Gönül ve ruh terbiyesini esas alan bir kurumun daha çok insanın bedenine / midesine hitap etmesi ilk bakışta tuhaf görülebilir. Gerçekten tekkeler manevî ihtiyaçlar kadar maddî ihtiyaçlarla da ilgilenmiştir. Yazı Mustafa Kara’nın kaleminden Derin Tarih dergisinde okurlarıyla buluştu.
Bugünden düne doğru bakıldığında bir Osmanlı şehrinde görülen dinî hayatla ilgili ana kurumlar cami-mescid, mektep-medrese ve tekke-zaviyedir. İlk bakışta bunlardan birincisi ibadet, ikincisi eğitim-öğretim, üçüncüsü zikir ve sohbet içinmiş gibi görülüyorsa da durum o kadar basit değildir. Tarih içinde bu kurumların fonksiyonlarına bakıldığında oldukça farklı görevleri üstlendikleri görülmektedir.