeler

İşi Amerikalılar kotaracaktı fakat içerideki şebekelerin çoğu İngilizlere aitti. Britanya sadece petrol yataklarına değil ülkenin kılcal damarlarına nüfuz etmişti. Otuz seneden fazla İran’da görev yapan, Farsçaya hâkim çok sayıda casus, bilhassa ordu içinde mebzul miktarda subay devşirmişti.

Ordunun istihbarat şefi Albay Hasan Ahavî bile İngilizlere çalışıyordu. Amerikalılar da boş durmamış, 123 askerî danışmanla onlar da kendi devşirmelerinden geniş bir ağ kurmuşlardı. Hassaten tankçı genç subayları tercih etmeleri bir rastlantı değildi.

Ordunun istihbarat şefi Albay Hasan Ahavî bile İngilizlere çalışıyordu.

Her ikisinin de bürokrasi, siyaset ve saray çevrelerinde çokça muhipleri vardı. Amerikan büyükelçiliği komplonun merkeziydi fakat yol haritası İngilizlerin yıllar boyu yaptıkları fişlemelere dayanıyordu. MI6, dost-düşman herkesi temayülleri, ilişkileri, zaaflarıyla kayda geçmişti. Bu “Kim Kimdir?” dosyaları şimdi paha biçilmez kıymetteydi.

  • AJAX operasyonu öncesinde İran zaten kıskaç altına alınmıştı, o kıskaç daraltıldı. Ekonomik savaşta İran kan kaybediyordu. Kan kaybettikçe de Musaddık halk desteğini kaybediyordu. Toprak reformu, kadınlara oy hakkı gibi uygulamalar hasebiyle toprak ağalarının ve din adamlarının desteğini kaybetmişti. Bürokratik engelleri aşma adına meclisten altı aylığına olağanüstü yetkiler talep edince Millî Cephe içindeki kentli unsurlarla da arası açılmıştı.

Beyinsiz Şaban ile buzlu Ramazan

Propaganda çarkları tam vardiya çalışıyordu, yaftalar hazırdı: “Diktatör!” BBC, Farsça yayınlarını artırmış, New York Times, Newsweek, Reuters, Daily Telegraph, hepsi dört bir koldan darbenin değirmenine su taşıyordu. Bir CIA yetkilisi, “Yazdıklarımı ertesi gün İran gazetelerinde okurdum” diye böbürlenecekti. İran basını ilk satın alınanlar arasındaydı. Musaddık’ı itibarsızlaştırmak için her türlü dezenformasyona gırtlaklarına kadar batmışlardı. Yaftalar gittikçe çeşitleniyordu: “demagog”, “Yahudi”, “Bahai” “şehitlik saplantılı duygusal İslamcı”, “uyuşturucu bağımlısı”, “eşcinsel”…

Bir CIA yetkilisi, “Yazdıklarımı ertesi gün İran gazetelerinde okurdum” diye böbürlenecekti.

CIA ve MI6’nın rüşvet pastasından en geniş dilimiyse mollalar alıyordu. Ayetullah Kaşanî ve Takî bunlardandı. Ne gariptir ki Kaşanî, Humeynî’nin öncüsü ve habercisiydi. CIA darbesinde kilit önemdeki ulema 1979’daki devrimin öncülüğünü yapacaktı. Ayetullah Behbehanî o günlerde bir trafo gibi para dağıttığından piyasada bolca “Behbehanî doları” dolaşıyordu. İngilizler paraları bisküvi kutularında dağıtıyordu ama darbe tahminlerinden daha ucuza mal oluyordu. MI6 şeflerinden biri, “İran ordusunun ülke dışında görevli bir komutanından çok hayati bir bilgiyi bir kilo Lipton çayı karşılığında sızdırdığıyla övünüyordu.”

