Yapay zekâ toplum yararına aykırı mıdır?

HABER MASASI
Abone Ol

Son yıllarda hızlıca yükselişe geçmiş olan yapay zeka kavramı artık her birimizin gündeminde olan bir konu. Çalışmaların da hızlıca arttığı yapay zeka sektöründe yeni iş kolları doğmakta, sektördeki yeni gelişmeler ile insanların ilgi alanları değişmektedir. Üniversitelerde açılan yapay zeka bölümleri buna örnek verilebilirken yapay zekanın toplumdaki karşılıkları da farklı olabilmektedir. Bugün burada “Yapay zeka toplum yararına aykırıdır.” konusunu tartışacağız.

Hükûmet

Yapay zeka, etik düşünce fiilini gerçekleştiremez. Yapay zekanın birçok insan zihninden çok daha hızlı işlem yapabildiği, mantıksal işlemlerde hata oranının insanlara kıyasla daha az olduğu bilinmektedir. Fakat insan yaşamındaki her işlemin mantıksal temellere dayanmadığı gibi yapay zekanın karşılaşacağı problemlerde de mantıksal düşüncenin bir kenara bırakılıp etik düşüncenin ortaya çıktığı durumlar olacaktır. Bunun en basit örneği otonom araçların, yapay zeka desteği ile tamamen kendi iradesiyle yol aldığı durumlardaki kaza senaryolarıdır. Örneğin bir araç hareket hâlindeyken bir yol ayrımına geliyor. Bir tarafta 3 kişi, diğer tarafta ise 1 kişi duruyor. Aracın hangi yolu seçeceği, böyle bir durumda nasıl karar vereceği tahmin edilemez. Başka bir örnekte ise yapay zekanın sonuç odaklı mı yoksa yöntem odaklı mı düşüneceğinin kestirilememesidir. Eğer yapay zeka sadece sonuç odaklı düşünecekse Machiavelli'nin “Prens” adlı eserindeki mottoyu ele alacaktır: “Hedefe giden yolda her şey mübahtır.” Bu mottonun da yıkıcı sonuçlarının olacağını ön görmek pek de zor değil.

Yapay zeka, insanların işlerini ve dolaylı olarak da geçimlerini tehdit etmektedir. Çok bariz görülebilmektedir ki yapay zeka desteğiyle yapılan robotlar ile insan gücüne olan ihtiyaç azalmakta, on insan gücünün yapabileceği bir işi bir adet robot yapabilmektedir. Hatta bu temel üzerine kurulmaya başlanan fabrikalara “karanlık fabrika”, insansız restoranlara da “soğuk mutfaklar” denmektedir. Yapay zekanın bu gibi sektörlerde, özellikle insan gücüne dayalı mavi yaka sektörlerde artması durumunda toplu işten çıkarmalar olacak ve bu da toplumu açlıkla karşı karşıya getirecektir. Bu gibi olayların olmaması adına yapay zekanın çalışma alanı sınırlı tutulmalıdır.

Yapay zeka insan ırkını tehdit etmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz argümanların yanı sıra yapay zekanın insan ırkına olan tehdidi de göz önüne alınmalıdır. Bunun için Terminatör, Blade Runner, Ex Machina gibi filmlere bakmak yeterlidir. Buralarda kurulan senaryolar gibi yapay zekanın gelecekte en basit bir hatada insan ırkını tehdit edeceği, kendi krallığını kuracağı su götürmez bir gerçektir. Twitter’da yapay zeka ile yaratılan bir bot hesabın “tweet”lerine bakıldığı zaman da yapay zekanın giderek agresifleştiği ve şiddet yanlısı “tweet”ler attığı gözlenmiştir.

Muhalefet

Yapay zeka üzerine sunulan argümanların birçoğunun yapay zeka ile alakalı olmadığı, bunların insani problemler olduğunun farkında olmak gerekir. Biz bugün burada sizlerle sistemdeki aksaklıkların yapay zeka ile alakalı olmadığını, tehdidin yapay zekadan gelmediğini, aksine tüm sorumluluğun insanlarda olduğunu savunacağız.

Etik kavramı nicel bir düşünce sistemi olmadığı için yapay zekadan bunu beklemek doğru değildir. Verilen örnekteki soruna istinaden de bu gibi durumlarda normal bir insanın ne yapabileceğini de kestirmek çok zordur. Hatta bu tarz durumlarda işlem hızı sayesinde yapay zeka daha fazla olasılığı düşünerek ve işleme alarak toplum yararı için en uygun aksiyonu alacaktır. Hükümet kanadına 1986 yılında yaşanan “Challenger Patlaması”nı hatırlatmak isterim. Bu patlamayı özetlemek gerekirse mühendislerin fırlatmayı engelleme çalışmalarına rağmen yönetim kadrosunun fırlatmayı gerçekleştirmeleri sonucu 7 mürettebat da hayatını kaybetmiştir. Burada fırlatmayı gerçekleştirme kararı alan yönetim kadrosu, bir yapay zeka olmamasına rağmen maddi kaygılar yüzünden fırlatmayı gerçekleştirerek etik olmayan bir karar almıştır.

Endüstriyel devrimden beri halklarda insanların kendi işlerini kaybedeceğine dair bir endişe bulunmaktadır. Fakat bu endişeler sadece duygusal bir travma olarak insanların sergilediği eylemlerden farklı değildir. Mesela endüstri devriminden sonra insanların işlerinin azalmasının aksine daha çok iş kolu açılmış, dünyadaki üretim son hıza gelmiş, nüfus patlaması yaşanmıştır. Sonuç olarak bu örnek bizlere gösteriyor ki teknolojideki gelişmeler insan gücüne olan ihtiyacı azaltmasına rağmen yeni iş alanları doğurmaktadır. İnsanlar bu alanlardaki çalışmalara yönelmeli ve kendilerini geliştirmelidir. Hatta bunların yanı sıra yapay zeka ile işyerleri doğru tahminlemeler yaparak zararlarını minimize edebilirler ve bu da dünyadaki zenginliğin artmasına katkı sağlayacaktır.

Hükümet kanadının son argümanı ise tamamen komplo teorisinden oluşmaktadır. Farklı filmlerdeki kurgular ile doğru kararlar almak mümkün değildir. Hatta yapay zeka insan ırkını tehdit etmekten ziyade insan ırkına yardımcı olmaktadır. Mesela yapay zeka sayesinde salgınlar ve virüsler saniyeler içerisinde tespit edilebilmekte, ameliyatlar daha küçük hata oranları ile gerçekleştirilebilmektedir. Doğru kullanıldığı takdirde yapay zeka insan ırkını tehdit etmek bir yana dursun insan ırkının var olabilmesi için hayati bir role evrilmektedir. Kontrolün tamamen insan elinde olduğu bir durumda yapay zekanın insan ırkını tehdit edeceği düşüncesi tamamıyla yanlış bir düşünceden ibarettir. Konuşmamızı kapatırken tartıştığımız bu konuların yapay zeka ile ilgili olmadığını, tamamen insanlara bağlı olduğunu tekrardan hatırlatmak isterim. Burada korunması gereken insanlar değil yapay zekanın ta kendisidir. İnsanların yazacağı kodlar ile hareket eden bu zeka türünün suistimallere açık olduğunu kabul ederek bunların önüne geçebilmek adına, insanların zihniyetlerinin değişmesi gerektiğini vurgulamak gerekir.