ABD Rusya’yı Afrika’da engelleyebilir mi?
Rusya, Afrika coğrafyasında hedeflerine ulaşmak için her yolu deniyor ve başarıyor. Wagner gerçeği olsun, Afrika ülkelerinde Batı karşıtı propaganda olsun, BM’deki oylar olsun, Afrika ülkeleriyle yaptığı anlaşmalar olsun, hepsi Rusya’nın Afrika ülkeleriyle ne kadar yakın olduğunu ortaya koyuyor. Oysa ABD’nin Afrika’daki imajı o kadar iyi değil. ABD ve Batılı ülkeler, halklar tarafından Afrika ülkelerinin içişlerine karışmakla suçlanıyor. Bir yasa bütün bunları düzeltebilir mi? Çok zor!
Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri, askerî operasyonlarını, yatırımlarını, oligarşilerini ve şüpheli yasadışı para akışlarını izleyerek, Afrika’daki Rusya’nın varlığına karşı bir yasa çıkardı. Bunun nedeni; kısmen Afrika ülkelerinin yarısından fazlasının Birleşmiş Milletler’in, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline ilişkin kararlarında tarafsız olmayı seçmesiydi. ‘Afrika’daki Kötü Amaçlı Rus Faaliyetleriyle Mücadele Yasası’ aracılığıyla ABD, “Rusya’nın habis etkisine ve faaliyetlerine yardım etmekte suç ortaklığı yapan Afrika hükümetlerinden hesap sormak” istiyor. ABD Senatosu 27 Nisan’da tasarıyı 415 lehte ve 9 aleyhte oyla kabul etti. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ne başkanlık eden Cumhuriyetçi Gregory Weldon Meeks tarafından desteklenen yasa tasarısı; Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl Kongre’ye, Afrika’daki Rus entrikalarına karşı ABD önlemleri hakkında bir rapor göndermesini gerektirecek.
Amerika çok geç kaldı
ABD, Rusya’ya karşı ne kadar önlem alsa da, Afrika ülkeleri Rusya’nın safında durmaya devam edecektir. Nedenini çok uzaklarda aramaya gerek yok. Rusya kendisini, Afrika ülkelerine kurtarıcı melek olarak lanse ediyor ve bunda başarılı olduğu söylenebilir. En basit örneği, geçtiğimiz günlerde Demokratik Kongo Cumhuriyeti halkının, Putin’e “Ülkemize de gel, kurtar bizi” çağrısı yapması. Rusya’nın propaganda makinesi, Afrika ülkelerinde bildiğimizden çok daha iyi çalışıyor. Çünkü Rusya, Afrika ülkelerine dost görünüyor, sömürgeci devletlere karşı mücadelede yardımcı olmaya hazır olduğu mesajını veriyor. Mesela 18 Ağustos 2020’deki Mali askerî darbesinin ardından orduya destek için sokağa çıkan halk, Rus bayrakları sallayarak seviniyordu. Ellerinde Putin’in resimleri ve Rusya’ya teşekkür mesajı gönderen sloganlar mevcuttu. Üstelik Rusya’nın Mali ile kültürel veya tarihî bağları bulunmuyordu.
Libya'da Rus propagandası etkili
En büyük Rus propagandası, Libya savaşında oldu diyebiliriz. Afrika’daki Rus dezenformasyonunun en iyi belgelenmiş örneği burada. Ocak 2019’dan itibaren Libya sosyal medya ağlarında, Birleşmiş Milletler ve BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne yönelik eleştiriler yaygınlaştı. Rusya’nın, ülkede istikrar sağlayıcı bir aktör olarak rolüne övgüler düzüldü. Libya’daki mesajlar gerçeği gizlemeyi, yerel ve uluslararası izleyiciler için kafa karışıklığı oluşturmayı amaçlıyordu.
BM’de Afrika oyları
Wagner’den daha önceki yazımızda bahsettiğimiz için tekrar bahsetmeye lüzum yok. Rusya’nın Afrika’daki nüfuz kampanyası, BM Güvenlik Konseyi’nin, Afrikalı üyeleriyle flörtünde de görülüyor. Afrika’nın, on beş üyeli Güvenlik Konseyi’nde üç döner koltuğu (“A3”) bulunuyor. Rusya, bu üyelere kur yaparak, oyları Rus çıkarlarını desteklemek için bir araya getirmeyi başardı. Benzer şekilde, Nisan 2019’da A3, müdahale etmeme ilkesine atıfta bulunan Sudan’daki darbeyi kınayan bir açıklamayı engellemeye yönelik Rus çabalarını destekledi. Rusya böylece Güvenlik Konseyi’ndeki Afrika oylarını, kıtadaki Afrika ajansını ve demokratik reform seslerini baltalamak için kullanabildi.
