Haberler, olaylar, etkinlikler

Örümcek ağından mülhem mikrofon

İnsan kulağıyla aynı şekilde çalışan mikrofonlar, kulak zarında olduğu gibi sesin hava basıncında meydana getirdiği değişiklikle titreşiyor. Örümcekler ise ördükleri ağlardan yararlanarak sesin havadaki hareketini algılayarak duyuyor. Bilim insanları da örümcek ipeğinden esinlenerek yeni ve çok gelişmiş bir mikrofon tasarladı. Bu mikrofonla normalde insanların duyamadığı seslerin tespit edilebileceği düşünülüyor. Bu buluş sayesinde sesin konumu da tespit edilebildiği için, gürültülü ortamlarda sesin geldiği yeri algılayan işitme cihazlarının geliştirilmesi mümkün olabilecek. Öte yandan bu mikrofonlar, sesin havadaki akışına göre çalıştığından; eski tip mikrofonlara göre çok daha küçük boyutlarda üretilebilmeleri mümkün görünüyor.

İkinci astronotumuz da görevini tamamladı

Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever, Galactic 07 misyonu kapsamında yörünge altı araştırma uçuşunu başarıyla tamamladı. Toplamda bir saat 10 dakika kadar süren yolculukta Türk astronot, altı kişilik ekiple beraber Virgin Galactic'in özel uçağı “VSS Unity” ile yaklaşık 90 kilometre yükseğe taşındıktan sonra Dünya'ya döndü. Türk astronot, yüksek irtifada, mikro yer çekimi ortamında, yedi bilimsel deneyi başarıyla gerçekleştirdi. Deneyler, temel olarak uzay ortamında insan vücudundaki fizyolojik değişiklikleri incelemeyi amaçlıyor. Elde edilen veriler incelendikten birkaç yıl sonra, mikro yer çekimi araştırma yol haritası geliştirileceği açıklandı.

46 bin yıllık solucanın hayata dönüşü

2018'de Rusya'da Kolima Nehri yakınlarında buza hapsolmuş 46 bin yıllık solucanlar keşfedildi ve bilim insanları bu solucanları hayata döndürmeyi başardı. Bazı canlılar, aşırı zorlu koşullarda hayatta kalabilmek için uyku hâline geçiyor ve bu durum “kriptobiyoz” olarak adlandırılıyor. Nematoda (yuvarlak) solucanları da zorlu koşullarda bunu yaparak hayatta kalmayı başarıyor. Bu solucanların canlandırılan en yaşlı, çok hücreli canlılar olduğu düşünülüyor. Boyu bir milimetreden daha kısa olan minik solucanlar, besleyici gıdalarla dolu bir kapta hayata döndürüldükten sonra hareket edip yemek yemeye başladı. Solucanlar birkaç ay içinde ölse de üremeyi başardı ve bilim insanları hâlâ bu yavrularla araştırmalarına devam ediyor.

Elektrikli çimento çözüm olabilir mi?

Çimento, inşaat sektöründe kullanılan en önemli malzemelerden biri. Fakat üretimi, çevre ve insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkiye sahip. Zira bu fabrikalar hem havayı hem toprağı kirletirken üretimde de büyük miktarda su kullanılıyor. Çimentonun üretimi için kireç taşının bin 600 derecede ısıtılması gerekiyor. Bu işlem fosil yakıtlarla yapıldığı için karbon salınımı çok fazla oluyor. Araştırmacılar, elektrikli fırınların kullanılmasıyla çimento üretiminde sera gazlarının ortaya çıkmasının engellenebileceğini ve üretimin çok daha ucuz maliyetle yapılabileceğini ifade ediyor. Ancak bu türden çevre dostu bir çözüm için de enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanılması hayati önem arz ediyor.