Diriliş Ertuğrul'daki İbnül Arabi'den izleyenlere ders veren 10 hikaye
TRT ekranlarında reyting rekorları kıran 'Diriliş: Ertuğrul' dizisindeki İbnül Arabi'nin bazen izleyenlerin kendisini sorguladığı, bazen de ders çıkardığı öğütleri ve gerçek hikayeleri çok etkileyici..
TRT'de iki sezondur Çarşamba günleri yayınlanarak reyting rekorları kıran 'Diriliş: Ertuğrul' dizisindeki İbnül Arabi karakteri, dizi içerisinde ara ara hayata dair kıssa ve gerçek hikaye anlatıyor. Bazen izleyenlerin kendisini sorguladığı, bazen de ders çıkardığı hikayeler birçok kişinin
Diziyi izleyen veya izlemeyen birçok kişinin hayran kaldığı İbnül Arabi karakteri, dizide Endülüs'ten Anadolu'ya gelen bir alim. Dizinin ana karakteri Süleyman Şah oğlu Ertuğrul'a çeşitli öğütler vererek yol gösteren İbnül Arabi'nin dizi içerisinde dikkat çeken 10 hikayesini yazı sonunda bir bonus bilgiyle birlikte sizin için derledik. Ayrıca söylemeden geçmeyelim, dizinin yeni sezon yeni bölümü 26 Ekim Çarşamba(yarın).
Diziyi izleyen veya izlemeyen birçok kişinin hayran kaldığı İbnül Arabi karakteri, dizide Endülüs'ten Anadolu'ya gelen bir alim. Dizinin ana karakteri Süleyman Şah oğlu Ertuğrul'a çeşitli öğütler vererek yol gösteren İbnül Arabi'nin dizi içerisinde dikkat çeken 10 hikayesini yazı sonunda bir bonus bilgiyle birlikte sizin için derledik. Ayrıca söylemeden geçmeyelim, dizinin yeni sezon yeni bölümü 26 Ekim Çarşamba(yarın).
Bonus bilgi: İbnül Arabi'nin Osmanlı'yla alakalı müjdeleri vardı..
Muhyiddin-î Arabî, “Ed-Dâiretü'n Numaniyye fi'd Devleti'l Osmaniyye” adlı eserinde, Osmanlıların kuruluşuyla ilgili bazı müjdelere yer vermiştir.Henüz ortada Osman Gazi ve Osmanlı Devleti'nin ismi ve nişanı dâhi yokken; Şeyh-i Ekber, cifir ilmi (harflere verilen sayı kıymetiyle geçmiş ve gelecek hâdiselere dair işaretler çıkarmak) ile onun yakın bir zamanda geleceğini müjdelemiştir.
Muhyiddin-i Arabî Hazretleri eserinde, sadece Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan bahsetmemiş, Osmanlılar devrinde meydana gelecek pek çok olayı asırlar öncesinden aynen haber vermiştir. Şam ile Mısır'ın fethedilip, Yavuz Sultan Selim'in Şam'a girmesiyle kendi kabrinin ortaya çıkarılacağını; Hafız Paşa'nın, dokuz ay boyunca kuşatmasına rağmen Bağdat'ı alamayıp, fethin 40 gün içinde IV. Murad'a nasip olacağı; Sultan Abdülaziz'in katledileceği gibi daha bir çok hâdiseyi rumuzlu (mânâsı gizli işaretler) bir biçimde bildirmiştir. Türkler hakkında ise, “Türkler için muzafferiyet ve saadet vardır” demiştir.