Tacikistan'da Müslümanlara yönelik yasaklar ne anlama geliyor?
Uzmanlar, Tacikistan'da uzun süredir devam eden güvenlik sorunlarını kabul etmekle birlikte, devletin bunları halkı kontrol etmek amacıyla aşırı kurallar uygulamak için bir bahane olarak kullandığını söylüyor. İşte hem Taciklerin hem de yabancıların bakış açısıyla ülkede olup bitenler...
Müslümanların çoğunlukta olduğu Tacikistan, geçtiğimiz günlerde başörtüsü ve diğer dinî kıyafetleri yasaklayan tartışmalı bir yasa çıkardığında, 33 yaşındaki Shahnaz bu duruma pek de şaşırmadı. Tacikistan'ın Hucend kentinden gelen Shahnaz, vatandaşlarını daha “Batılı” bir görünüm ve yaşam tarzını benimsemeye teşvik ederek ısrarla “laiklik” gündemini takip eden Devlet Başkanı Emomali Rahmon'un baskıcı yönetiminden kaçmak için ülkesini terk etmiş.
Bayramlarda harçlık almak bile yasak
Shahnaz, 23 yıl önce resmî bir fotoğraf için başörtüsünü çıkarmayı reddettiği için kendisine Tacik pasaportu verilmemesi üzerine Rusya'ya kaçmış. 30 yılı aşkın bir süredir ülkeyi despotça yöneten Cumhurbaşkanı Rahmon, çocukların bayramlarda harçlık almak için evleri ziyaret etmesi gibi bazı dinî gelenekleri de yasakladı. Resmî kararnamede yasağın amacının “ulusal kültürel değerleri korumak, hurafe ve aşırıcılıkla mücadele etmek” olduğu belirtildi.
Shahnaz bu durumu, “Birkaç yıldır, neredeyse her yıl hükümetimiz, başörtüsüne ve bunu hangi şekillerde takabileceğimize ilişkin yasa tasarıları sunuyor,” şeklinde açıklıyor. Tacikistan, 2007'den bu yana okullarda ve 2009'dan itibaren kamu kurumlarında başörtüsü yasağı da dâhil olmak üzere İslami uygulamaları kısıtlama geçmişine sahiptir. Gençlerin camilere gitmesinin ve kadınların üniversitelerde başörtü takmasının yasaklanması, sakallı erkeklerin polis tarafından durdurulması ve yetkililer tarafından “yeterince Tacikistan’a uygun” olmadığı düşünülen İslami kıyafetlerin satışının engellenmesi, yüzde 98'i Müslüman olarak tanımlanan nüfusa uygulanan kısıtlamalardan sadece bazıları.
Halk arasında İslami yaşam tarzının ve Müslüman kimliklerin herhangi bir şekilde ifade edilmesi, Rahmon'un son 30 yılda kurduğu laik otoriter rejime bir meydan okuma olarak görülüyor. Yetkililer bu sert kurallara gerekçe olarak ulusal güvenlik kaygılarını ve bölgede terör gruplarının ortaya çıkmasını gösteriyor. Yeni mevzuat, yasak olan kıyafetleri giyen bireylere 7 bin 920 somoniye (yaklaşık 700 $) kadar para cezası getiriyor. Şirketler 39 bin 500 somoni (3 bin 500 $), hükümet yetkilileri ise 54 bin ila 57 bin 600 somoni (4 bin 800 ila 5 bin 100 $) arasında değişen cezalarla karşı karşıya kalabiliyor. Ancak Tacikistan'ın medya ortamında yasaya yönelik kamusal bir eleştiri olmadı. Çünkü terörle mücadele yasaları kapsamındaki benzer kurallarla ilgili endişelerini dile getirmeye çalışan medya kuruluşları ve insan hakları grupları zorla kapatıldı.
Muğlak kanunlarla artan kontrol
Geleneksel olmayan kıyafetleri yasaklayan, ancak geleneksel kıyafetlerin ne olduğunu tanımlamayan Tacik yasası, daha önce de çok muğlak ve rastgele olduğu gerekçesiyle eleştirilere maruz kalmıştı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin din veya inanç özgürlüğü Özel Raportörü Nazila Ghanea, Tacikistan'a yaptığı ziyaretin ardından ülkedeki din özgürlüğüne ilişkin gözlemlerini detaylandıran bir rapor yayınladı. Ghanea raporda, Tacikistan'ın 2021 yılında kabul edilen Terörle Mücadele ve Ceza Kanunu'nda “terör eylemleri”, “terör suçları” ve “terör örgütleri” tanımlarının aşırı geniş ve muğlak olduğunu belirtti. Yasa, özellikle dinî faaliyetler üzerinde gözetim ve denetimin artırılmasını emrettiğinden; tanımlar, bu tür eylemler için gereken ciddiyet eşiğini karşılamıyor,” diye ekledi.
Düğünler, cenazeler ve doğum günlerine ilişkin katı düzenlemelere değinen rapor, binlerce caminin Din İşleri ve Gelenek, Tören ve Ritüelleri Düzenleme Devlet Komitesi tarafından denetlenen onay sürecinde reddedildiğini ve kapatıldığını tespit etti. Rapor, devlet memurlarının baş ve yüzlerini örtmelerinin yasak olduğunu ve kadınların anaokullarına, okullara, üniversitelere, hastanelere veya diğer devlet binalarına girerken bu tür kıyafetlerle ilgili kısıtlamalarla sık sık karşılaştıklarını da ekledi. Ayrıca başka uzmanlar da benzer gözlemleri belgelemiş durumda.
Tacikistan'da hâlâ çok sayıda arkadaşı ve aile üyesi olan Shahnaz, yetkililerin sert yasaları nasıl uyguladığını çok iyi biliyor ve şöyle diyor, “Devlet çalışanlarının ya da pazar yerlerinde çalışan kadınların başörtülerini düzeltmeye zorlandıkları zamanlar oldu. Yetkililer, özellikle kontrol ediyor ve kadınların boyunlarını açmalarını istiyor. Bazıları da cezadan kurtulmak için bunu yapıyor.”
Tacikistan, Temmuz 2022'de ironik bir biçimde ilk ayrımcılık karşıtı yasasını çıkarırken, hükûmet son derece ayrımcı din politikasını sürdürmeye devam etti. İnsan haklarını savunan gruplar, ayrımcılığın yaygın olmaya devam ettiğine ve dinî kolaylıkların birçok durumda büyük ölçüde bulunmadığına inanıyor.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin Özel Raportörü Ghanea, ayrıca katı kısıtlamaların halk üzerindeki ters etkilerine de değinerek bunların toplum içinde radikalizmin artmasındaki rolüne dikkat çekiyor. Ghanea, ev dışında din eğitimi yasağının sorunlu olduğunu; zira bu yasağın gençleri internete ittiğini ve meraklarının kontrolsüz kalması nedeniyle istemeden de olsa radikalleşmeye daha açık hâle gelebildiklerini belirtti.
Rapora göre Ebeveyn Sorumluluğu Kanunu, 18 yaşından küçük erkek çocukların camilere girmesini, cenaze törenleri dışında herhangi bir dinî etkinliğe katılmasını, ev dışında ve ebeveynlerinden ayrı olarak dinî eğitim almasını yasaklıyor. Ghanea, yetkililerin Taciklerin yurt dışında çalışırken aşırıcılığa ya da terörizme yönelmeleri konusundaki endişelerini dile getirirken, bu kişilerin kısıtlı eğitimleri nedeniyle bu tür etkilere daha açık hâle gelmiş olabilecekleri gerçeğinin göz ardı edildiğini belirtti.