Tarih dergiciliğimizin 102 yıllık macerası
HABER MASASI
E. Melek Cevahiroğlu Ömür tarih dergiciliğimiz toplumdaki siyasî ve kültürel dönüşümlere paralel olarak aldığı yolu Derin Tarih okurları için kaleme aldı.
Eskiden tarihi yazmanın zorunlu olduğu zamanlar vardı. Heredotus, Polybus, Sima Qian, Taberi, Neşri, Evliya Çelebi ve daha niceleri bu zorunluluğu üstlenmişlerdi. Buna mukabil tarihi okumanın da çeşitli formları oldu zaman içerisinde ve tarih dergileri bu okumanın yaygın ve süreli olmasını sağladı. Bu dergiler okuyucuyu eğittiği gibi eğlendirdi, bir tarih bilincinin oluşmasına ön ayak oldu, ekseriyetle de tarih okumalarını renklendirdi. Türkiye'deki süreli tarih yayıncılığının başlangıcı olan 1910 yılından günümüze kimi uzun, kimi kısa soluklu kalan dergilerin 102 yıllık serüvenini sizin için derledik.
Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası 1910- 1931 yılları arasında neşrolunan akademik bir dergi niteliğindeydi. Harcamaları padişah tarafından karşılanan dergi, Osmanlı tarihini yazabilmek için her türlü vasıtayı kullanabilme ve arşivlerde inceleme yapma yetkisine sahipti. Yine de Avrupa kıstaslarından haylice uzak olan dergi özellikle referans ve dipnot konusunda takipçilerini tatmin etmekten uzak kaldı. Cumhuriyet'in ilanından sonra Belleten ismiyle yayın hayatına devam eden dergi için, Mustafa Kemal'in Fransızca “Bülten" kelimesini bir kâğıda yazdığı ve yanına Türkçe karşılığı olarak “Belleten" kelimesini yazarak derginin ismini belirlediği anlatılır.
Osmanlı Tarih ve Edebiyat Mecmuası 1918 ile 1922 yılları arasında Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası'yla eşzamanlı yayınlandı. Yazılarının tamamı Ali Emiri Efendi tarafından kaleme alınan derginin kapanmasının ardından 25 yıl boyunca göreceli bir boşluk yaşandı. Ta ki, 1941 yılında Maarif Vekâleti tarafından yayınlanan ve akademik mahiyetteki yazıları ile öne çıkan Tarih Vesikaları adlı derginin çıkmasına kadar… Onu 1943-45 yılları arasında yayınlanan Tarihten Sesler izledi ve popüler tarih dergilerinin ilk örneği oldu.
Erken Cumhuriyet Dönemi'nde ortaya çıkan uluslaşma ve sekülerleşme paradigmalarının resmî tarih yazımı üzerinde belirleyici olduğunu biliyoruz. Üstelik irredantist ve militarist algı iki dünya savaşı arasındaki dönemde ırkçı araştırmaların çoğalmasına zemin hazırlayarak çok sesli tarih yazıcılığının oluşmasını engelledi. Ancak bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum değildi, zira o yıllarda birçok ülkede tarih yazımı benzer baskılara maruz kaldı. Öte yandan savaş döneminde yaşanan maddi zorlukların kroniklerin ve arşiv malzemelerinin incelenip yayınlanmasını zorlaştırmasının tarih dergiciliğinde neden olduğu nispi sessizlik, 1950 sonrasında devletin resmî tarih söylemiyle uyumlu tarih yazımlarını teşvik etmesine kadar sürdü.
Bu sessizlik döneminde seçkin tarihçiler, araştırmalarını bazı dergilerde (Türk Yurdu, Resimli Şark, Yedigün, Fikir Hareketleri, Mülkiye…) yayınlama şansını yakalamışlardır. Daha çok kişisel gayretlerle çıkan bu dergiler arasında Mülkiye Dergisi'nin “kitap eleştirisi" bölümü, dergilere “kitabiyat" bölümünü kazandırdı. Gene bu dönemde, özellikle de Halk Evleri tarafından yayınlanan dergiler Türkiye'nin hem tarih, hem de kültür hayatına tesir etmiştir. Anadolu Halk Evleri dergileri 40 sayıyı bulan fasiküller çıkarmış, Konya Dergisi kusursuzluğuyla dikkat çekmiştir. Ankara'da çıkan Ülkü Dergisi Fuat Köprülü'nün müdür olmasıyla altın yıllarını yaşamış, 3 cilt çıkabilen Çorumlular Dergisi ise kâğıt sıkıntısının yaşandığı zamanlarda kareli metot kâğıdına basılarak da olsa okuyucusundan kopmamıştır.
