Röportaj: Umut Korkmaz

Merhaba, kendinizden, günlük yaşantınızdan ve spor kariyerinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba ismim Umut Korkmaz. 2018 yılında yamaç paraşütü sporu ile tanıştım. 5 senedir aktif olarak gökyüzünde bir uçuyor bir süzülüyorum. Buna ek olarak konservatuvar okudum ve sahne sanatçısıyım. Genelde gündüzleri boş vaktim olduğu için yamaç paraşütüne zaman ayırabiliyorum.

Hava sporlarından bahsedebilir misiniz? Siz hangi alanı seçtiniz? Sizi bu alana yönlendiren ne oldu?

Yamaç paraşütü; planör, delta kanat gibi bir ittiriciye gerek duymayan hava aracıdır. Yüksek bir yerden hava akımlarına kendinizi kaptırmanız gerekiyor. Açıkçası benim sporla tanışmam bir tesadüf veya yönlendirme ile olmadı. Adrenalin tutkunu olduğum için sürekli adrenalin dolu yeni sporlar arıyordum ve teknolojinin imkanlarını kullandım. Sadece Google’a “adrenalin” yazdım ve yamaç paraşütü ile tanıştım. Tanışma, o tanışma... O günden sonra hemen her günüm bu sporla iç içe. Ayaklarım yerden kesildiği anda dünya ile bağım kopuyor ve adrenalin had safhaya ulaşıyor. Zaten bir kez deneyeyim dedikten sonra iyice adrenaline tutuldum ve yıllardır bu spora devam ediyorum.

Yamaç paraşütü, içinde farklı branşları da bulunduran bir spor dalı. 6 tane lisansı var. Bunlar; (P1-P2), P3, P4, P5, P6, T1 ve T2’dir. Lisansların yanı sıra 3 farklı şekilde yapıyoruz biz yamaç paraşütünü. “Paramotor” yani bir motor kuvveti kullanarak, “Single” yani tek kişi ile yapılan uçuşlar, “Tandem” yani çift kişilik yapılan uçuşlar. Bizim tüm lisanslarımız mevcut ve istediğimiz branşı yapabiliyoruz

Hava sporlarının ülkemizdeki yaygınlığı nedir? Son yıllarda talep arttı mı? İnsanları nasıl bu spora yönlendirebilir ve farkındalık oluşturabiliriz?

Ülkemizde son yıllarda hava sporlarına talep inanılmaz arttı. Sadece hava sporları değil, havacılık ve uzayla ilgili genel bir ilgi artışı mevcut. Drone uçuşlarından yamaç paraşütüne kadar ilgi ve alaka hızla artıyor.

• İnsanları bu spora yönlendirmek için ekstra bir çaba sarf etmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Çünkü zaten bizi havada gören direkt bizim yanımızda olmak istiyor.

Ekstra olarak bunu yapmayı öğrenen ve lisans alan insanlara ek bir gelir kaynağı da açılıyor. Sonuçta biz de sadece spor olarak uçmuyor, turistik olarak deneyimlemek isteyenlere de yardımcı oluyoruz.

Yönlendirmeden farklı olarak bu sporla ilgili farkındalık oluşturmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Havada kelebekler gibi uçmanın hazzı bambaşka fakat tehlikeleri de yok değil. Bu yüzden hem yönelimin artması hem de gerekli konularla ilgili farkındalık oluşması için yıl boyunca eğitimler ve seminerler düzenliyoruz.

Bu sporun uluslararası karşılığı var mı? Yarışmalara katılmak amacıyla bir faaliyet gösteriliyor mu?

Bu spor, dünyanın her yerinde yapılmakta ve ehliyet gibi lisanslama gerekmekte. Bizim ülkemizde Türk Hava Kurumunun verdiği FAI lisansı, dünyanın birçok ülkesinde geçerli. Yani lisansınız ve paraşütünüz ile atlayışlarınızı gerçekleştirebiliyorsunuz. Aynı zamanda farklı ülkelerde düzenlenen yarışmalara da katılım izni sağlayan bu lisans ile “Hedefe İnme” ve “XC” yani mesafe yarışlarına da katılabiliyoruz.

Sizi gökyüzüne yönlendiren ne oldu? Bu işe başlamanın kırılma noktası neydi?

En başta adrenalin tutkunu olduğumu söylemiştim. Süreç içerisinde farklı yerlerde denedikçe bu sporun doğa ile iç içe olduğunun farkına vardım. Dünyaya uzaktan bakmak ve doğa aşığı biri olarak yemyeşil yerlerde bu sporu deneyimlemek beni yamaç paraşütüne daha çok bağlıyor.

Gökyüzünde karşılaştığınız tehlikeler oluyor mu? Bunlarla nasıl baş ediyorsunuz?

Evet, gökyüzünde “Emergency” durumlarıyla karşılaşıyoruz tabii ki. Bunların eğitimini yıllarca aldığımız için olabildiğince serinkanlılıkla yaklaşıyoruz durumlara. Yüksek irtifalı ve deniz üstü olan yerlerde çalışma yaptığımız için soğukkanlılığı korumak hayati öneme sahip.

Fiziksel olarak zorlanıyor musunuz? Aynı zamanda bu spor mental olarak sizleri nasıl etkiliyor?

Sanılanın aksine bu sporu yapabilmek için fiziksel bir güce ihtiyaç yok. Tek ihtiyacınız olan koşabiliyor olmak ve mental olarak hazır hissetmek. Mental olarak kendinizde en ufak bile tedirginlik, moral bozukluğu görüyorsanız maalesef bu sizi “emergency” durumlarına sürükleyebiliyor. Bu yüzden kafanıza asla ve asla bir şeyi takmayın. Bu söylediğim hem hayat için hem de yamaç paraşütü için geçerli.

Ülkemizde bu sporu gerçekleştirmek için en uygun adresler nereler? Pahalı bir spor olmasına rağmen ucuza mâl etmenin yolları var mıdır?

Aslında bu spor rüzgar ve yükseltinin olduğu birçok noktada yapılabilir ama bunların arasında öne çıkan belli başlı noktalar var tabii ki. İstanbul, Tekirdağ, Sakarya, Muğla ve Denizli gibi birçok farklı şehirde yapılıyor. Fiyat konusuna gelecek olursak yamaç paraşütü bu konuda fedakarlık bekliyor sporculardan. Hayatınızı, kullandığınız ekipmanlara emanet ettiğiniz için masraftan kaçınmanın da kabul edilebilir bir yanı yok. Ekstra olarak yurt dışından geldiği için ürünlerde döviz bazlı bir fiyatlama mevcut.

Hiç bilmeyen, daha önce spor yapmamış bir kişinin karşılaştığı en büyük problemler nedir?

Biz yeni başlayanlarla bu sporu çok kez yaptığımız için birçok farklı insan türü ile karşılaşıyoruz. Ama bunların arasında en çok karşılaştığımız “yükseklik korkusu” olanlar. Havadaki panik, hâliyle pilotları da etkiliyor. Suda olduğu gibi havada da ani hareketler asla yapılmamalı, ne kadar panik yapılırsa yapılsın soğukkanlılık korunmalı. Unutmamak gerekir ki “yamaç paraşütü” en güvenilir hava aracı olarak da geçiyor. Yani bu sporu yapmak isteyenlerin içi rahat olsun.