Limanlar Rusların elinde
Rusya ayrıca Afrika’da bir dizi geleneksel güvenlik, ekonomik ve kültürel girişimi sürdürüyor. Bunların en bilineni, Vladimir Putin’in Soçi’de 43 Afrika devlet başkanını ağırladığı Ekim 2019 Rusya-Afrika Zirvesi oldu.
Rusya son yıllarda Afrika’da 20’yi aşkın ülkeyle güvenlik işbirliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaların görünen yüzü; Rusya’nın Kızıldeniz ve Akdeniz’deki deniz operasyonlarını desteklemek için liman ve üs erişimini güvence altına alma girişimi oldu.
Berbera (Somaliland), Massawa ve Assab (Eritre), Port Sudan (Sudan) limanlarına ve Libya’daki çeşitli tesislere erişim sağladı. Bab-el-Mendeb boğazı (Cibuti-Yemen), Süveyş Kanalı ve Doğu Akdeniz’in stratejik hattı boyunca Rusya etkisini güçlendirdi. Rusya ayrıca Mozambik ve Güney Afrika’da da liman erişimi sağladı, Güney Afrika ile ortak deniz tatbikatları bile gerçekleştirdi.
Darbeci subaylar Rusya'da eğitildi
Rusya, Afrikalı askerî personel için mütevazı bir profesyonel askerî eğitim programı yürütüyor ve yılda yaklaşık 500 Afrikalı askeri eğitiyor. Sayıları sınırlı olmakla birlikte bu programlar, Rusya’ya kıta içindeki sivil-asker ilişkileri hakkında önemli veriler sağlıyor.
Mali’deki Ağustos 2020 darbesine karışan birkaç üst düzey subayın kısa süre önce Rusya’daki eğitimden döndüklerini not düşelim. Askerî eğitim vasıtasıyla, kariyerleri boyunca orta ve üst düzey Afrikalı subayların Rusya ile bağlantıda kalması sağlanıyor.
Gizli sözleşmeler yapıyor
Rusya’nın Afrika ile ticaret hacmi 20 milyar dolar. Rosneft ve Lukoil gibi Rus şirketleri maden, elmas ve petrol sözleşmeleri yapıyor. Rusya’nın teknik uzmanlık ve finansman getirdiği bu sözleşmelerin ayrıntıları ise her zaman gizli tutuluyor. Bu da Afrika’nın lehine mi yoksa aleyhine mi sözleşmeler imzalandığını anlamayı zorlaştırıyor.
Rusya’nın 20 küsur ülkeyle doğal kaynak anlaşması var. Ayrıca kıtada nükleer enerji anlaşmaları yapmaya çalışıyor. 2020’de Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, Mısır’ın 60 milyar dolarlık ilk nükleer santralinin inşaatına başlamak için 25 milyar dolarlık kredi sağladı. Etiyopya, Ruanda, Sudan ve Zambiya ile de nükleer proje için ön anlaşmalar imzalanmış durumda.
Rusya her sene yaklaşık 100 civarında Afrikalı öğrenciye burs sağlıyor. Son zamanlarda birçok Afrika ülkesinde, Rusça seçmeli dil olarak okutuluyor. Nijerya, Namibya, Fas ve Tunus başta olmak üzere Rusya’da eğitim alan Afrikalı öğrenci sayısı 15 bine ulaştı. Rusya bir mânâda, Afrika’nın gelecekteki yöneticilerine yatırım yapıyor.
Netice itibariyle Rusya, Afrika coğrafyasında hedeflerine ulaşmak için her yolu deniyor ve başarıyor. Wagner gerçeği olsun, Afrika ülkelerinde Batı karşıtı propaganda olsun, BM’deki oylar olsun, Afrika ülkeleriyle yaptığı anlaşmalar olsun, hepsi Rusya’nın Afrika ülkeleriyle ne kadar yakın olduğunu ortaya koyuyor. Oysa ABD’nin Afrika’daki imajı o kadar iyi değil. ABD ve Batılı ülkeler, halklar tarafından Afrika ülkelerinin içişlerine karışmakla suçlanıyor. Bir yasa bütün bunları düzeltebilir mi? Çok zor!