Fotoğrafçılıkta makro bakış

HABER MASASI
Abone Ol

Küçük bir canlı ya da nesnenin çok yakından fotoğrafını çektiğinizde onu gerçek hayattaki boyutundan çok daha büyük haliyle ve detaylarıyla göstermiş olursunuz. İşte makro fotoğrafçılık da tam olarak burada başlar.

Metin Karakuzu / Hobi Fotoğrafçısı

Makro açı, tıpkı altındakilere büyüteç hatta mikroskopla bakmak gibi aslında. Bu sebeple makro fotoğrafçılık için, belki de en şaşırtıcı ve hayret uyandırıcı fotoğrafçılık türü desek herhalde abartmış olmayız. Makro fotoğrafçılığı en kaliteli şekilde yapmak elbette profesyonel fotoğraf makineleri ve pahalı makro lenslerle mümkün. Ancak gelişen mobil fotoğrafçılık ve kamera teknolojisi sayesinde cep telefonunuzla da makro fotoğrafçılığa başlayabilirsiniz.

Yakından çekilmiş bir sinek.

Nedir Bu Makro Lens?

Bir şeyin çok yakınına girip çekim yapmak ilk bakışta mümkün değildir. Örneğin bir nesneyi gözümüze çok yaklaştırdığımızda onu bulanık görmeye başlarız. Aynı şey kamera ile çekim yaparken de geçerlidir. Bu durumda aşırı yakın çekimler yapabilmek için devreye makro lensler girer.

Makro telefon lensleri oldukça uygun fiyatlı olmakla beraber üzerindeki mandal sayesinde telefon kamerasına da rahatça takılabiliyor. Set halinde gelen bu lenslerin içerisinde balıkgözü, geniş açı ve makro lens bulunmaktadır. Diğer lensleri çıkarıp mandal üzerinde sadece makro lensi bıraktıktan sonra telefonunuzun arka kameralarına lensi sırayla takarak denemeler yapmalı ve doğru kamerayı bulmanız gerekmektedir. İlk taktığınızda görüntü bulanık olacaktır. Zira bu lens uzak çekimler için uygun değildir. Bu sebeple çekeceğiniz nesnenin epey yakınına girmeniz gerekir. Örneğin ilk denemeyi kamerayı elinizin üzerine tutarak gerçekleştirebilirsiniz.

Göz fotoğrafı.

Doğru Odak, Sabit Kamera, Kaliteli Görüntü

Makro çekimlerde net alan derinliği azdır. Zira nesneye ne kadar yaklaşırsanız odak alanı da o kadar küçük olur. Örneğin bir papatya çekiyorsanız makro lensle papatyanın tamamı net çıkmayabilir. Bu durumda papatyanın sadece bir bölümüne odaklanıp o kısmı netleyerek çekim yapmanız gerekir. Çektiğimiz şey bir hayvansa da gözleri ve kafasının net olması önceliklidir.

Hareket makro fotoğrafçılığın en büyük düşmanıdır. Çekim sırasında ufak bir hareketlilik odak noktasını kaydıracağı gibi bulanıklığa da sebep olur. Bunun önüne geçmek içinse rahat bir pozisyon bulup hareketsiz kalmanız ya da tripod kullanmanız gerekir. Tripodunuzu uygun konuma ayarladıktan sonra telefonunuzda yakın çekim veya makro lens ayarı varsa ona geçmeniz daha uygun olur. Deklanşöre basmadan önce netlemek istediğiniz noktayı ayarlamak için ekrana dokunun. Her şeyden emin olduktan sonra 3 ya 5 saniyelik zaman ayarı da yaparak kaliteli, net ve titreşimsiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Deklanşöre basmak yerine sesli komutla fotoğraf çekmeyi de deneyebilirsiniz.

Buz tanesi.