Sokakta işe yarayabilecek ekiplere de para pompalanıyordu. Bunların başında “zor evi” mânâsında “zurhane” denen spor salonları vardı. Bunlar disiplin, örgütlülük ve güçleri sebebiyle önemsenmişti. Keza sokak çeteleri de özenle kadroya dâhil edilmişti. Beyinsiz Şaban, Buzlu Ramazan gibi külhanbeyleri, küçük meblağlar karşılığında serserileri seferber etmekle görevlendirildi. Bir ülke 1 milyon dolardan daha az parayla kendisine diz çökertecek bir komplo için satın alınmıştı. Kermit Roosevelt’in kalış süresi üstünden hesap edersek: Üç hafta içinde.

Şimdi saat tam on iki

Roosevelt bir ülkeyi ateşe vermek için vaktini de nakdi kadar verimli kullandı. Medya eskiden beri dezenformasyon yapardı fakat o karalamaların camide ve sokakta dillendirilmesi yeni merhalenin işaretiydi. Musaddık’ın kuyusunu kazmak için Musaddık yanlısı kılığında çeteler asayişi bozmaya başladı. Kendilerini komünist olarak gösteren gruplar, Musaddık yanlısı olmayanlara yönelik baskı ve şiddete başvurdu. Önde gelen bir mollanın evini bombaladılar. Kimse yaralanmadı ama eylem Musaddık’ın üstüne kaldı. Musaddık’ın evi saldırıya uğradığında ise “Yara bile almadığına göre kendisi yaptırmıştır” dendi.

Blinken bizi neye çağırıyor?
Gerçek Hayat

CIA rüşvetlerinden nasiplenmiş gruplar Musaddık yanlısı sloganlarla şahın sembollerine saldırdı. Bu aşırılıklar Musaddık yanlılarını tedirgin etti ve sokaktan uzaklaştırdı. Başarı ışığını gördükçe Roosevelt hileli saldırıların artırılması talimatı verdi. Manipüle edilmiş gruplar arasında Ayetullah Behbehanî’nin şah karşıtı görünümünde sokaklara sürdüğü 3 bin kişilik sopalı güruhu da vardı.

CIA rüşvetlerinden nasiplenmiş gruplar Musaddık yanlısı sloganlarla şahın sembollerine saldırdı.

Şimdi sıra başbakanı görevden almaya Şah’ı iknadaydı. Gelgelelim Şah, başarısızlıktan da başarıdan da korkuyordu. Başaramazsa bu onun sonu olurdu; başarırlarsa darbeci subaylar onun da işini bitirebilirdi. O yüzden azil fermanını yazmaya yanaşmıyordu. Onu ikna için ikiz kız kardeşi Eşref gizlice yurda sokularak görüştürüldü ama sonuç alınamadı. General Schwartrzkopf da güç yetiremedi fakat onun telkiniyle Şah, Kermit’le görüşmeyi kabul etti.

Şah’ın gönderdiği arabanın arka koltuğunda battaniye altında saraya gelen casus, Şah’ı da rüşvetle devşirmeye çalıştı. Mâlî yardım, vaziyeti kurtaran bir petrol anlaşması ve tahtın korunması vaatlerini teyit için şöyle bir şey söyledi: “Başkan Eisenhower, önümüzdeki 24 saat içinde San Francisco’da bizzat yapacağı konuşmadaki bir cümleyle bunu doğrulayacak. Başbakan Churchill ise BBC’nin radyo yayınında yapılacak saat anonsunda özel bir değişiklik ayarladı. Spiker ‘Şimdi saat 12 demek yerine ‘Şimdi saat -duraklayacak- tam on iki’ diyecek.” Gösteriden etkilenen şah böyle bir kanıta ihtiyaç olmadığını söyleyerek azil fermanın imzaladı. Bu aslında ülkesinin idam fermanıydı.

Seni bulup öldürmeden evvel oradan tüy

Ordu, kuvvet komutanlarından kilit mevkilerdeki subaylara dek, zaten “bizim çocuklar” kıvamına getirilmişti. 15 Ağustos gecesi Ajax Operasyonu bilfiil başladı. Şah’ın muhafız alayı komutanı Albay Nasırî, 4 kamyon asker, 2 cip ve 1 zırhlı araçla Musaddık’ın evine giderek fermanı okuyacak, azledildiğini ve ömür boyu hapse çarptırıldığını öğrenen Musadddık direndiği gerekçesiyle tutuklanacaktı. Gelgelim saraydaki hesap evdeki hesabı tutmadı ve daha önceden darbeden bir şekilde haberdar olan Musaddık’ın adamları Şah’ın adamlarını derdest ettiler.

