Outlıers (Çizginin Dışındakiler) Malcolm Gladwell
Başarılı insanlar herkesin ilgisini çeker. Dünyanın en zenginleri, girişimciler, İş insanları, besteciler, sanatçılar ya da sporcular… Bu insanların başarılarının sırrı hep merak konusu olmuştur. Bazılarına göre başarı tesadüfken bazıları için zeki ya da yetenekli olmak yeterlidir. Çalışmaksa ortak payda gibi gözükür.
Gazeteci, yazar Malcolm Gladwell de 2008 yılında yayınladığı bu kitapta başarının ve başarılı insanların hikâyelerinin peşine düşüp okuyucuyu dünyanın farklı yerlerine ve farklı zamanlarına götürüyor.
Yeteneklerimiz, yaşadığımız toplum, ailemiz hatta doğduğumuz ay ve gün hayatımızı ve başarılarımızı nasıl etkiler? Peki, başarılı olamayanların neyi eksik? Zekâsı mı, şansı mı, yoksa bir türlü yakalayamadığı fırsatlar mı? Fırsat ve miras olmak üzere iki kısma ayrılan kitap kendi içinde dokuz bölümden oluşuyor. Yazar “outlier” yani “çizginin dışındaki” kavramını tanımlayarak kitaba giriş yapıyor. Fırsat kısmında ise Matta etkisi ve Kanada’daki yıldız hokey oyuncularının başarıları ve doğum tarihleri arasındaki ilişkiyi irdeliyor.
10 bin saat kuralının ele alındığı bölüm, Malcolm Gladwell’in ilham verici TED konuşmasını hatırlatıyor. Daha önce 10 bin saat kuralından bahseden yazar, bu kuralı kitabında Bill Gates, Bill Joy, The Beatles ve Mozart gibi örneklerle somutlaştırıyor. Usta olmak için önce çırak sonra da kalfalık aşamasından geçmenin şart olduğunu biliyoruz. Kitapta bu durum 10 bin saat kuralıyla ifade edilmiş. Buna göre 10 bin saat çalışmak, yaklaşık 10 yılımızı alsa da bir alanda uzmanlaşmak isteyenler için şart.
Dehaların sorunlarına değindiği bölümde ise yazar, 150 IQ’luk Einstein’ın yanına 195 IQ’luk Christopher Langan’ı koyuyor. Parlak zekâ sahibi Langan’ın bu zekâsına rağmen kayda değer önemli bir başarısının olmaması şaşırtıcı görünüyor. Yazar, başarılı insanların bunu tek başlarına elde edemediğini, nereden geldiklerinin de çok önemli olduğunu vurgularken Musevilerin Amerika’ya göçü ve hazır giyim sektörüne girmelerinin getirdiği avantajlı durumlara da açıklık getiriyor.
Atalarınınkine çok benzer koşullarda yaşayan insan gruplarının atalarına çok benzer biçimde davranması, ailenin nesiller boyunca yaptığı işlerin karaktere olan etkisi, içinde büyüdüğümüz toplumun, kültür mirasımızın ve geçmişten gelen eğilimlerin hayatımıza olan etkisi de kitapta ele alınan konulardan bazıları.
Kitapta yapılan coğrafya vurgusu ise Asya örneklerinde kendini fazlasıyla gösteriyor. Asyalıların matematik başarısından ve çalışkan olmasından yola çıkılarak yapılan araştırmalar, okuyucuyu önce sayıların ifade edilme şekline, daha sonra da sabah erken saatlerde işe başlanan pirinç tarlalarına kadar götürüyor.
Bu kitapta, çizginin dışındakilerin topraktan doğal olarak fışkırdığını düşünenlere yazarın çok nitelikli cevapları var. Zira bu insanların hiçbiri bu başarıları tek başına elde etmedi. Hiçbiri sıra dışı başarılar değil. Aslında çizginin dışındakiler hiç de çizginin dışında değil.
Kitabın sonunda, bir sorunun peşine düşüp kitap yazmanın yazarı ve okuyucuyu nerelere götürebileceğine şahit oluyoruz. “Başarı rastgele bir eylem değildir. Öngörülebilir ve güçlü bir dizi koşul ve fırsattan doğar.” diyen yazar bu kitabıyla başarıya olan bakışımızı da yeniden sorgulamamıza vesile oluyor.
Hazırlayan: Salih Karagöl