Okuyan herkesin "burada yazar beni anlatmış" dediği 6 kitap

Bir zamanlar kitapçı raflarının kenarına köşesine sıkışıp kalmış kitaplar bugün çok satanlar listesinde ilk onda yer alıyor. Okuduktan sonra "aynı ben" diyerek sosyal medyada paylaştığımız bu kitaplar internet aleminde dalga dalga yayılıyor ve kestirmeden bizi diğerlerine anlatsın diye paylaştığımız o özel kitaplar herkese aynı duyguyu hissettiriyor. Sonra bir bakmışız ki tüm kadınlar Maria Puder, tüm erkekler Raskolnikov olmuş!


Zamanı aşan, yazıldığı günden bugüne okuyan herkesin bağrına bastığı, sevip saydığı kitaplar vardır. Bu sevgi öyle bir boyuta gelir ki, o kitap sadece sizin için yazıldı zannedersiniz. Yazar sizi adeta tanıyor ve size sesleniyordur. Siz böyle kendinizi biricik hissederken, diğer binlerce okurun da aynı şeyi düşündüğünü bilmezsiniz tabi... Gelin o kitaplara bakalım.









Suç ve Ceza, Dostoyevski

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Listemize edebiyat dünyasının en sağlam antikahramanlarından olduğu halde gönüllerin kahramanı olmayı başaran Raskolnikov'la başlıyoruz.
Vahşice işlediği cinayetten sonra girdiği iç hesaplaşmalar ve vicdan muhasebesiyle okuyucuların Raskolnikov'u esas mağdur olarak düşünmeye başladığı ve bu uzun romanın sonunda da kendilerini Raskolnikov'un yerine koyduğu Suç ve Ceza; bugün edebiyat dünyasının en iyi kitaplarından biri kabul ediliyor. Filme de uyarlanmış olan bu eşsiz romanı sevin, sevdirin.
Suç ve Ceza, Dostoyevski Listemize edebiyat dünyasının en sağlam antikahramanlarından olduğu halde gönüllerin kahramanı olmayı başaran Raskolnikov'la başlıyoruz. Vahşice işlediği cinayetten sonra girdiği iç hesaplaşmalar ve vicdan muhasebesiyle okuyucuların Raskolnikov'u esas mağdur olarak düşünmeye başladığı ve bu uzun romanın sonunda da kendilerini Raskolnikov'un yerine koyduğu Suç ve Ceza; bugün edebiyat dünyasının en iyi kitaplarından biri kabul ediliyor. Filme de uyarlanmış olan bu eşsiz romanı sevin, sevdirin.
Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Kitabı okumuş olan herkese, herhangi bir zamanda sadece "kürk" bile deseniz akıllarına gelecek ilk şey Kürk Mantolu Madonna'nın Maria Puder'i olur. 
Kitabın diğer önemli ismi Raif Efendi ise, başlı başına ayrı bir listenin konusu olabilir. Ancak biz şimdi her kadının ruhuna ayna olmuş Maria Puder karakterine bırakıyoruz sözü, "Şimdi 
aramızda neyin noksan olduğunu biliyorum. Bu eksik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum... Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum. "
Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali Kitabı okumuş olan herkese, herhangi bir zamanda sadece "kürk" bile deseniz akıllarına gelecek ilk şey Kürk Mantolu Madonna'nın Maria Puder'i olur. Kitabın diğer önemli ismi Raif Efendi ise, başlı başına ayrı bir listenin konusu olabilir. Ancak biz şimdi her kadının ruhuna ayna olmuş Maria Puder karakterine bırakıyoruz sözü, "Şimdi aramızda neyin noksan olduğunu biliyorum. Bu eksik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum... Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum. "
Çavdar Tarlasında Çocuklar, J. D. Salinger

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı... Hangi yaşta olursanız olun okuduğunuzda tebessüm edeceğiniz, kalbinize ayna olan kitaplar vardır. Hep güncel kalan o öyküler, her kültürde yer bulur kendine. Salinger, Çavdar Tarlası'nda Çocuklar'da Holden Caulfield karakteriyle ilkgençlik baharını estirir. Üniversiteden atılan, yaşadığı sorunları kendisi için dünyanın en önemlisi meselesi haline getiren, edebiyat tarihinin en uyumsuz anti kahramanlarından biri olan Holden Caulfield; lafı uzatmadan söylersek çağımızın yapmacık hayatından ölesiye tiksinmektedir.