Ordu, kuvvet komutanlarından kilit mevkilerdeki subaylara dek, zaten “bizim çocuklar” kıvamına getirilmişti.

Darbe hıyanete uğramıştı. Musaddık canlı yayına çıkıp darbenin bastırıldığını televizyonda ilan etti. Halk bayram havasında sokaklara çıkıp Musaddık’ın “Saltanat yok olsun; Musaddık’ın zaferi kutlu olsun!” sloganları attı. Korktuğunun başına geldiğini anlayan Şah da 16 Ağustos’ta Bağdat’a uçakla kaçtığında bunun bir zafer olduğundan kimsenin kuşkusu kalmamıştı. CIA bile istasyon şefine yolladığı talimatta “Operasyon denendi ve başarısız oldu. ABD’nin rolünü ortaya çıkaracak herhangi bir Musaddık karşıtı operasyona katılmamalıyız” diyor, Kermit’i geri çağırıyordu: “Seni bulup öldürmeden evvel oradan tüy!”

  • Ama Kermit Virginia’yı dinlemedi. O son kozunu oynamaya hazırlanırken Musaddık da son hatasını yapmakla meşguldü: Darbecilere nihaî darbeyi vurduğunu sanıp taraftarlarını sokağı boşaltmaya çağırdı. Gösteriye devam edenler polis tarafından etkisiz hâle getirildi. Musaddık, Kermit’in son kozu için sokakları kendi eliyle temizledi. Sokaklar şimdi 1940’tan beri İngilizlere çalışan Reşidiyan kardeşlere, Ayetullah Kaşanî ve Behbehanî’nin güruhlarıyla Tümgeneral Zahidî’nin askerlerine teslimdi. Onların sokak şiddetini durdurması için verdiği talimatları dinleyecek bir polis gücü de yoktu elinde. Musaddık’ın tutunacak dalı kalmamıştı.

Ben tahtımı size borçluyum

19 Ağustos Pazar günü Şah yanlıları Musaddık yanlısı gazetelere, sonra da radyo binasına el koydu. Farklı kentlerden takviye alan birlikler sokak çeteleriyle kol kola Musaddık’ın evine doğru ilerledi. 3 tankla 3 saat süren çatışma sonrasında ev de darbecilerin eline düştü. Bir tek eşya kalmamacasına her şey yağmalandı ve ateşe verildi. Musaddık ertesi gün, bir arkadaşının evinde yakalandı. Manşetler Şah’ın ağzından atılacaktı: “Musaddık hükümetini halkın kıyamı devirmiştir.”

19 Ağustos Pazar günü Şah yanlıları Musaddık yanlısı gazetelere, sonra da radyo binasına el koydu.

İki yıllık bir hükümet saatler içinde devrildi. Soluğu Roma’da almış Şah Muhammed Rıza Pehlevî, CIA Başkanı Allen Dulles’in de hazır bulunduğu bir özel uçakla Tahran’a döndü. Kermit’e şöyle diyecekti: “Ben tahtımı Allah’a, halkıma, orduma ve size borçluyum!” Petrol artık kâğıt üstünde İran’ın gerçekte ise darbe planlayıcılarının olacaktı. Schwarzkopf’un eğittiği gizli polis SAVAK, halka kan kusturarak dişlilerin güvenliğini sağlayacak; solcu, milliyetçi kim varsa tasfiye ederek Humeynîcilerin önünü açacaktı.

Üç yıl hapishanede tutulan Musaddık, şahın himmetiyle ömür boyu ev hapsine alınacak ve 1967’de öldüğünde evinin bahçesine gömülecekti. Kermit Roosevelt mi? 1958’de CIA’den ayrılıp petrol şirketlerine danışmanlık yapacaktı. Onun öncülük ettiği darbe ise sonraki tüm darbelerin ana şablonu ve ilham kaynağı olarak kullanılmaya bugün bile devam edecekti.