Almanya'nın Göç Politikası: Toplu mülteci evleri en büyük sorun
Almanya, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkeden işçi alan bir ülke. Yaşlı bir nüfusa sahip olması, genç işçiye duyulan ihtiyacı arttırıyor. Mültecilerin Almanya’ya gitme hevesleri de işte bu gerekçelere dayanıyor. Buna rağmen Almanya’nın göçmenlere iyi bir politika uyguladığı söylenemez. Irkçı saldırıların en fazla ortaya çıktığı yer Almanya. Göç Araştırmacısı olan Dr. Yaşar Aydın’la Almanya’nın göç politikasını konuştuk. Aydın’a göre Almanya’nın göç politikasının başında mülteci ve sığınmacıların statüleri kabul edilene kadar toplu mülteci evlerinde kalmaları geliyor.
Almanya’nın göç politikası hakkında neler söylersiniz?
Almanya’nın göç politikasının normatif ve pragmatist, yani faydacı olmak üzere iki sütun üzerinde durduğunu söyleyebiliriz. Birincisi siyasi nedenlerden dolayı ülkesinde takibata uğrayan ve baskı altında olan bireylere sığınma hakkının tanınması, ikincisi ise demografik ve iktisadi ihtiyaçları karşılamak amacıyla işçi göçüne imkân sağlamak. İşçi göçü bağlamında ise ikili bir hesabın geçerli olduğunu söyleyebiliriz: Bir taraftan kalifiye, yüksek nitelikli ve iyi eğitimli bireylerin Almanya’ya göçünün teşvik edilmesi, diğer taraftan ise vasıfsız işçi göçünün mümkün olduğunca engellenmesi, en azından dengelenmesi şeklinde tarif edebiliriz Almanya’nın göç politikasını.
Neden insanlar Almanya’ya gitmek istiyor?
- Mültecilerin Almanya’yı tercih etmesinin birkaç nedeni var. Almanya’nın gelişmiş ve dinamik bir ekonomiye sahip, güvenli bir ülke olması önemli bir neden. İkincisi ise mültecilerin hayat standartlarının diğer ülkelere göre daha yüksek olması. Üçüncü nedense Almanya’nın başka ülkelerde olumlu bir imaja sahip olması. Mültecilerin tercihlerini bu üç faktörün şekillendirdiğini söyleyebiliriz.
Kolay Uyum Sağlayan Bireyler Tercih Ediliyor
Almanya mülteci alırken ve işçi alırken nelere dikkat ediyor? İkisi arasındaki fark nedir?
Mülteci alırken insancıl(!), normatif kriterler ön plandayken, işçi alımında ülke ekonomisinin çıkarları gözetilmekte, ekonominin ihtiyaç duyduğu insan kaynaklarına kolaylık sağlamaktadır. İyi eğitimli, yüksek kalifiye bireyler ve kolay uyum sağlayacaklarına inanılan ülkelerin bireyleri tercih edilmektedir.
Almanya aldığı mültecilere veya işçilere nasıl bir muamelede bulunuyor?
Hükümet, Almanya ekonomisinin işgücüne ihtiyacı olduğunun bilincinde. Dolayısıyla göçün ilk aşamasından itibaren göçmen statüsünün elde edilmesinin akabinde göçmen ve mültecilerin toplumla bütünleşmelerini teşvik etmekte, bu yönde ücretsiz uyum kursları finanse etmekte, yeni gelenlerin toplumla bütünleşmelerini teşvik etmektedir.
Toplu Mülteci Evleri Sorunu
Mülteciler Almanya’ya gittikten sonra ne gibi sorunlarla karşılaşıyorlar?
Sorunların başında, mülteci ve sığınmacıların statüleri kabul edilene kadar toplu mülteci evlerinde kalıyor olmaları önemli bir sorun. Bu onların toplumdan soyutlanmalarını, normal bir gündelik hayat yaşayamamalarını beraberinde getirmektedir. Bunun bir sonucu ise, aile içindeki rollerin muğlaklaşması ve çocuk-ebeveyn arasındaki ilişkinin karışmasını beraberinde getirmektedir. Böylece bazı ailelerin düzeni altüst olmakta, mültecilerin topluma entegre olması geciktirilmekte ve zorlaştırılmaktadır. Toplu ikamet mültecileri daha görünür kılmakta, onların ırkçılarca daha kolay hedef alınmasına olanak sağlamaktadır. Mültecilerin karşılaştıkları sorunların başında ise son yıllarda artan mülteci ve göçmenlere yönelik ırkçı söylemler ve şiddet eylemleri gelmektedir.
Almanya’nın ayrımcı göçmen politikası var mı? Hangi yönlerde ayrımcılık yapıyor?
Resmi olarak ayrımcı bir politikadan söz etmek zor. Ancak pratikte ayrımcılık mevcut. Burada İslam karşıtlığı ve ırkçılık gibi yaklaşımlar göçmen ve mültecilerin ayrımcılığa maruz kalmasına neden olmaktadır. İkinci örnek ise aile birleşiminde bazı ülkelere uygulanan vize almadan önce bulunduğu ülkede Almanca öğrenme şartı. Mesela Kars’ta yaşayan fakat aile birleşimi üzerinden Almanya’ya gelmek isteyen biri Almanca öğrenip, yaşadığı en yakın Goethe Enstitüsü’nde (Ankara) Almanca imtihanına girmesi gerekmektedir. Bir başka örnek ise birinci ve ikinci kuşak Türklerin Alman vatandaşlığını alırken önceki vatandaşlıklarında feragat etme zorunluğu ki birçok ülke vatandaşı için mesela AB ülkeleri veya İran benzeri bir zorunluluk mevcut değil.