Parmağın ve gönlün kanunu ondan sorulur

IKBAL ARMAGAN GÖZLÜ
Abone Ol

Günümüzde nişanlanan çiftlerin birbirine sonsuza dek bağlılığını temsil eden yegâ­ne halka... Yalnızca “alyans” kelimesinin Fransızcadaki alliance (birleşme, ittifak) ke­limesinden gelmesi bile bu aksesuarın kökenine dair yeterince fikir verir. Peki, parmağımızdan zinhar çıkar­madığımız bu değerli halkaların -ufak tefek farklılıklar­la- Avrupa kültüründen dünyaya yayıldığını, Avrupa’ya ise paganların gerçekleştirdikleri dinî ritüellerden mi­ras kaldığını biliyor muydunuz? Haydi, bu gizemli halkanın geçmişine ait perdeleri birlikte aralayalım.

Kökeninin eski Mısır uygarlığına dayandığı söylenir. 6 bin yaşındaki papirüslerde evlilik törenleri esnasında yüzük takıldığı ve bu yüzüğün bitmeyecek bir aşk ile çiftlerin birbirine bağlılığını anlattığı söylenmekte. En eski alyanslar kemikten, deriden ve diğer bazı maden­lerden yapılarak bazen sağ, bazen sol elin parmakların­da kullanılmış.

Yunanlar bundan 2019 yıl evvel “aşk damarı”nın üçüncü parmaktan geçip doğrudan kalbe ulaştığına da­ir hatalı bir keşif yapmışlar (Keşif fazlasıyla romantik bulunmuş olacak ki, günümüzde dilden dile dolaşan bir mit haline gelmiş). Bu buluşu benimseyen doktorlar ha­zırladıkları ilaçları bugün yüzük parmağı olarak adlandırdığımız “sa­ğaltıcı parmak” ile karıştırmaya başlamışlar. Hıristiyanlar bu âdeti de­ğiştirerek yüzüğü “Baba adına” işaret parmağına geçirip “Oğul” adına orta parmağa aktarır, oradan da son olarak “Ruhü’l-Kuds” adına yüzük parmağına takıp “Amen” diyerek alyansı dinîleştirirler.

Aradan zaman geçer, 860 yılına gelindiğinde Papa I. Nikolas nişan yüzüğünün evlenme arzusunu bildirmek üzere takılmasının zorunlu olduğu kararını alır. Boşanma yasağının savunucusu olan ve evliliğe verdiği ehemmiyetle şöhret bulan Papa, evlilik kurumunun fedakâr­lık gerektirdiği fikriyle altından başka bir madenden mamul yüzüğün kabul edilmeyeceğini kararlaştırarak bu geleneğin kurucusu olur.

20. yüzyıla kadar yalnızca kadınların parmaklarına taktıkları yü­zük, 2. Dünya Savaşı ile birlikte savaşa giden erkeklerin de eşlerine sadakatlerini ispat emek için taktıkları bir aksesuara dönüşür. Ayrı­ca geçmişten bu yana bölgelere göre yüzüğün takıldığı parmağın da değiştiğini söylemeden geçemeyelim. Yahudiler eskiden beri alyans­larını işaret parmaklarına takarken, Hintliler başparmaklarına tak­mışlar. Ayrıca her ne kadar alyansın sol ele takılması çoğu ülkede be­nimsenmişse de, Norveç, Rusya, Almanya, İspanya gibi ülkelerde sağ eli mesken tutmuştur.

Velhasıl alyans önce Avrupa’da, günümüzde ise bütün dünyada ev­lilik bağının nadide simgesi haline geldi. Tabii eskiden yalnız çiftlerin taktığı altın halkalar olmasına rağmen zamanla alternatif olarak be­yaz altın, platin veya gümüşten yapılan, bazı modelleri zirkon veya­hut pırlanta taşlarla bezenmiş alyanslar da kullanılır oldu. Bunların yanı sıra alyanslara alternatif olarak tek başına veyahut alyansla aynı parmağa takılabilen “tek taş” pırlantalar ile pırlantaların yan yana di­zilmesiyle elde edilen “üç taş”, “beş taş”, yedi taş” ve “dokuz taş” şek­linde adlandırılan saf pırlanta yüzükler de kullanılmakta. Her taşının kendi içinde bir anlamı barındırdığı rivayet edilen bu yüzükler de ha­nımların vazgeçilmez aksesuarları arasında. Örneğin beş taş pırlanta­da taşlar “aşk, sadakat, huzur, mutluluk ve bereket”i temsil ederken, üç taş pırlantaların “Dün, bugün, yarın seninle” anlamına geldiği ri­vayet edilir.

Ayrıca pırlantaya nazaran daha ender görülürse de hanımlar safir, zümrüt, yakut gibi kıymetli taşlardan yapılmış değerli yüzükleri de alyans olarak kullanır. Bu yüzüklerin hakkında en çok konuşulanlar­dan biri Lady Diana’ya ait olanı. Prens Charles tarafından zarafet tim­sali prensese evlilik teklifinin ardından sunulan o büyüleyici yüzük hafızalarda tazeliğini koruyor. 18 karatlık oval mavi safir ve etrafına dizilmiş 14 küçük elmastan oluşur. Bir aile yadigârı haline gelen yü­zük şimdi oğlu Prens Williams’ın eşi, Cambridge düşesi Kate Middle­ton’ın parmağını süslüyor.

Siyah, beyaz, büyük, küçük, zayıf, şişman… Yüzyıllardır yüzük­lerin takıldığı parmaklar değişse de sembolize ettiği değer hep aynı kalmış. Aşkı, sevgiyi ve sadakati küçücük cüssesinde himaye eden bu halka, akıp giden zamana inat güncelliğini koruyor. Yatılı misafiri ol­dukları parmaklar yaşlansa da, kendilerine atfedilen duyguların hatı­rına hep aynı canlılıkla gülümsüyorlar.