Geleceğin savaşları ya da savaşların geleceği

HABER MASASI
Abone Ol

Ukrayna – Rusya savaşı ile dünyadaki savaşlar hiç görmediği olaylara şahit oluyor. Geleneksel savaş tarzlarının yanında teknolojinin inanılmaz bir etkisi sahada kendisini göstermekte. Peki, geçmişten günümüze savaş, savaş taktikleri nasıl evrildi? Gelecekte bizi neler bekliyor?

İlk zamanlarda çakıl taşlarının uçları sivriltilerek savaş aletleri yapılsa da ileriki zamanlarda madenlerle birlikte demir, çeliğe evrilen savaş aletleri barutlu silahlarla inanılmaz bir güç kazandı. İlk icat edildiğinde barut, sadece eğlence amaçlı olsa da patlama etkisi sebebiyle silah kullanımını da yaygınlaştırıldı. Tarihimizde Fatih Sultan Mehmet’in de kullandığı toplarla savaşların stratejileri tamamen değişti, koca koca kalelerin artık savunma için yeterli olmayacağı anlaşılmış oldu.

Savaşların gidişatını değiştiren faktör sadece silah değildi. Atların evcilleştirilmesiyle hız kazanan ordular meydan savaşlarında güç kazanmaya da başladı. Bunun farkında olan Osmanlı İmparatorluğu da “tımar” politikası ile ordusundaki süvarileri yani “tımarlı sipahileri” ön planda tutmuştur.

Endüstri devrimiyle birlikte arabaların çoğalması savaşlarda da etkisini gösterdi. Tanklar, panzerler ve kirpiler. Bunun yanı sıra uçaklar, gemiler, denizaltılar… Tüm teknolojinin devreye girdiği bu “acımasız” rekabet günümüzde ise bambaşka bir yere doğru evriliyor.

İnsansız hava haraçları

2. Dünya Savaşı’nda ülkelerin havadaki rekabeti “it dalaşı” denilen savaşlarla yapılıyordu. Bu savaşta uçaklar birbirinin peşini kovalıyor, adeta “kamikaze” gibi ölümüne uçuyorlardı. Günümüzde ise hava araçlarının insanlardan arındığını görüyoruz. Drone teknolojileri ve küçük hava araçlarının kontrolleri geliştikçe savaşta da kullanılmaya başlayan İHA ve SİHA’lar tarihi yeniden yazıyor. Ülkemizin de dünyanın en iyilerinden olduğu SİHA’lar, uzak bir kontrol odasından uçuruluyor ve ucuza mal edilebiliyor. Yüksek irtifadan yapmış oldukları nokta atışları ile başka ülkelerin de dikkatini çeken SİHA’larımız birçok ülke tarafından sipariş verilmiş durumda. Örneğin halihazırda devam eden Ukrayna-Rusya savaşında Ukrayna daha önceden sipariş verdikleri Bayraktar TB2’leri kullanıyor.

Siber savaş

Tüm dünyayı saran bir ağ, internet. Kimi zaman devlet teşvikleriyle kimi zaman da bireysel müteşebbisler tarafından hayatımızda bolca yer edinen internet artık savaşların yapıldığı bir alan da olmuş durumda. Bunun en son örneği tekrardan Ukrayna-Rusya savaşında kendini hissettirdi. Hatta savaşın bu yönünün maalesef sivillere taştığını bile söyleyebiliriz. Peki, nasıl mı sıçradı bu savaş?

Geçen haftalarda Youtube’da Kiev üzerine canlı yayın yapılıyordu. Kiev yayını izleyenler başına geleceklerin farkında olmaksızın normal bir Youtube yayını izlediklerini sanıyorlardı. Fakat bir anda Rus bot hesapları tarafından yayını izleyenlerin hesapları peş peşe şikayet edilmeye başlandı. Ve bir anda yayını izleyenlere gelen mail ise şok ediciydi. Hesapları kalıcı olarak kapatılmıştı. Sivillerin hesapları sadece bir yayını izledikleri için yok olmuştu.

Rusların siber savaş konusunda hayli aktif olduğunu söylemek pek mümkün. Tüm dünyadaki siber suçlardan kazanılan paranın %70’e yakınının Rus hackerlara gittiği söyleniyor. Siber güvenlik ne kadar tehlikeli olabilir ki diye hafife alabilirsiniz içinizden. Ama şu anda tüm sistemlerin, uzayla olan bağlantımızın, hemen hemen tüm ulaşım araçlarının internetle kontrol edildiği şu dünyada oldukça önem kazanıyor.

Bilgisayarlardan ve insansız araçlardan bahsettik. Peki ya “insansız insanlar” desem? Öngörülen odur ki ileride insanların hiç savaşmadığı ordular karşımıza çıkacak. Boston Dynamics’in videolarında gördüğümüz o robotlar artık orduları oluşturacak. Geçmişten günümüze insansız orduların değişimine şahit olacağız belki de. Terra Cotta’lardan Boston Dynamics’lere.

Eğer derginin bu bölümünü sıkı takip ediyorsanız benim bir Star Wars hayranı olduğumu düşünebilirsiniz. Tüm yazılarımda illaki Star Wars’dan bir alıntı yapıyorum ki bu yazımda da yapacağım. Aslında geleceğin tüm savaş stratejilerini görebiliriz. Klon savaşları, galaksiler arası bombalamalar ve droidler. Devasa uzay gemileri…. Bir kaos ortamı ve belirsizlik. Umarız bunları görmeyiz.

Son olarak da hiç hatırlamak bile istemeyeceğimiz savaş teknolojisinden bahsedip yazıyı sonlandıracağım. Nükleer tehlike etrafımızda dolanıyor ve bu silahlardan bir tanesi ateşlendiği an dünyanın sonu geldi demektir. Umarız bunu görmeyiz ama şu ana kadar gelmiş geçmiş en büyük savaş teknolojisi belki de. Aynı zamanda en tehlikelisi de. Bir süre de böyle gidecek görünüyor.

Umarız bu yazılanların hiçbirine şahit olmayız.

Yurtta sulh, cihanda sulh.