Dikkat! Kış alerjileri hayatını zorlaştırabilir
Soğuk alerjisi nedir? Kimler risk altında? Gribal enfeksiyonlarla alerjiyi nasıl ayırt ederiz? Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği uzman hekimleri kış alerjilerine yönelik en çok merak edilen soruları yanıtladı.
Kış aylarında diğer mevsimlere göre daha fazla artış gösteren hava kirliliği ve soğuk hava, gençleri olumsuz etkilemektedir. Soğuk hava ile birlikte nemli ve yağışlı atmosferde yoğunlaşarak solunan havada yerini alan egzoz gazı partikülleri, fabrika dumanları, yanıcı maddeler (kömür, odun vb.) hava kirliliğine katkıda bulunmakta olup gençler için risk oluşturmaktadır. Hem hava kirliği hem de soğuk hava hastaların soluk yolundaki mukoza örtüsünde ciddi hasarlar oluşturabilir. Soluk yolunda oluşan bu hasar ise alerjenlerin daha kolay vücuda girişine, burun mukozası ve bronş duvarının hassas hale gelmesine neden olabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı hava kirliğinin daha fazla olduğu yerlerde astım ile birlikte alerjik burun ve göz hastalıklarında artış görülebilir. Hava kirliliğine neden olan kimyasal maddeler solunum yolunda tepkisel yanıt oluşturmaktadır. Sonuç olarak da burun tıkanıklığı, burun akıntısı, gözlerde sulanma, hapşırık, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtiler oluşturabilir.
Soğuk alerjisi, soğuk hava, şiddetli rüzgâr ve soğuk sıvılar ile temas eden yerlerde kızarıklık, kaşıntı, kabarıklık ve şişme ile karakterize bir alerjik reaksiyondur. Soğuk alerjisi olan gençlerin kış aylarında kalın giyinmesi ve soğuğa maruz kalınan süreyi azaltması gerekmektedir.
Kış alerjilerinin çoğunluğu ev, okul gibi iç ortamlarda oluşur. Gençler kışın, özellikle yeterli havalandırma yapılmayan iç mekânlarda daha fazla zaman geçirdikleri için kış alerjilerine bağlı yakınmalar daha sık görülür. Kış alerjilerinin en sık nedenleri okul tozları, ev tozu akarları, rutubet, evcil hayvan tüyü ve böceklerdir. Soğuk hava ve nem ile özellikle iç mekân atmosferinde solunan havadaki artan küf, ev tozu akarı gibi alerjenler, ortam ısısını ve neminin artmasını çok sever ve hızla çoğalırlar. Bu bağlı olarak hem cilt hem de solunum yolu alerjileri gelişebilir.
Kış aylarında atmosferin hava ısısının ciddi azalması ile soğuk havaya temas sonrası ciltte halk arasında “kurdeşen” olarak bilinen ürtiker şeklinde cilt alerjisi olabilir. Ayrıca astım ve alerjik nezlesi olanların soğuk havanın solunum yolunu olumsuz etkileyip hasar oluşturması sonrası yakınmaları artabilir. Bütün bunlar, gençlerimizin sosyal yaşamında ve okul hayatında yaşam kalitesini bozabilir. Bu durum verimli zaman geçirme kaybı, eğitim aksaması, okul başarısında düşme gibi zorlukları beraberinde getirebilir. Havaların soğumasıyla birlikte artan viral enfeksiyonlar, alerjik hastalığı (astım, alerjik nezle) olan gençler için büyük risktir. Kış aylarında tüm dünyada bu viral enfeksiyonlar çok sık görülmektedir. Bulaşıcı özelliği fazla olan bu enfeksiyonlar, alerjik hastalıkların semptomlarını artırabilir.
Nasıl tedbir alınmalı?
Kullanılan yatak, yastık ve yorgan temiz kılıflarla kaplanmalıdır. Mümkünse büyük bir halı yerine küçük ince bir kilim kullanılmalıdır. Yaşanılan odada mümkün oldukça az eşya bulundurulup eski kitaplar ve eşyalar kapalı dolaplarda saklanmalıdır. Akarların çok yoğun olarak yaşayabileceği tüylü ve peluş eşyalar odanızdan uzaklaştırılmalıdır. Her hafta en az bir defa HEPA filtreli veya yüksek vakumlu elektrik süpürgesi ile odanız temizlenmelidir. Alerjik hastalığı olan gençler, kış aylarında diğer mevsimlere oranla daha fazla artan hava kirliliği olan ortamlardan uzak durmalı; kalabalık ve havalandırması olmayan kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamalıdır. Soğuk havanın solunum yollarını etkilememesi için ağız, burun ve göz gibi organlar iyi korunmalıdır. Kış aylarında görülme sıklığı artan grip, nezle, farenjit gibi viral solunum yolu enfeksiyonlarına karşı vücut direncini arttıracak beslenme modelleri tercih edilmeli, bol su içilmelidir. Soğuk alerjisi olan gençlerin kış aylarında kalın giyinmesi ve soğuğa maruz kalınan süreyi azaltması gerekmektedir. Alerjik reaksiyonlarınız varsa hava kirliğinin yoğun olduğu ortamlardan uzak durmalı; okul gibi kamusal ortamlarda hijyen kurallarına dikkat etmeli ve sık sık eller yıkanmalıdır.