Kim tiksinmiyor ki?
Çavdar Tarlasında Çocuklar, J. D. Salinger Çocuk, genç, yetişkin, yaşlı... Hangi yaşta olursanız olun okuduğunuzda tebessüm edeceğiniz, kalbinize ayna olan kitaplar vardır. Hep güncel kalan o öyküler, her kültürde yer bulur kendine. Salinger, Çavdar Tarlası'nda Çocuklar'da Holden Caulfield karakteriyle ilkgençlik baharını estirir. Üniversiteden atılan, yaşadığı sorunları kendisi için dünyanın en önemlisi meselesi haline getiren, edebiyat tarihinin en uyumsuz anti kahramanlarından biri olan Holden Caulfield; lafı uzatmadan söylersek çağımızın yapmacık hayatından ölesiye tiksinmektedir. Kim tiksinmiyor ki?

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Peyami Safa'nın en beğenilen romanı olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, istemeden kendimizi yerine koyduğumuz, acımaktan ciğer solduran bir karaktere sahip.  Yoksul ve sakat bir gencin, kendinden dört yaş büyük bir kıza aşık olması ve  vuslata ermeyen bu aşkla rahatsızlığının iyice artıp ameliyat olması anlatılır.
Peyami Safa'nın en beğenilen romanı olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, istemeden kendimizi yerine koyduğumuz, acımaktan ciğer solduran bir karaktere sahip. Yoksul ve sakat bir gencin, kendinden dört yaş büyük bir kıza aşık olması ve vuslata ermeyen bu aşkla rahatsızlığının iyice artıp ameliyat olması anlatılır.
Tutunamayanlar, Oğuz Atay

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Gözlerin aradığı kitaba geldik! Böyle bir liste hazırlarken Tutunamayanlar'ı saymazsak Tumblr'daki Oğuz Atay paylaşımları yakamızı rahat bırakmazdı. Yaşadığı dönemde kıymeti bilinmemiş ve acımasızca yalnızlaştırılmış Oğuz Atay bugün sosyal medyada en çok paylaşılan yazarlardan birisi. "Tutunamayanlar ile çok basit bir iş yapmak istedim; insanı anlatmayı düşündüm" diyen Oğuz Atay, Selim Işık karakteriyle aslında birçok tutunamayana, "tutunacak bir dal" uzatmış oldu.
Tutunamayanlar, Oğuz Atay Gözlerin aradığı kitaba geldik! Böyle bir liste hazırlarken Tutunamayanlar'ı saymazsak Tumblr'daki Oğuz Atay paylaşımları yakamızı rahat bırakmazdı. Yaşadığı dönemde kıymeti bilinmemiş ve acımasızca yalnızlaştırılmış Oğuz Atay bugün sosyal medyada en çok paylaşılan yazarlardan birisi. "Tutunamayanlar ile çok basit bir iş yapmak istedim; insanı anlatmayı düşündüm" diyen Oğuz Atay, Selim Işık karakteriyle aslında birçok tutunamayana, "tutunacak bir dal" uzatmış oldu.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Türk toplumunun maruz bırakıldığı modernleşme macerasına ironik bir reddiye niteliği taşıyan Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde Hayri İrdal karakteri karşılıyor bizleri. Kitabı okuyanlar neden Halit Ayarcı yerine Hayri İrdal'ı seçtiğimizi sorabilirler. Ama siz de iyi bilirsiniz ki, kusurlar güzelliklerin kıymetini bildirir. Halit Ayarcı'nın "mükemmelliği" böyle bir listeye uygun düşmezdi doğrusu.
Tereddüdü, pasifliği, arada kalmışlığı ve buna rağmen keskin tespitleri, titizliği ve gözlem gücü ile Hayri İrdal, her satırda kendine hayran bırakan cümleler kuruyor, "Hürriyetin -bu kısa ömrümde- yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi ve o geldi diye biz sevincimizden davul zurna sokaklara fırladık."
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar Türk toplumunun maruz bırakıldığı modernleşme macerasına ironik bir reddiye niteliği taşıyan Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde Hayri İrdal karakteri karşılıyor bizleri. Kitabı okuyanlar neden Halit Ayarcı yerine Hayri İrdal'ı seçtiğimizi sorabilirler. Ama siz de iyi bilirsiniz ki, kusurlar güzelliklerin kıymetini bildirir. Halit Ayarcı'nın "mükemmelliği" böyle bir listeye uygun düşmezdi doğrusu. Tereddüdü, pasifliği, arada kalmışlığı ve buna rağmen keskin tespitleri, titizliği ve gözlem gücü ile Hayri İrdal, her satırda kendine hayran bırakan cümleler kuruyor, "Hürriyetin -bu kısa ömrümde- yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi ve o geldi diye biz sevincimizden davul zurna sokaklara fırladık."
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >