ABD Türkiye’yi işgal edebilir, nasıl mı?

ŞÜKRÜ KANBER
Abone Ol

Çok uzak ihtimal gibi geliyor bu soru değil mi? Ukrayna halkına saldırı öncesi “Rusya size saldırır mı” diye sorulsa, komplo teorisyenliği ile suçlanacakların dışında kimse bu soruya “evet” cevabı veremezdi. 21. yüzyılda, milenyum çağında, teknolojinin dünyayı küçülttüğü bir devirde, Ortaçağ’ı andırır saldırı ve işgal olamazdı değil mi? ‘Özgür ve demokrat dünya’ böyle bir saldırıya izin vermezdi. Netice ortada… 15 Temmuz 2016 tarihinde, cuma günü öğleden sonra birisi bize, “Akşam FETÖ darbe kalkışmasında bulunacak” dese sanırım bu absürtlük karşısında adamı yerin dibine sokup çıkarırdık. Ama oldu.

Bunu gerçi birileri söyledi ama söylediklerine pişman edildiler; “Salgın olacak, evlere kapanacaksınız, hayatınız kısıtlanacak, ağzınıza gem vurulacak” dendi ama kimse inanmadı.

Hatta devamında kıtlık, küresel ısınma, kitlesel isyanlar, muazzam enflasyonist ortamların geleceğinden bahsedenler de oldu.

Nitekim tüm bu hayal ötesi görünen ihtimaller birer birer gerçekleşti.

Bugün sorulduğunda çok uzak gibi görünen olayların gerçekleşme ihtimallerini ciddiye almak zorundayız.

O nedenle “ABD Türkiye’yi işgal eder mi” sorusu haklı bir sorudur ve hukûkî bir dayanağı da bulunmaktadır.

Aylardır Yunanistan kaynaklı suni sebepli saldırılar ile namı diğer Ege olan Adalar Denizi bahaneli savaşa dönüşebilecek kriz ile uğraşmıyor muyuz?

ABD’nin gerek Yunanistan gerek Bulgaristan ve gerekse Romanya’da ciddi bir askeri yığınak yapmakta olduğu malumumuz değil mi?

Zahirde Rusya’ya karşı yapıldığı söylenen bu askeri birikimin, aslında Türkiye için tasarlandığını söyleyen, konuşan ve yazanlar yeterince mevcut.

1960 tarihli anlaşma ne diyor?

Peki soruyu bir kez daha soralım o zaman…

“ABD Türkiye’yi işgal edebilir mi?”

Evet, edebilir.

Daha doğrusu işgal etmeye yeltenebilir, başarıp başarmaması ayrı bir mevzu bahis ama işgal için elinde hukuki bir metin de bulunmaktadır.

5 Mart 1959 tarihinde imzalanan ve TBMM tarafından 11 Mayıs 1960 yılında kabul edilen 7480 numaralı “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti arasında İş Birliği Anlaşmasının tasdikine dair kanun…”

kanuntbmmc04207480.pdf

Bu anlaşma Türkiye’den talep etmesiyle saldırı, sızma, yıkıcı faaliyet vb. hallerde ABD’nin askeri harekât da dahil her türlü müdahale etmesine yetki veriliyor. Anlaşmada sızma, saldırı, dolaylı ya da dolaysız işgal girişimleri tarif edilmiyor, bu kavramlar ABD’nin anlayışına ve yorumuna bırakılıyor.

Şimdi bu bağlamda filmi 15 Temmuz’a saralım.

Hain FETÖ darbe girişimi başarılı olsaydı nasıl bir manzara ortaya çıkacaktı?

Hatırlayalım tekrar, kendisine “Yurtta Sulh Konseyi” diyen bir oluşum adına TRT ekranlarında bildiri okunmuştu.

Varsayalım o kalkışma ertesi gün başarılı oldu, FETÖ yönetime el koydu.

Bu konseyin kimlerden oluştuğu ortaya çıkacak, muhtemelen önceden hazırlanmış Başbakan ve Bakanlar Kurulu listesi açıklanacaktı.

Ve elbette bu ülkenin vatanseverleri ertesi gün sokağa çıkacak, bu durumu kabullenmeyecek ve büyük bir kaos oluşacaktı.

Belki de bir iç savaş başlayacaktı.

İşte böylesi bir ortamda, günlük olarak dahi işbaşına gelen hain Konsey, bu anlaşmaya dayanarak iç savaş ve kaos bahanesiyle ABD’yi “yardıma”, yani müdahaleye -ve dahi işgale- çağıracaktı.

TBMM’nin kabul ettiği bu anlaşmaya dayanarak, gayet de hukuk zemininde ABD Türkiye’ye el koyacaktı.

Daha doğrusu el koymayı, işgal ve mutlak kontrol etmeyi deneyecekti.

İşgalin nasıl sonuçlanacağını anlamak için Afganistan, Irak, Suriye örneklerine bakmak yeterli.

Ülkenin tamamına hakim olabilmek adına milyonların kanını akıtmaktan zerrece çekinmeyecek bir barbarlıktan söz ediyoruz burada…

Üstelik tıpkı Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi ülkenin sivil insanını ülkenin askerine kırdırarak…

Bu anlaşma hemen iptal edilmeli

Emin olun, FETÖ darbesi sadece bir günlüğüne başarılı olsaydı bile bu senaryonun gerçekleşme ihtimali çok yüksekti.

Sadece o günlük iktidar sahiplerinin ABD’yi davet etmesi, görevlerini yerine getirmesi için yeterliydi.

Yoksa Türkiye gibi bir ülkeyi Fetullah sümüklüsünün kontrolüne bırakacaklarını düşünmek bu dünyayı hiç anlamamak demektir.

Öyleyse…

1 sene önceden yazılı bildirmek suretiyle iptal edilmesi kanuna bağlanan bu anlaşma acilen sona erdirilmelidir.

CIA kadrolu elamanlarının üst yönetici olduğu muhalefet partileri iktidara gelirse bu ihtimalin gerçekleşmeyeceğini kimse garanti edemez.

15 Temmuz gecesi tankları alkışlayan, ATM’lere koşan ve makarna stoğu için market yağmalayanlardan tabanı oluşanlar oy veriyor bu partilere.

Onların çoğu “Tayyip Erdoğan yönetimi yerine ABD işgalinde yaşamayı tercih edecekleri için” işgali dert edinmeyeceklerdir.

Ne de olsa onlar Bizans çocukları, Fatih’in torunları değil.

O yüzden tekrar yazmakta fayda görüyorum, iş işten geçmeden Rusya tehdidi gölgesinde yapılan bu ve -varsabenzeri anlaşmalar acilen iptal edilmelidir.