Açı Dedektifliği Yapın

Fotoğrafın etkisini artırmak için konuyu yeni ve sıra dışı açılardan çekmenizi tavsiye ederim. Tepeden, yerden, sağdan, soldan, çaprazdan her türlü açıyı denemekte ve alışılmadık perspektifler peşinde koşmakta fayda var. Mesela hepimiz çiçekleri üstten görüyoruz ama çiçeklerin altından bakıp gökyüzünü göremiyoruz. Bu sebeple bizim giremediğimiz ancak telefonumuzun rahatça sığabildiği yerlerden de yine zaman ayarı yaparak ilginç kareler yakalayabilirsiniz. Bunun yanında telefonu ters çevirerek çekimler yapmayı da ihmal etmeyin. Bu sizi konuya daha da yakınlaştırır ve farklı bir görüş sunar.

Nerede Çekim Yapmalı?

Çekim yapmaya elimizden başlamıştık zaten. İnsan bedeninde gözlerin de makro çekim için çok uygun olduğunu söylemekte fayda var. Bilhassa açık renge sahip gözleri çektiğinizde farklı detaylar ortaya çıkmakla beraber yine kirpiklerin de makro çekilmesi şaşırtıcı sonuçlar verir. Dışarı çıkmadan önce mutfaktaki yiyecekler, meyve, sebzeler ve evdeki çiçekler –bulursanız böcekler- de makro çekimleriniz için ideal sonuçlar elde etmenizi sağlayacaktır. Unutmadan yerdeki halıyı ya da kilimi de es geçmeyin. Zira bazı eşyaların ilginç dokulara sahip olduğunu göreceksiniz.

Doğada ya da dış mekanlarda çekim yaparken çiçeklerin, yaprakların, çimenlerin veya yosunların üzerindeki su damlacıklarını da kaçırmayın. Zira su kırılır ve yansıtır, böylece merceğin arkasında çarpıcı efektler oluşturur. Dilerseniz sprey yardımıyla da evdeki çiçeklere su sıkarak damlacık oluşturabilirsiniz.

Doğada bir canlı çekmeyi düşünüyorsanız dikkat etmeniz gereken nokta canlının hareketsiz anını yakalamaktır. Hareket eden bir karınca ya da uğurböceğini makro açıdan izlemek heyecan vericidir ancak fotoğrafın bulanık çıkma ihtimali yüksektir. Böyle durumlarda ben videosunu çekmeyi tercih ediyorum. Belgesel tadında oluyor, size de tavsiye ederim. Ama illaki fotoğrafını çekeceğim diyorsanız da telefonu seri çekim moduna alarak bolca fotoğraf çekip içlerinden en iyi olanları ayıklayabilirsiniz.

Işık ve Aydınlatma

Her zaman söylediğimiz gibi doğru zamanı -altın saatleri- yakalarsanız doğal ışık en verimli ve en pratik ışıktır. Ancak ev ortamındaysanız ya da ışık şartları müsait değilse halka ışık ya da flaş da kullanabilirsiniz. Flaş kullanırken imkan dâhilinde beyaz bir kağıtla ışığı yumuşatmayı da ihmal etmeyin.

Tek Yol Makro Lens mi?

Makro çekim için lens almadan önce telefonunuzun yakınlaştırma özelliğini kullanarak da makro fotoğraflar çekmeyi deneyebilirsiniz. Yeni nesil telefonlardaki optik yakınlaştırma ve telefoto özellikleri oldukça gelişmiş olduğu için konuya çok da yaklaşmadan 2X ya da 5X yakınlaştırma yaparak makro fotoğraflar da çekmek mümkün. Fotoğrafın konusu canlılarsa bu tarz yakınlaştırma özelliği olan telefonlarla makro çekim yapmak onları daha az ürkütmenizi sağlar.

Örneklere Bakarak Fotoğraflarınızı Düzenleyin

Kendinizi bu türde daha fazla geliştirmek için bolca fotoğraf çekip sosyal medyadaki makro fotoğrafçıları da takip edebilirsiniz. Bu örneklerden yola çıkarak kendi çektiğiniz makro fotoğraflara renk düzenlemesi yapmayı da ihmal etmeyin. Kontrast ve renk doygunluğuyla oynayıp fotoğrafın keskinliğini de artırarak detayların daha fazla ortaya çıkmasını sağlayabilirsiniz. Işığınız bol olsun.