Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü

İREM NUR KAYA
Abone Ol

Cumhuriyet Dönemi’nin ilk milli bankası ünvanına sahip Türkiye İş Bankası’nın kuruluşunda var olan bir yapı dönüştürülse de bankanın büyüme hızıyla yeni bir yapı inşa edilme ihtiyacı doğuyor. Bunun için Ankara’da Bankalar Caddesi olarak adlandırılan cadde üzerindeki stratejik bir konumda Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü, Guilio Mongeri tarafından tasarlanıyor. Ulusal Mimarlık Dönemi’nde inşa edilen banka binası, cephesindeki süslemeler ile öne çıkıyor. Yapı yıllarca hizmet verdikten sonra Türkiye’nin iktisadi bağımsızlığında oynadığı önemli role binaen banka tarafından müzeye dönüştürülüyor.

Galata Bankalar Caddesi, Kaynak: Salt Araştırma arşivi.

Yüzyıllar boyunca ticaretin kalbinin attığı yerleşimlerden biri olan Galata’da 1880 yılı itibarıyla finans yapıları ortaya çıkıyor ve günümüzde Bankalar Caddesi olarak bilinen cadde üzerinde sıra sıra bankalar inşa ediliyor. Yabancı sermayeler aracılığıyla Antik Yunan ve Rönesans’ı canlandırmak isteyen bir üslupla tasarlanan bu yapılar, Osmanlı ekonomisinin ele geçirilmesi planında önemli bir rol oynuyor. 1880-1920 yılları arasında cüsseli banka yapılarıyla gözde olan bu cadde, Cumhuriyet’in ilanı sonrasında tartışılan bir konum haline geliyor. Yeni kurulan ve milli değerleri savunan Türkiye Cumhuriyeti’nde ekonomik bağımsızlığın ilan edilmesi büyük bir önem arz ediyor ve Osmanlı’yı temsil eden İstanbul’dan başkent ünvanı alınarak bu ünvan Anadolu’nun ortasında konumlanan Ankara’ya veriliyor. Hızla imar faaliyetlerine girişilen başkentte Dr. Carl Christoph Lörcher 1924’te bir kent planı hazırlıyor ve kuzey ucu Hakimiyet-i Milliye Meydanı’na açılan arterin ticaret ve prestij bölgesi olarak kurgulanmasına karar veriyor. Yabancı sermayenin gücünü gösteren Galata Bankalar Caddesi yerine Ankara’da kaynağını Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden alan yeni bir Bankalar Caddesi, bu kararlar eşiğinde kurulmaya başlanıyor.

Ankara Ulus Meydanı, Kaynak: Salt Araştırma arşivi.

Bankalar Caddesi’nin Millî Mücadele zamanında yönetim üssü olan birinci meclisin bulunduğu Hakimiyet-i Milliye Meydanı’nın uzantısında konumlandırılıyor olması siyasi otoritenin milli ve bağımsız ekonomi ile ilişkisi açısından önem taşıyor. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerinin çağdaş malzemeler ile yeniden yorumlandığı Ulusalcı Mimarlık Akımı’nın örneği olarak tasarlanan yapılar, ulusal bağımsızlık ve ekonomik bağımsızlık arasında bir ilişki kurulduğunu gösteriyor. Ulusalcı dönemin öne çıkan aktörlerinden olan Vedat Tek, Kemaleddin Bey, Arif Hikmet Koyunoğlu ile birlikte Ankara’nın inşasında önemli bir rol oynayan Giulio Mongeri; Bankalar Caddesi üzerinde yer alan Osmanlı Bankası (1926), Ziraat Bankası (1926-1929), Tekel Başmüdürlüğü (1928) ve İş Bankası’nı (1929) tasarlayarak bu caddenin yeni kurulan devletin varlığını temsil eden bir merkeze dönüşmesini sağlıyor. Bu cadde üzerinde Mongeri’nin son tasarımı olan İş Bankası yapısı, bankanın kurumsal kimliğinin mimari olarak anlaşılması için önemli örneklerden biri olarak ortaya çıkıyor. III. Umum Müdürlüğü Binası olarak isimlendirilen yapının mimarisi kadar kuruluş hikayesi de dönemin ekonomik gelişmelerini anlamak için önemli bilgiler veriyor.

