"Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına" türküsünün aşırı zeka gerektiren hikayesi

"Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına"
"Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına"

Bu türküyü her duyduğumuzda inceden bir gülme tutar. Sözleri hepimize çok saçma gelir çünkü. Fakat bu türkü, hiciv sanatının en güzel örneklerindendir. Yani aslında o manda senin bildiği manda, o söğüt dalıda zannettiğini söğüt dalı değil.

"Türküler eleştirilmek istendiğinde, sözleri anlamsız bulunduğunda genellikle örnek olarak “Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına" adlı türkü gösterilir. Oysa türkünün baştan sona doğruları anlatan, ilk bakışta anlamsız gibi görünse de ozanın ince zekâsıyla hiciv sanatının çok güzel örneğinin sunulduğu bir eser olduğu görülecektir. Eğer ki türkünün ne amaçla yapıldığı ve neyi anlattığı bilinmiş olsa eleştirenler herhalde başlarını öne eğerdi" diyor İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Sanatçı Öğretim Görevlisi İrfan Kurt.
Kurt, halk kültüründe hiciv ve 'Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına gerçeği' adlı makalesinde bu türkünün anlamını irdeledi. Türkünün Kastamonu'nun Tosya ilçesinden derlendiğinin hatırlatıldığı makalede, türküde anlatılmak istenenin ne olduğunun anlaşılabilmesi için, hem türkünün çıkış nedeninin hem de yöresel özelliklerin bilinmesi gerektiği vurgulanıyor.
“Kuru ekmeğe tepki" makalesinde, türkünün hikâyesi şöyle anlatılıyor:
Dönemin beyi tarafından halk ozanlarının yönetim aleyhine söz söylemeleri yasaklanmıştır. Bu yasağın yanı sıra saz çalıp türkü söyleyen ozana bir eğlencede kendilerine türkü çalması emrivakisi yapılmış, bir kenara da kuru ekmeklerden oluşan yemek konmuştur. Bu ortamda bu türkünün çıktığı söylenmektedir. Ozan da kendisine yapılan bu haksızlığı onlarla dalga geçerek dile getirmiştir.
Kaynak: www.aylakkarga.com

“Manda söğüt dalına nasıl yuva yaptı?”

                                    
                                    Bazı kişiler tarafından saçma bulunan 'manda yuva yapmış söğüt dalına' sözlerinde anlatılmak istenen ise şöyle ifade ediliyor:

“Tosya bilindiği gibi pirinci ile ünlüdür. Çeltik tarlalarının sürülmesinde kullanılan manda, yazın sıcağında göletlere yatarak az kıllı olan derisini hem serinletmek hem sineklerden korumak amacıyla çamura bular. Bunun için de göletlerin ve çeltik tarlalarının kenarlarında bulunan ve dalları da suyun içine kadar uzanan salkım söğütlerin dalları üzerine, gölgesine yatar. İşte mandanın söğüt dalına yuva yapması budur.”
“Manda söğüt dalına nasıl yuva yaptı?” Bazı kişiler tarafından saçma bulunan 'manda yuva yapmış söğüt dalına' sözlerinde anlatılmak istenen ise şöyle ifade ediliyor: “Tosya bilindiği gibi pirinci ile ünlüdür. Çeltik tarlalarının sürülmesinde kullanılan manda, yazın sıcağında göletlere yatarak az kıllı olan derisini hem serinletmek hem sineklerden korumak amacıyla çamura bular. Bunun için de göletlerin ve çeltik tarlalarının kenarlarında bulunan ve dalları da suyun içine kadar uzanan salkım söğütlerin dalları üzerine, gölgesine yatar. İşte mandanın söğüt dalına yuva yapması budur.”
"Yavrusunu sinek kaptı"

                                    
                                    Bu ifade de, yavrunun sinek tarafından ısırılması anlamı taşıdığının belirtildiği makalede, çünkü yörede 'kapmak' sözünün ısırmak anlamında kullanıldığı, bir tür sineğin hayvanların kuyruk altlarına girip ısırmasının hayvanı delirten ve oradan oraya sıçratan bir olay olduğu belirtiliyor. 

Türküdeki sözler ve anlatılmak istenenler, ardından “gördün mü?” sözcüğü ile türküye devam edip akıl almaz olayların olduğunu vurgulayıp alay etmek amacı taşıdığının kaydediliyor.
"Yavrusunu sinek kaptı" Bu ifade de, yavrunun sinek tarafından ısırılması anlamı taşıdığının belirtildiği makalede, çünkü yörede 'kapmak' sözünün ısırmak anlamında kullanıldığı, bir tür sineğin hayvanların kuyruk altlarına girip ısırmasının hayvanı delirten ve oradan oraya sıçratan bir olay olduğu belirtiliyor. Türküdeki sözler ve anlatılmak istenenler, ardından “gördün mü?” sözcüğü ile türküye devam edip akıl almaz olayların olduğunu vurgulayıp alay etmek amacı taşıdığının kaydediliyor.
"Öküzün torbadan düşmesi"

                                    
                                    İkinci kıtadaki öküzün torbadan düşmesi ise öküzlerin hem yemlenmesi, ekine zarar vermemesi, hem de zaman kazanmak için boyunlarına takılan yem torbasının öküzün boynundan çıkması ve öküzün yemeden içmeden kesilmesi anlamını taşır.
"Öküzün torbadan düşmesi" İkinci kıtadaki öküzün torbadan düşmesi ise öküzlerin hem yemlenmesi, ekine zarar vermemesi, hem de zaman kazanmak için boyunlarına takılan yem torbasının öküzün boynundan çıkması ve öküzün yemeden içmeden kesilmesi anlamını taşır.
“Müezzinin minareden uçması”

                                    Üçüncü kıtadaki “müezzinin minareden uçması” da erenlere karışması, ermesi anlamındadır. Bağlantı (yani amanin yandım…) bölümünde de tirit yemeğini emeği karşılığı hak ettiğini anlatıyor. Türkü baştan sona doğruları anlatıyor. Fakat ilk bakışta anlamsız gibi görünse de ozanın ince zekâsıyla hiciv sanatının çok güzel örneğinin sunulduğu bir eser olduğu ortada.”
“Müezzinin minareden uçması” Üçüncü kıtadaki “müezzinin minareden uçması” da erenlere karışması, ermesi anlamındadır. Bağlantı (yani amanin yandım…) bölümünde de tirit yemeğini emeği karşılığı hak ettiğini anlatıyor. Türkü baştan sona doğruları anlatıyor. Fakat ilk bakışta anlamsız gibi görünse de ozanın ince zekâsıyla hiciv sanatının çok güzel örneğinin sunulduğu bir eser olduğu ortada.”
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >