Tablo, Osmanlı saray nakkaşlarından Şehnâme-i Nâdirî'ye aittir. Osmanlı tarihinin en trajik ve anlaşılması güç olaylarından birinin kahramanı olan, genç yaşında kul sınıfının çıkardığı isyanla öldürülen II. Osman'ın Hotin seferini konu alan son resimli Osmanlı şehnameleridendir.
Osmanlı sultanlarının hayatlarını, zaferlerini anlatan ve sarayın resmî tarihçileri olan şehnâmeciler tarafından yazılan tarih metinlerinin resimli bir kitaba dönüştürülmesi 16. yüzyıl ortalarından itibaren Osmanlı saray nakkaşlarının görevlerinden biriydi. II. Osman'ın 1621 yılındaki Hotin Seferi'nin konu alındığı, Ganizâde Nâdirî tarafından manzum olarak yazılan ve olasılıkla seferin akabinde, (1622 yılı civarında) resimli bir nüshası hazırlanan Şehnâme-i Nâdirî de ilk bakışta bu geleneğin bir devamı, hatta son örneği olarak görülebilir. Ancak bu eser diğer resimli Osmanlı şehnâmelerinden oldukça farklıdır. Öncelikle Nâdirî sarayda görevli resmî bir şehnâmeci değildir. Dahası, Şehnâme-i Nâdirî'nin hazırlanma süreciyle ilgili belirsizlikler, 17. yüzyıl başına gelindiğinde Osmanlı resim sanatının saray merkezli örgütlü üretiminin çözüldüğünü gösterir. Tüm bunların ötesinde, Şehnâme-i Nâdirî Osmanlı tarihinin en trajik ve anlaşılması güç olaylarından birinin kahramanı olan, genç yaşında kul sınıfının çıkardığı isyanla öldürülen II. Osman'ın kendi devrindeki imgesini gözler önüne serer. Şehnâme-i Nâdirî'nin önemli bir bölümünü oluşturan Hotin Seferi, II. Osman için sıradan bir askerî seferden çok, tıpkı ataları gibi 'Gazi Sultan' olma hevesini gerçekleştirebileceği bir fırsattır. Her ne kadar tam olarak gerçekleştiremese de II. Osman'ın bu hevesi Şehnâme-i Nâdirî'nin tasvirlerine de yansır. Bu imgenin en belirgin tezahürü ise Nakşî Bey'e atfedilen ve II. Osman'ın görkemli bir ordu, büyük bir şaşaa ile, belli ki bu tür seferlere hasret kalmış halkın hayran bakışları altında yola çıkmasını gösteren bir resimdir.