Ankara Bankalar Caddesi, Kaynak: Salt Araştırma arşivi.

Türkiye İş Bankası, bankacılık politikalarının belirlenmesinde etkili rol oynayan İzmir İktisat Kongresi’nin (1923) üzerinden bir yıl geçtikten sonra Cumhuriyet Dönemi’nin ilk milli bankası ünvanıyla kuruluyor. Ankara Palas’ın yanındaki 2 katlı binalardan biri bankaya tahsil ediliyor ancak 9 Eylül 1924’teki resmi açılış İstasyon Caddesi’ndeki II. Umum Müdürlüğü ile Ankara Merkez Şubesi’nin ortak kullandığı binada gerçekleştiriliyor. Kısa zamanda alan ihtiyacının ortaya çıkmasıyla var olan bir binanın kiralanması düşünülse de satın alınan araziye yeni bir yapı inşa edilmesine karar veriliyor. Ankara Palas ile Belediye Bahçesi arasında bir arazi satın alınsa da mülkiyet sorunları nedeniyle kullanılamıyor ve Bankalar Caddesi’nin kuzeydoğu ucundaki köşe parsele Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü inşa ediliyor.

Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü, Fotoğraf: Sebah & Joaillier, Kaynak: Salt Araştırma Arşivi.

Proje, caddedeki diğer bankaların da mimarı olan Mongeri tarafından tasarlanırken inşası için 4 ayrı teklif alınıyor ve projenin inşa görevi 477.000 lira teklif sunan Erzurumlu Nafiz Bey’e veriliyor. 1927’de başlayan inşaatta daha önce öngörülemeyen zemin güçlendirme çalışmaları, asansör, paratoner, su tulumbalarının masrafları ile birlikte tasarımdaki mobilya ve malzemelerin pahalı tutması sonucunda 1929 yılı haziran ayında 736.118 liraya tamamlanıyor. Bu dönemde henüz 4.000.000 lira sermayeye sahip olan Türkiye İş Bankası’nın böylesine büyük bütçelerle inşa edilmesi tepkiyle karşılanıyor. İhtiyacının üstünde bir büyüklükte inşa edilen yapının bir kısmı iş hanı işleviyle kiraya verilse de zamanla banka büyüyor ve yetersiz kalacak hale geldiğinde ekler yapılarak alan büyütülmeye çalışılıyor. *

Müzeye çevrilmiş halinde ana holün görünüşü, Kaynak: Kültür Portalı.

Bodrum ve zemin üzeri 4 kattan meydana gelen Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü, köşe parseldeki simetrik tasarımıyla dikkat çekiyor. 1956 ve 1973 senelerindeki eklemelere kadar ikizkenar üçgen plan sistemine sahip olan yapıya güney ucu yuvarlatılmış olan köşeden giriliyor. Yüksek zeminli girişin ardındaki dikdörtgen planlı hol, oval olarak planlanmış ana salona açılıyor. Bu salon, banka hizmet holü olarak işlevlendirilirken üst katın galeri olarak şekillendirilmesiyle iki kat yüksekliğine sahip hale geliyor ve holün üzeri çelik konstrüksiyonlu cam kubbe ile örtülüyor. Katlar arasındaki bağlantı merdiven ve asansörler ile sağlanırken bu düşey sirkülasyon alanlarına giden koridorlara ofis birimleri yerleştiriliyor. Yapı betonarme sistemle inşa ediliyor.

Müzenin iç halinin görünümü, Kaynak: Tetrazon.

Modern tipte bir plan çözümlemesine sahip olan yapıda Mongeri, yapının iç tasarımında geleneksel mimari öğeleri kadar Gotik üslubu hissettiren öğeler de kullanıyor ve yapıda eklektik anlayışın örneklerinden biri görülebiliyor. Özellikle oval salonda kullandığı çapraz tonozlar ile hole Gotik mimariyi andıran bir görünüm kazandırıyor. Tonozların üzerine yapılan bezemelerde ise mukarnaslı başlıklar kullanılıyor ve galerinin kenarlarına üzerinde bankanın da logosunun olduğu taş panolar yerleştiriliyor. Selçuklu desenlerinin kullanıldığı bu hol gösterişli duruşu ile yapı için simgesel bir özellik kazanıyor. Henüz mimari arayışların devam ettiği Erken Cumhuriyet Dönemi içinde yapı önemli bir yer ediniyor.

