Mimar Sinan'ın yapılarındaki deprem tedbirleri
Mimar Sinan’ın estetik ve mühendislik becerilerini bir araya getirdiği eserleri, depremleri neredeyse hiç hasar almadan atlatmış ve beş yüzyıl boyunca dimdik ayakta kalmayı başarmıştır.
Örneğin Süleymaniye Camii'nin duvarlarını yükseltirken burada Şehzade Camii'nde olduğu gibi Roma betonundan 4 kat daha dayanıklı bir harç kullanır. Ancak Şehzade Camii'nin kubbesi 37 metreyken Süleymaniye'nin kubbesi 54 metre yüksekliğe ulaşacaktı. Mimar Sinan, böyle bir büyüklüğün ihtiyaç duyduğu sağlamlığın, yapının en küçük birimi olan duvar örgüsünde saklı olduğunu biliyordu. Sinan, Süleymaniye'yi 180 bin metreküplük bir yapboz gibi inşa etti. Kurşun kenetlerle birbirine bağlanan kesme taşlar, olası bir sallantı anında hareket edecek ve yığma taşlardan oluşan bu dev yapı antisismik bir davranış gösterecekti. İşte Mimar Sinan, bulduğu bu teknikle Tokyo'daki gökdelenlerde kullanılan hareketli eklemlerden 500 yıl önce depreme karşı dayanıklı bir yapı tasarlar.
Mimar Sinan'ın inşa ettiği yapılarda depremlere karşı aldığı tek önlem bu değildi. Sinan, statiği kontrol etmek için örnekleri Selçuklu mimarisinde de görülen döner sütunları kullanırdı. Bunun örneklerinden biri Sinan'ın 1580 yılında Üsküdar'da inşa ettiği Şemsipasa Camii'nde görülebilir. Bu sütunlar döndüğü sürece binanın statiğinde bozulma yok demektir. Denendi ve görüldü ki binanın statiğinde 5 asırdır bir bozulma söz konusu değil.