1950'de yayın hayatına başlayan Resimli Tarih Mecmuası, tercüme eserlerden duyulan bıkkınlığa son verip kendi tarihini kendi gözüyle yazmak gayesindeki kişileri bir araya getirmiş ve 1956'ya kadar 84 sayı çıkmıştır.
Tarih Hazinesi ise 15 Kasım 1950 tarihinde 15 günde bir yayınlanmak üzere yayın hayatına merhaba demiştir. Örselenmiş Türk tarihini diriltmek ve Türklüğün ayrılmaz bir parçası olan İslamlık ile harmanlanmış tarihine ayna tutmaktı amacı.
1950 Nisan'nında yayına başlayan Tarih Dünyası, tek gayesini gizli kalmış hakikatleri Türk kamuoyuna sunmak şeklinde belirtti. Misyonu tarihi sevdirmek ve anlatmak olan bu dergi, ihtisası tarih olan kaliteli isimlerin yazılarına yer vererek farklılığını ortaya koydu.
1956 yılında haftalık olarak başlayan, Şubat 1965'ten itibaren de aylık olarak yayınlanan Hayat Tarih Mecmuası'nın amacı, tarihi halka duyurmaktı. “Tarih okumak insanın ömrünü geriye doğru uzatır" mottosuyla, tarih okuma zevkini ve sevgisini aşılamak, ortak bir mazi bilinci oluşturmak üzere yayınlanan derginin tirajı zaman zaman 100 bini aştı. O zamana kadar çıkan popüler tarih dergilerinin en iyi örneğini sunan Hayat Tarih Mecmuası, karikatür ve tarih bilmecesi bölümleriyle okuyucuyu farklı ve eğlenceli bir okuma modeliyle buluşturdu.
Dün ve Bugün dergisinde 1950 sonrasında Türkiye'nin yakın tarihine yönelik olarak yaşanan yaygın sorgulama ve eleştirme furyasından İstiklal Mahkemeleri de payını almıştır. Bu dönemde Tarih Sesleniyor isimli dergi 17 Haziran 1950'de yayın hayatına başlarken, 1960-1980 döneminde yayınlanan Tarih-Coğrafya Dünyası, 20. Yüzyıl Tarihi ve Hürriyet Yayın Grubu'ndan çıkan Yıllar Boyu Tarih dergileri de zikredilmeye değer.
80'li yıllara gelindiğinde 1984'te Mete Tunçay'ın yönetiminde yayına başlayan Tarih ve Toplum dergisi, alanında öncü olmayı başarmış bir araştırma dergisi olarak öne çıkar. İlk sayılarında Türkiye ve Türk tarihine öncelik verileceği belirtilerek özellikle de tarih yayıncılığının muhafazakâr zümrenin tekelinden çıkarılacağı iddia edilmiş, bunda da başarı kaydedilmiştir. Ayrıca yazarların diledikleri dili kullanmakta özgür bırakılacakları hassaten vurgulanarak bu husus yayın politikasına dahil edilmiştir. 2003'te kapanan dergi, 2005 yılında Tarih ve Toplum-Yeni Yaklaşımlar adıyla ve farklı bir format ve içerikle yayın hayatına geri dönmüştür.
1987'den itibaren kesintisiz olarak çıkmaya devam eden Türk Dünyası Tarih Kültür dergisi, Tarih ve Medeniyet, Albüm ve Popüler Tarih 2007 yılına kadar yayın hayatına devam eden dergiler arasındadır. Toplumsal Tarih ile Tarih ve Düşünce dergileri sırasıyla 1994 ve 1999 yıllarında yayın dünyasına giriş yaptılar. Tarihçi ve sosyologların buluşma platformu olarak tanımlanan Toplumsal Tarih, akademik çalışmalara ağırlık vererek yayın hayatına devam etmektedir. 2008'den itibaren yayınlanmakta olan Yedikıta, NTV Tarih ve Atlas Tarih ise popüler tarih dergileri olarak okuyucu ile buluşmaktadırlar.