Yapının kat planları, Kaynak: Şefik Seçkin Akşit.***

Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü, Ulusal Mimarlık Dönemi’ni temsil eden en önemli tasarım öğelerini cephesinde sergiliyor. Düşey etkinin ön planda tutulduğu cephe tasarımını bozmamak için başlangıçta planlanan saçaklı kırma çatı yerine inşaat aşamasında düz bir çatı yapılıyor. Çatının üzerine yapının ismini ve kuruluş tarihi olan 26 Ağustos 1924’ü öne çıkaran bir pano yerleştiriliyor. Yapının cephesi temel olarak 3 bölüme ayrılıyor: Yüksek zeminin ve pencerelerin sivri kemerlerle vurgulandığı alt bölüm, 1-2 ve 3. Katları birbirini tamamlayacak şekilde yerleştiren orta bölüm ve yapının bitişini zenginleştiren üst bölüm. Bu bölümlerin vurgusunu yapmak için yatay hatlar kullanılıyor. Bodrum kat taş taklidi sıvayla kaplanırken yapının kuzey cephesi hariç diğer kısımlarında pembe renkli Ankara Taşı tercih ediliyor.

Yapının yan cephesinde yer alan giriş kapısı, Kaynak: Güneş Akdağ**.

Yapının güney cephesinde yer alan ana girişin üzerindeki cam örtülü sundurma, barok stilini andıran dalgalı ve eğrisel formuyla dikkat çekiyor. Sivri kemerli kapıya merdivenle ulaşılırken kapı kemeri mukarnas başlıklı sütunlar üzerine oturuyor. Sundurmanın iki ucuna yerleştirilen sekiz kenarlı fenerler ile kapının hemen iki yanında simetrik olarak kurgulanan sivri kemerli pencereler, yapıya anıtsal bir duruş katıyor. Bitki motiflerinin kullanıldığı bezemeler ile yapı ulusal kimliğini pekiştiriyor ancak cephede kullanılan sağır nişler bu kimliğe zıt bir öğe olarak kullanılıyor. 1 ve 2. katlarda dikdörtgen planlanan pencereler 3. katta sivri kemerle bitiriliyor ve böylece cephedeki düşey etki pekiştiriliyor. Yapıda yalnızca küçük balkonlar aracılığıyla çıkma yapılarak bu etki azaltılıyor. Ön cepheye oranla daha az süsleme bulunan simetrik yan cepheler, plasterlerle 5 parçaya ayrılıyor. Baştaki ve sondaki parça çatıda barok üslüplu 2 boyutlu kulelerle bitiriliyor. Bu cephelerde yer alan giriş kapıları ise beş dilimli kemerli niş içinde olacak şekilde tasarlanıyor. Ana giriş kapısına oranla oldukça sade bir tasarım yapılıyor.

Yapının günümüzdeki hali, Kaynak: Tetrazon

Türkiye İş Bankası'nın kuruluş yıllarında büyük bir yankı uyandıran Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü, günümüzde Türkiye’nin iktisadi bağımsızlığının serüvenine eşlik edişini tüm halk ile paylaşmak adına müzeye dönüştürülüyor. Binanın içinin yenilenmesi ve müze olarak işlevlendirilmesi işini Tetrazon'dan Burçak Madran üstleniyor. Ziyaretçilerini ekonomik bağımsızlık yolculuğuna çıkaran müzenin metinlerini Prof. Zafer Toprak yazarken grafik tasarımı Emre Senan imzası taşıyor. Ankara’da Erken Cumhuriyet Dönemi’nin simgelerinden birine dönüşmüş olan yapıyı pazartesi günleri hariç her gün 10.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Proje

Türkiye İş Bankası III. Umum Müdürlüğü

Yeri

Ulus, Ankara

Mimarı

Guilio Mongeri

Proje başlangıç yılı

1927

Proje bitiş yılı

1929

Günümüzdeki kullanımı

İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi