Dijital okuryazarlığın önemi nedir?

DOÇ. DR. GÜL ESRA ATALAY
Abone Ol

Etrafımızı saran yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgınından korunmak için sahip olmamamız gereken bir dizi prensip mevcut. Dijital okuryazarlığın en önemli işlevlerinden biri, doğru bilgiye nereden, hangi kaynaktan ulaşabileceğine dair bizlere farkındalık kazandırmasıdır.

Sosyal medyadaki içeriklere karşı çok daha şüpheci yaklaşmak şart. İçeriği oluşturan kişi ya da kişilerin uzmanlığı, kaynağın yayınlandığı platformun güvenilirliği sorgulanmalı. Yine kaynakta sunulan kanıtlar, görseller, atıflar farklı kaynaklardan kontrol edilerek eleştirel bir süzgeçten geçirilmeli. Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak, yanıltıcı veya hatalı bilgilere maruz kalmayı önlemek açısından son derece önemlidir.

Dijital okuryazarlık, günümüzde bizler için hayati bir öneme sahiptir. Çünkü dijital platformlardaki güvenlik ve gizliliğe dair farkındalığı artırır. Dijital okuryazarlığı, çeşitli dijital kaynaklardan bilgi edinebilme, bu bilgileri eleştirel bir şekilde değerlendirme, dijital teknolojilerle etkili iletişim kurma ve teknolojik araçları etkili bir şekilde kullanma yetileri olarak tanımlayabiliriz.

Bu beceriler sayesinde internet üzerinden hızlı ve geniş bir bilgi yelpazesine erişilebilmektedir. Ancak bu bilgi bolluğu içinde, yanıltıcı veya düşük kaliteli bilgilerle de karşılaşma riski bulunmaktadır. Dijital okuryazarlık becerisi bu noktada çok önemlidir. Çünkü bireyleri, bu tür bilgileri ayırt etme ve eleştirel bir perspektiften değerlendirme konusunda donatır. Dijital okuryazarlık, dijital platformlardaki güvenlik ve gizliliğe dair farkındalığı artırır. Bireyler, dijital okuryazarlık eğitimi aldıklarında kişisel bilgilerini koruma, çevrim içi tehditleri tanıma ve dijital güvenlik önlemlerini alma konusunda daha bilinçli davranırlar.

Gazete ya da televizyon gibi geleneksel medya araçlarında yer alan denetim ve editörlük süreçleri sosyal medyada bulunmuyor.

Dijital okuryazarlığın en önemli işlevlerinden biri, doğru bilgiye nereden, hangi kaynaktan ulaşabileceğine dair bireylere farkındalık kazandırmasıdır. Herhangi bir kaynağın doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirmeden önce, kaynağı eleştirel bir gözle incelemek gerekiyor. Söz konusu içeriği oluşturan kişi ya da kişilerin uzmanlığı, kaynağın yayınlandığı platformun güvenilirliği sorgulanmalı. Yine kaynakta sunulan kanıtlar, görseller, atıflar farklı kaynaklardan kontrol edilerek eleştirel bir süzgeçten geçirilmeli. Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak, yanıltıcı veya hatalı bilgilere maruz kalmayı önlemek açısından son derece önemli. Özellikle sosyal medya mecralarında karşılaşılan içeriklere karşı çok daha şüpheci yaklaşmak şart.

İlgi çekici bir içeriğin doğrulanmadan, eleştirel bir süzgeçten geçirilmeden paylaşılması, çoğaltılması yanlış bilgi ve dezenformasyonun yayılmasına hizmet ediyor. Çünkü sosyal medya platformları, kullanıcı üretimi içeriğe dayanan ve her isteyenin kolayca hesap açarak istediği içeriği, neredeyse denetimsiz şekilde yayımlayabildiği mecralar. Gazete ya da televizyon gibi geleneksel medya araçlarında yer alan denetim ve editörlük süreçleri sosyal medyada bulunmuyor. Bu açıdan, dijital okuryazarlık becerileri sosyal medyayı verimli, etkili ve zarara uğramadan kullanmak için son derece gerekli.

Medya okuryazarlığı kavramının bugün dijital medya teknolojilerinin kullanımına ve tüketimine hâkim olmayı da kapsayan şekilde geniş bir perspektiften ele alındığını söyleyebiliriz. Sosyal medya mecralarının yoğun bir şekilde kullanılmasıyla toplumda âdeta yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgını olduğunu biliyoruz. Bu salgından korunmak ya da en az hasarla kurtulmak için kullanıcılar olarak bizlerin sahip olması gereken bir dizi prensip mevcut. Dijital medyadan ulaştığımız ilgi çekici, şaşırtıcı, korkuya sürükleyen her bilgiye şüpheyle yaklaşmalıyız. Eleştirel düşünme son derece önemli. Önemli gördüğümüz, düşüncelerimize, davranışlarımıza ve yaşamımıza etki edecek içerikleri mutlaka birden çok kaynaktan doğrulamak gerekiyor. Özellikle bu tür içerikleri tekrar paylaşıma sokmadan önce iki kez kontrol etmeliyiz.

Geçen yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sırasında sosyal medyada şahit olduğumuz üzere, önemli ve ciddi kurumlardan yapılan açıklamalarmış gibi lanse edilen paylaşımlar insanları zor durumlara düşürdü.

Diğer yandan dijital dünyanın nezaket kurallarına hâkim olan bireylerin dijital platformlarda daha etkili bir şekilde iletişim kurduklarını, dijital medya yoluyla kurulan sosyal ilişkilerde de belirli nezaket ve davranış kurallarına uyulmazsa olumsuz bir imaj çizilebileceğini ve ilişkilerin bundan zarar görebileceğini unutmamak gerekir.

Sosyal medya kullanımı için dijital okuryazarlık becerileri son derece gerekli. Özellikle doğru ve değerli içeriği tespit etmek için bu platformların doğasını iyi bilmek ve buralarda karşılaşılan her bilginin gerçeği yansıtmayabileceğini; tanınmış, ünlü, önemli biri tarafından yapılıyor gibi görünen açıklamaların verilen bilgilerin sahte hesap kaynaklı olabileceğini akılda tutmak gerekiyor. Geçen yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sırasında sosyal medyada şahit olduğumuz üzere, önemli ve ciddi kurumlardan yapılan açıklamalarmış gibi lanse edilen paylaşımlar insanları zor durumlara düşürdü; yardım çalışmalarının yanlış yönlendirilmesine ve gecikmesine neden oldu. Dolayısıyla bir kez daha tekrar etmek gerekirse sosyal medya söz konusu olduğunda şüpheciliği elden bırakmamak ve kaynağın doğruluğunu, paylaşımdaki görsellerin bahsi geçen konu, bölge, ya da kişilerle ilişkili olup olmadığını kontrol etmek gerekiyor.