Bugün tarih kitaplar, sempozyumlar, paneller ve sergiler üzerinden geniş kitlelere aktarılmaktadır. Derin Tarih dergisi ise tarihi anlatmak ve sevdirmenin yanında, tarihin mühürlü kapılarını yeniden ve derinden aralamanın imkânlarını aramak üzere okurların karşısındadır!
Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası 1910- 1931 yılları arasında neşrolunan akademik bir dergi niteliğindeydi. Harcamaları padişah tarafından karşılanan dergi, Osmanlı tarihini yazabilmek için her türlü vasıtayı kullanabilme ve arşivlerde inceleme yapma yetkisine sahipti. Yine de Avrupa kıstaslarından haylice uzak olan dergi özellikle referans ve dipnot konusunda takipçilerini tatmin etmekten uzak kaldı. Cumhuriyet'in ilanından sonra Belleten ismiyle yayın hayatına devam eden dergi için, Mustafa Kemal'in Fransızca “Bülten" kelimesini bir kâğıda yazdığı ve yanına Türkçe karşılığı olarak “Belleten" kelimesini yazarak derginin ismini belirlediği anlatılır.
Osmanlı Tarih ve Edebiyat Mecmuası 1918 ile 1922 yılları arasında Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası'yla eşzamanlı yayınlandı. Yazılarının tamamı Ali Emiri Efendi tarafından kaleme alınan derginin kapanmasının ardından 25 yıl boyunca göreceli bir boşluk yaşandı. Ta ki, 1941 yılında Maarif Vekâleti tarafından yayınlanan ve akademik mahiyetteki yazıları ile öne çıkan Tarih Vesikaları adlı derginin çıkmasına kadar… Onu 1943-45 yılları arasında yayınlanan Tarihten Sesler izledi ve popüler tarih dergilerinin ilk örneği oldu.
Erken Cumhuriyet Dönemi'nde ortaya çıkan uluslaşma ve sekülerleşme paradigmalarının resmî tarih yazımı üzerinde belirleyici olduğunu biliyoruz. Üstelik irredantist ve militarist algı iki dünya savaşı arasındaki dönemde ırkçı araştırmaların çoğalmasına zemin hazırlayarak çok sesli tarih yazıcılığının oluşmasını engelledi. Ancak bu sadece Türkiye'ye özgü bir durum değildi, zira o yıllarda birçok ülkede tarih yazımı benzer baskılara maruz kaldı. Öte yandan savaş döneminde yaşanan maddi zorlukların kroniklerin ve arşiv malzemelerinin incelenip yayınlanmasını zorlaştırmasının tarih dergiciliğinde neden olduğu nispi sessizlik, 1950 sonrasında devletin resmî tarih söylemiyle uyumlu tarih yazımlarını teşvik etmesine kadar sürdü.
Bu sessizlik döneminde seçkin tarihçiler, araştırmalarını bazı dergilerde (Türk Yurdu, Resimli Şark, Yedigün, Fikir Hareketleri, Mülkiye…) yayınlama şansını yakalamışlardır. Daha çok kişisel gayretlerle çıkan bu dergiler arasında Mülkiye Dergisi'nin “kitap eleştirisi" bölümü, dergilere “kitabiyat" bölümünü kazandırdı. Gene bu dönemde, özellikle de Halk Evleri tarafından yayınlanan dergiler Türkiye'nin hem tarih, hem de kültür hayatına tesir etmiştir. Anadolu Halk Evleri dergileri 40 sayıyı bulan fasiküller çıkarmış, Konya Dergisi kusursuzluğuyla dikkat çekmiştir. Ankara'da çıkan Ülkü Dergisi Fuat Köprülü'nün müdür olmasıyla altın yıllarını yaşamış, 3 cilt çıkabilen Çorumlular Dergisi ise kâğıt sıkıntısının yaşandığı zamanlarda kareli metot kâğıdına basılarak da olsa okuyucusundan kopmamıştır.
