Amerika’yı keşfeden bir Türk müydü?
Amerika’nın keşfeden kişinin Kristof Kolomb değil de bir Türk olabileceğini hiç düşündünüz mü? Albay Abdurrahman Bey’in 1934 yılında bir gazetede yayınlanan yazısına göre Yeni Kıta’yı keşfeden ilk kişi bir Türk’tü. Albay’a göre Kristof Kolomb, 1492 yılında Kraliçe Isabella’nın buyruğuyla keşif yolculuğuna çıkmaya hazırlanırken mürettebat bulmada ciddi güçlüklerle karşılaştı. Kraliçe çözüm bulmak amacıyla cezaevlerindeki hükümlülerin affedilmesini ve mürettebat olarak onlardan yararlanılmasını buyurdu. Yapılan mülakatlar sonunda Yeni Dünya’ya yelken açacak gemiye bir Müslüman da seçildi. Garip davranışlarıyla dikkat çeken İspanyol asıllı bu Osmanlı subayının adı, Rodrigo de Triana’ydı. Yani namıdiğer Rodrigo el Turco.
Gemi denize açıldıktan hemen sonraki günlerde gizem yüklü Rodrigo’nun şaşırtıcı hünerleri de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Ancak haftalar geçmesine rağmen hiçbir yere varılamaması, isyanların çıkmasına yol açtı. Gemide erzak, para ve sabırlar tükeniyordu. Rodrigo, isyanlara katılmak şöyle dursun, kendisinden emin bir duruşla karanın yakında görüleceğini söylüyordu. İki ay geride kaldığında bir sabah, “Kara göründü!” sesi duyuldu. Mürettebat büyük bir mutlulukla birbirine sarılırken Rodrigo çok sakindi. Bunun kara olmadığı konusunda emindi. Çok geçmeden Rodrigo haklı çıktı ve görünenin kara değil, siyah bir bulut parçası olduğu anlaşıldı.
Artık üç aya yaklaşılıyordu. Akşamüzeri saatlerde gemide büyük bir isyan koptu. Bu öyle sert bir isyandı ki gemideki herkes bu işin sonuna gelindiğine inanmıştı. Ama bir kişi hariç: Rodrigo... Kaptan Kolomb, endişeli ve moralsiz bir şekilde kamerasına çekilmişti. Rodrigo hemen soluğu kapısında aldı. Büyük bir özgüvenle ona üç gün sonra karaya ulaşacaklarını, bunun içine doğduğunu söyledi. Kolomb buna önce güldü, sonra da ciddiye almadı. Artık geriye dönülmesi gerektiğine o da inanmaya başlamıştı. “Gücümüz kalmadı, başaramadık. Bir sonraki isyanda kan dökülecek,” diyordu. Rodrigo iddiasını tekrarlayınca ona, “Peki, üç gün daha deneyelim. Eğer başarırsak kraliçeden alacağım altınların 10 binini sana takdim edeceğim,” dedi.
Üç gün çabuk geçti. Gemide umutsuzluğun getirdiği bir suskunluk vardı. Günler süren derin sessizliği keskin bir çığlık böldü: “Kara göründü!” Karayı ilk gören, Rodrigo’dan başkası değildi. Gemide büyük bir sevinç yaşandı. Tarihler 1492'yi gösterirken Kristof Kolomb liderliğindeki gemi, ilk seferinde Bahamalar’da bulunan San Salvador adlı adaya ulaştı. Kaderin cilvesi o ki Kolomb, Amerika’ya ulaştıklarını hiçbir zaman öğrenemedi. O hep Hindistan’ın bilinmeyen bir kıyısına vardıklarını düşünüyordu. Kolomb ve mürettebatı, Büyük ve Küçük Antiller'in yanı sıra, Venezuela ve Orta Amerika kıyılarına çıktı. Batı dünyası onu kahraman olarak kabul etti. Oysa Amerika’ya ulaşmasına sadece birkaç yüz mil kalmışken pes etmiş, İspanya’ya dönme kararı almış bir denizciden başkası değildi. Onu bu kararından vazgeçiren Rodrigo’yu kimse hatırlamadı. Üstelik Kolomb, hedefe ulaşırlarsa kendisine vadettiği 10 bin altını da ödemedi. Peki, ama neden?
Bu sorunun yanıtının Fransız Kaptan Charcot, 1928 yılında yayımlanan “Bir Denizci Gözüyle Kristof Kolomb” adlı kitabında açıklıyor. Charcot’ya göre Kolomb bu parayı verebilecek varlığa sahipti. Ancak ortaya koyduğu bahane gerçekten ibretliktir: “Yeni Dünya’nın keşif şerefini resmen bir Müslümana vermek istemediğimden bu ödülü kendisine teslim etmek istemedim,” demiştir. Kaptan Charcot’nun ikinci iddiası da bir o kadar çarpıcıdır. Kristof Kolomb, Amerika’yı keşfettiği gemiyi “San Sanvador” olarak adlandırmıştır. Oysa iddialara göre bu geminin adı “Yuvan”dı. Sağlam iradesiyle ve karaya çıkacağına bir an bile kuşku duymaması nedeniyle mürettebatın gönlünde taht kuran Rodrigo, gemiye bu Türkçe ismi vermişti. Tayfalar arasında Yuvan olarak anılan gemi, Kolomb’un kurnaz oyunu ile değiştirildi.
Bu yazının müsebbibi olan Albay Abdurrahman Bey’in konuyla ilgili haberi ise şöyle bitiyor: “Kesin olan bir şey varsa o da Amerika’nın keşfinde Kolomb’a bir Türk - Müslüman denizcinin rehberlik etmesidir. Haberde ismi geçen Rodrigo, işte bu cesur adamların başı ve belki de geminin gerçek lideridir. Fakat üzüntüyle belirtmek isterim ki bugün ne Rodrigo’yu ne de Amerika’ya ilk ulaşan geminin isminin Türkçe olduğunu bilmekten çok uzakta bulunuyoruz.”