Tekno şehirler
Şehirde inanılmaz bir veri dönüyor. Herkes kuryelik yapabiliyor. Size bazı veriler verilebiliyor. Bu verilerin olduğu yerlerden sipariş düştüğü an, alıp siparişi götürebiliyorsunuz.
Göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçtiğimizden beri topluluklar oluşturduk. Bunların kimi küçük, kimisi büyük. Bazısı şehir, bazısı da devlet oldu. Hepsinde bir düzen kurmaya, beraber yaşamaya çalıştık. Sanayi devriminden itibaren de teknolojinin yardımıyla şehirleri kendimiz için daha yaşanılabilir hale getirmeye çalıştık. Endüstri 4.0 devrimiyle birlikte ise yapay zeka devreye girdi. Artık şehirlerimizde bizden başkaları da yaşıyor. Robotlar!
Bu ay San Francisco’dayım. Yararlandığımız tüm teknoloji bir şekilde Silikon Vadisi’nden geçiyor. Burada normalleşmiş ama bizde daha kullanıma girmeyen o kadar çok şey var ki! Bu yazıda ben, San Francisco’nun şehirlerinde kullanılan teknolojiden bahsedeceğim.
Etrafta her yeri kamera dolu arabalar var. Üstlerinde Waymo, Zoox, Cruise vs. gibi markalar yazıyor. Ne olduklarını merak edip içlerine baktığımda ise adeta küçük dilimi yutacaktım. Araba ilerliyor fakat içerisinde insan yok. Öğrendim ki akıllı, otonom taksilermiş. Kayıt yaptırıyorsunuz ve sürücüsüz şekilde sizi istediğiniz yerden istediğiniz yere götürüyor. Harika değil mi?
Yoldan başladık, yoldan devam edelim. Trafik ışıklarında kullanılan inanılmaz bir algoritma var. Hızınız şehir hızını aşmadığı sürece ışıklara takılmadan sürekli yol alabiliyorsunuz. Bu da takribi 20 mil. Bir yere gidecekseniz gaza bassanız bile gidemiyorsunuz. Usulca bu hızla giderseniz en hızlı şekilde varıyorsunuz gideceğiniz yere.
Aynı zamanda şehirde inanılmaz bir veri dönüyor. Örnek olarak kurye sistemleri motosikletler üzerine kurulmamış. Herkes kuryelik yapabiliyor. Size bazı veriler verilebiliyor. Bu verilerin olduğu yerlerden sipariş düştüğü an, alıp siparişi götürebiliyorsunuz. Hem hız maksimuma ulaşıyor hem de insanlara ek gelir oluyor. Uber Eats ve DoorDash en bilinenleri. Ek olarak Uber, taksi sektörünün de hakimi burada.
Konaklama alanında sizin de aşina olduğunuz Airbnb de San Francisco’da tavan yapmış durumda. Klasik kiralama burada pek işlemiyor diyebiliriz. Herkes Airbnb ve veri tabanlı işlerle hallediyor kiralamalarını. Yukarıdaki hizmetler ülkemizde de varlık gösteriyor tabii ki. Fakat burada varlık göstermiyor da teknolojik gelişmeler şehrin adeta hakimi.
Amerika’da arabayı park etmek en büyük sorunlardan birisi derler. Kim demişse çok doğru demiş. Araba park edebilecek yerler çok kısıtlı, düzgün park etmezseniz anında çekiliyor. Otoparklar aşırı pahalı. Polisler, “Interceptor”, sürekli olarak arabaları kontrol ediyor. Bu problem için de çözüm bulunmuş gibi. Boş park yerleri veri bulutundan insanlarla paylaşılıyor. İsterseniz öncesinden rezerve edip elektrikli aracınız varsa şarj bile edebiliyorsunuz. Aracınız yok mu? Hiç dert etmeyin, “Zipcar” ile istediğiniz yerden araç kiralayıp istediğiniz yere bırakabiliyorsunuz. Ehliyetiniz yoksa da scooter veya bisiklet kiralayıp yola devam!
- Bu anlattıklarımızın hepsi Türkiye’de de var. Belki daha efektif şekilde bile kullanılabiliyor olabilir. Ama bu teknolojilerin ana vatanı burası olduğu için buradaki örneklemlerle yola çıkalım dedik. Bu teknolojiler buradan çıkıyor, dünyaya yayılıyor.
Yukarıdaki teknolojiyle ilerleyen bir şehir hepimize ütopik ve mükemmel geliyor. Ama San Francisco bir distopyadan ibaret. Bu elbette benim düşüncem. Her ne kadar mükemmel bir teknoloji görsek de evsizlerin her yerde olduğu bir şehir burası. Ama dünyanın en fazla milyonerini barındıran şehirlerden birisi aynı zamanda. Peki, neden tüm teknolojiler buradan çıkıyor?
Bunun en önemli sebebi Stanford Üniversitesi. Yarı iletken icat edildiğinden beri çip üretimi için tüm dünyanın dâhileri buraya geldiler. Bilgisayarın temel malzemelerinden olduğu için hepsi bilgisayar alanında söz sahibi idiler. Sonrasında burada oluşan komünite sürekli burada devam etti. İklimi de yaşamaya elverişli olduğu için burada bu teknolojiler ilerlemiş ve şu anda tüm büyük şirketlerin merkezleri burada toplaşmış durumda. Bunun çok daha fazla faktörü var tabii ki. Fakat bu kadar teknolojik şehir bile olsa bir o kadar zor yaşamlar da burada insanı bekliyor. Kısacası San Francisco size en yükseği de gösteriyor, en dibi de.