Üniversiteler mi, meslek okulları mı tercih edilmeli?

EMİRHAN ÜNAL
Abone Ol

Ülkemizde son senelerde ciddi bir üniversite atılımı oldu. Bunun neticesinde bir sürü yeni üniversite açılırken, üniversite mezunları da artmaya başladı. Fakat ileriki süreçte de işsizliğin arttığı, maaşların düştüğü bir süreç başladı ve bu iki olay arasında bir bağlantının olup olmadığı sorgulanmaya başladı. Bu kadar yüksek oranda üniversite tercih edilmesinden sonra ortaya çıkan hayal kırıklığı da insanları şu soruya yöneltiyor: “Üniversite yerine meslek okulları mı tercih edilmeli?”

HÜKÜMET

Meslek okulları tercih edilmelidir.

Meslek okullarına gereken saygı gösterilmemektedir. Özellikle birkaç sene önce meslek okullarına gidenler başarısız ve toplumun saygı görmeyen kesimi olarak görülüyordu. Bu yüzden insanlar meslek okullarını son çare gibi görmekten kaçınamadılar. Bunun sonucunda ise meslek okullarını tercih edenler azaldı ve gençler üniversitelere yönelmeye başladılar. Bu “demarketing” yüzünden meslek okulları tercih edilmedi. Ancak günümüzde bu okulların önemi yeniden anlaşılmaya başlandı. Meslek okullarının önemini arz eden ve tercih edilmesini sağlayacak unsurları gündeme getirelim.

Meslek okulları, insanların zamanını israf etmez. Birçok farklı lisans dalı, yüksek lisans ile devam etmektedir. Bu da demek oluyor ki insanlar sektöre girene kadar en az dört ila yedi senelerini (en iyi ihtimalle) harcıyorlar. Bu da onların hayata geç atılmasına ve tutunma problemleri yaşamalarına sebep oluyor. Fakat meslek okullarındaki sonuç odaklı eğitim sayesinde öğrenciler, kısa süre içerisinde meslek sahibi olup iki yılda hayata atılmaya başlıyorlar. Bu sayede en değerli vakitlerini israf etmeden sektörde kendilerine yer edinmeye başlıyorlar.

Maalesef ülkemizde kalifiye iş gücü kıtlığı yaşanıyor.

Meslek okullarındaki istihdam odaklı eğitim, sektördeki rekabetin makul düzeyde kalmasına olanak veriyor. Örneğin bir öğrenci meslek okulundan “motor ustası” olarak mezun olduktan sonra, kendi alanındaki bir işte deneyim kazanmaya devam ediyor. Fakat üniversite mezunlarının arasında olmayan bu özellik sebebiyle özel sektörde inanılmaz bir rekabet oluşuyor. Tıp ve hukuk gibi bölümlerin dışında, örneğin bir işletme mezunu ile Türk dili ve edebiyatı bölümü mezunu aynı bölümlerde çalışabiliyor. Bunun sonucunda ise bölümlerin bir anlamı kalmıyor. Sonuçta eğitim istihdama katkı değil, negatif bir etki yapıyor. Meslek okullarında ise tam tersi olarak istihdam odaklı bir eğitim gerçekleştiriliyor.

Maalesef ülkemizde kalifiye iş gücü kıtlığı yaşanıyor. Bunun sonucunda arz-talep dengesinden kalifiyeli işçi maaşları inanılmaz oranda artıyor. Özellikle nüfusun arttığı bu dönemde ve inşaat sektörünün ekonomide büyük önem arz ettiği ülkemizde ara eleman ve usta eksikliği büyük bir sıkıntı olmakla birlikte, güzel fırsatları da beraberinde getirebiliyor. Öğrencilerin bu güzel olanakları değerlendirebilmek için meslek okullarında meslek sahibi olmaları gerekiyor.

Özetle günümüzün ekonomik koşullarında meslek okulları daha büyük bir önem arz etmektedir. Türkiye hâlen bir sanayi ülkesi olarak hizmet göstermekte ve zamanla hizmet sektörüne geçmektedir. Gelişmiş ülke seviyesine doğru emin adımlarla ilerlerken ara süreçte devam ettirilecek olan gelişmeler, ancak sanayi konusunda da bilinçli, “ara eleman” diyebileceğimiz iş kollarıyla mümkündür. Bunu da yetiştirecek olan meslek okulları tercih edilmeli, ülkenin gelişmesine katkı sağlanmalıdır.

Öğrencilerin bu güzel olanakları değerlendirebilmek için meslek okullarında meslek sahibi olmaları gerekiyor.

MUHALEFET

Üniversiteler tercih edilmeye devam edilmelidir.

Hükümet tarafına argümanlarından dolayı teşekkür ederken birçok noktada yanılgıya düştüklerini gözlemliyoruz. Bu yanılgıları düzeltmek üzere sizlere argümanlarımızı sunup üzerinde tartışalım.

Üniversiteler, yüksek teknolojiye sahip Ar-Ge merkezleridir. Üniversiteyi sadece meslek sahibi olmak için görmek, bu şekilde kıyaslamak oldukça yanlıştır. Üniversiteler ilgili konuların araştırmaları için önemli Ar-Ge merkezleri oluştururlar ve yüksek teknoloji üretiminde söz sahibi olurlar. Bu yüzden ülkemizin daha ileriye gidebilmesi adına, öğrenciler üniversitelere yönelmeli ve eğitim olanaklarından her şekilde faydalanmalıdırlar.

Daha fazla kariyer olanağı sunduğundan öğrenciler, üniversiteleri tercih etmelidir.

Üniversiteler bir kültürü ve ekosistemi taşımaktadır. Üniversite öğrencileri, sadece bir meslekten ziyade farklı bölümlerden insanlarla iletişime geçerek, aslında hayatın her alanını görebilir ve onları kıyaslayabilir. Büyük üniversite kampüslerinde âdeta bir şehir hayatı yaşanırken, insanlar da bu kültürden beslenir ve modern bir kimliğe kavuşurlar. Bu yüzden öğrenciler, üniversiteleri tercih etmelidir.

Hükümetin getirdiği rekabet örneği yanlıştır. Üniversiteler özel sektörde rekabet arttırıcı olarak görülmekten ziyade, öğrencilere daha fazla kariyer olanağı sunmasıyla anılmalıdır. Herhangi iki bölümün aynı alanda çalışabilmesi “rekabet” olarak adlandırılmamalı, kariyer olanağı fazlalığı olarak görülmelidir. Daha fazla kariyer olanağı sunduğundan öğrenciler, üniversiteleri tercih etmelidir.

Üniversiteler öğrencilere sadece eğitim olanağı sunmazlar. Birçok üniversitede bulunan yaşam boyu öğrenme merkezleri ile her alandan insanlar yeni bilgiler öğrenmek için üniversitelerin yolunu tutabilirler. Bu kozmopolit yapının oluştuğu üniversitelerde daha gelişmiş bilim üretimi ve öğrenme süreçleri yaşanmaktadır. Yukarıda saydığımız tüm sebeplerden ötürü öğrenciler, meslek liseleri yerine üniversiteleri tercih etmelidir.