1950'de yayın hayatına başlayan Resimli Tarih Mecmuası, tercüme eserlerden duyulan bıkkınlığa son verip kendi tarihini kendi gözüyle yazmak gayesindeki kişileri bir araya getirmiş ve 1956'ya kadar 84 sayı çıkmıştır.
Tarih Hazinesi ise 15 Kasım 1950 tarihinde 15 günde bir yayınlanmak üzere yayın hayatına merhaba demiştir. Örselenmiş Türk tarihini diriltmek ve Türklüğün ayrılmaz bir parçası olan İslamlık ile harmanlanmış tarihine ayna tutmaktı amacı.
1950 Nisan'nında yayına başlayan Tarih Dünyası, tek gayesini gizli kalmış hakikatleri Türk kamuoyuna sunmak şeklinde belirtti. Misyonu tarihi sevdirmek ve anlatmak olan bu dergi, ihtisası tarih olan kaliteli isimlerin yazılarına yer vererek farklılığını ortaya koydu.
1956 yılında haftalık olarak başlayan, Şubat 1965'ten itibaren de aylık olarak yayınlanan Hayat Tarih Mecmuası'nın amacı, tarihi halka duyurmaktı. “Tarih okumak insanın ömrünü geriye doğru uzatır" mottosuyla, tarih okuma zevkini ve sevgisini aşılamak, ortak bir mazi bilinci oluşturmak üzere yayınlanan derginin tirajı zaman zaman 100 bini aştı. O zamana kadar çıkan popüler tarih dergilerinin en iyi örneğini sunan Hayat Tarih Mecmuası, karikatür ve tarih bilmecesi bölümleriyle okuyucuyu farklı ve eğlenceli bir okuma modeliyle buluşturdu.
Dün ve Bugün dergisinde 1950 sonrasında Türkiye'nin yakın tarihine yönelik olarak yaşanan yaygın sorgulama ve eleştirme furyasından İstiklal Mahkemeleri de payını almıştır. Bu dönemde Tarih Sesleniyor isimli dergi 17 Haziran 1950'de yayın hayatına başlarken, 1960-1980 döneminde yayınlanan Tarih-Coğrafya Dünyası, 20. Yüzyıl Tarihi ve Hürriyet Yayın Grubu'ndan çıkan Yıllar Boyu Tarih dergileri de zikredilmeye değer.
80'li yıllara gelindiğinde 1984'te Mete Tunçay'ın yönetiminde yayına başlayan Tarih ve Toplum dergisi, alanında öncü olmayı başarmış bir araştırma dergisi olarak öne çıkar. İlk sayılarında Türkiye ve Türk tarihine öncelik verileceği belirtilerek özellikle de tarih yayıncılığının muhafazakâr zümrenin tekelinden çıkarılacağı iddia edilmiş, bunda da başarı kaydedilmiştir. Ayrıca yazarların diledikleri dili kullanmakta özgür bırakılacakları hassaten vurgulanarak bu husus yayın politikasına dahil edilmiştir. 2003'te kapanan dergi, 2005 yılında Tarih ve Toplum-Yeni Yaklaşımlar adıyla ve farklı bir format ve içerikle yayın hayatına geri dönmüştür.
1987'den itibaren kesintisiz olarak çıkmaya devam eden Türk Dünyası Tarih Kültür dergisi, Tarih ve Medeniyet, Albüm ve Popüler Tarih 2007 yılına kadar yayın hayatına devam eden dergiler arasındadır. Toplumsal Tarih ile Tarih ve Düşünce dergileri sırasıyla 1994 ve 1999 yıllarında yayın dünyasına giriş yaptılar. Tarihçi ve sosyologların buluşma platformu olarak tanımlanan Toplumsal Tarih, akademik çalışmalara ağırlık vererek yayın hayatına devam etmektedir. 2008'den itibaren yayınlanmakta olan Yedikıta, NTV Tarih ve Atlas Tarih ise popüler tarih dergileri olarak okuyucu ile buluşmaktadırlar.
Bugün tarih kitaplar, sempozyumlar, paneller ve sergiler üzerinden geniş kitlelere aktarılmaktadır. Derin Tarih dergisi ise tarihi anlatmak ve sevdirmenin yanında, tarihin mühürlü kapılarını yeniden ve derinden aralamanın imkânlarını aramak üzere okurların karşısındadır!